Twitter, manipülasyon ağları, şirketler ve “hassasiyetler”

Twitter, Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI) ve Stanford Internet Gözlemevi (SOI) ile birlikte yaptıkları üç ayrı çalışmanın sonucunda devlet destekli politik manipülasyon gerekçesiyle Türkiye, Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti bağlantılı 32 bin 242 hesabı platformdan attıklarını duyurdu. Twitter’dan atılan hesapların 7 bin 340’ı Türkiye’den. SOI’nin detaylı raporuna göre bir kısmı sahte karakterlerle oluşturulmuş bir kısmı ise ele geçirilmiş bu hesaplar AKP’nin gençlik kanadıyla bağlantılı. Tablo böyle olunca bu hesap kapamalar AKP karşıtı cenahın çoğunluğunda büyük bir sevinçle karşılandı.

Gerçekler sadece bu raporlardaki kadar basit olsaydı Twitter’ın platformunda kimleri barındırıp kimleri barındırmayacağına sadece kendisinin karar verme hakkı olduğunu söyleyip, Twitter’a manipülasyon ağlarını temizlediği için teşekkür edip geçebilirdik. Twitter ve benzeri diğer platformlar, platformun mülkiyetine sahip olmaları ile de doğrudan bağlantılı olarak “Ne suçtur, ne değildir?​”, “Neler ifade özgürlüğüdür, neler değildir?​” ve “Hangisi nefret söylemidir, hangisi değildir?​” gibi çeşitlendirerek arttırabileceğimiz başlıklar altında çoğu durumda pratikte savcı, hakim ve infaz memuru görevi üstleniyor. Yani Internet’in çoğunda suça, suçlaya, cezaya ve infaza kendi politik ajandaları, maddi ve politik kâr-zarar hesapları olan şirketler karar veriyor. Söz konusu kararlar dönem dönem politik atmosferden etkilense de bu kâr-zarar hesaplarından bağımsız değil. Tam da bu hesaplar yüzünden örneğin Amerika’da Trump yanlısı ırkçı tweetler Twitter’ın ceza mekanizmalarından çizik almadan ya da ufak tefek çiziklerle kurtulabiliyordu.

Devletlerin Internet ve sosyal medyada manipülasyon için şebekeler kurduğu bilinen bir gerçek. Oxford Internet Enstitüsü’nün (OII) 2019’da yayımladığı “Küresel Dezenformasyon Düzeni” raporuna göre aralarında Türkiye’nin de olduğu 70 ülke Internet’te dezenformasyon faaliyeti yürütüyor. Üstelik bu ağların bir kısmı bilinmeyen, teşhir edilmemiş ağlar falan da değil. Üstelik bu ağların bir kısmının teşhiri için öyle büyük kuruluşlarla ağların barındığı platformların iş birliğine falan dahi gitmesi gerekmedi. Bir ya da birkaç kişilik ekiplerin teşhir etmeyi başardığı ve hâlâ Twitter’da bir ceza almadan faaliyetini sürdüren ağlar var. Biz sadece bir örnekle yetinelim. Conspirador Norteño hesabı başka bu tip ağlarla birlikte Trump’çı manipülatif ağları da detaylıca teşhir ediyor. Ancak bu ağlar varlığını rahatça sürdürmeye devam ediyor. Bu noktada “OII’nin raporundaki 70 ülkeden neden sadece bu üçü?​”, “Bu ülkelerde başka böyle ağlar var mı?​”, “Hangi ülkelerle ne anlaşmalarınız var?​” gibi soruları yöneltmek gerekiyor. Bu soruların yanıtının kâr-zarar hesaplarıyla değil de Twitter’ın doğru olanı yapmaya çalışmasıyla falan alakalı olduğunu düşünmek saflık olur.

Her biri kâr etmek için kurulmuş şirketlerin “sosyal hassasiyetleri”, “sosyal sorumlulukları”, “doğru olanı yapma istekleri” bu hassasiyetlerin, bu sorumlulukların ve bu isteklerin kendilerine ne kadar kâr getirdiği ya da ne kadar zarardan döndürdüğünün hesabıyla orantılıdır. ABD’de George Floyd’un öldürülmesinin ardından yükselen eylemlerle birlikte harekete çeşitli şekillerde saygılarını sunan şirketlere ve kurumlara kaba bir bakış atalım isterseniz. Otomatik önerilen videolarıyla yıllardır bizi alakasız konulardan o ırkçı videodan bu ırkçı videoya bir anda savuran ve bu sorunu yıllardır çözemeyen Youtube, “siyah sanatçı ve içerik üreticilerinin sesini yükseltmek ve geliştirmek için” 100 milyon dolarlık bir fon oluşturdu. Kullanıcılarının temel haklarını ve gizliliğini her şeyin önünde tuttuğu için(!) Çin’deki kullanıcılarının verilerini Çin’deki sunuculara taşıyan, üretim zincirinde Afrika’da çocuk emeği sömürüsü ile ve ağır çalışma koşullarından kaynaklı “intihar fabrikaları” olarak anılan fabrikalarıyla ve bu fabrikalara işçiler intihar etmesin diye çekilen ağlarla gündem olan Apple 100 milyon dolarlık ırksal adalet girişimi başlattığını duyurdu. 1930’larda NAZİ’lerle, 1970’lerden 1990’lara Güney Afrika’daki ırkçı apartheid yönetimi ile çalışan, yine 1970’lerde bünyesinde siyah emekçilerin eşit haklar ve eşit ücret için mücadele eden örgütü National Black Workers Alliance of IBM (BWA) ile acımasızca savaşan IBM, ırksal fişleme ile temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına müdahalede kullanıldığı için yüz tanımlama alanından çekildiğini duyurdu. IBM’i yüz tanıma sistemlerinin polise satışını askıya alarak, ırkçılık ve nefret söylemi içeren içeriklerin satışına çok gündem olmadığı sürece ses çıkarmayan Amazon takip etti.

Neden bir ay, iki ay, bir yıl önce değil de şimdi? Cevap o kadar zor değil. Şu anda şirketler için kârlı olan yükselen harekete balıklama atlamak. Dün bütün bu sosyal hassasiyet maddi ya da politik açıdan kârlı değildi. Benzer şekilde Twitter açısından da bugün büyük olasılıkla OII’nin raporundaki diğer 67 ülkedeki manipülasyon ağlarını ya da üç ülkedeki diğer olası ağları teşhir etmek şimdilik kârlı değil.

İLGİLİ HABERLER

EVRENSEL'İNMANŞETİ

300 bin işçinin fazla mesaisine çöktüler

300 bin işçinin fazla mesaisine çöktüler

Müteahhide milyarlarca lira aktaran, sermayenin trilyonlarca liralık vergisini bir kalemde silen, gereksiz harcamalarını kısmayan iktidar, kamuda ‘tasarrufu’ alın terinden yapıyor. Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan işçilerin fazla mesai ücretleri ve ikramiyeleri “Ödenek yok” denilerek ödenmiyor.

‘Garanti’ adı altında, yıl içinde 45 müteahhide 225 milyar lira ödenecek.

Muafiyet, istisna ve indirim yoluyla patronların 2 trilyon liralık vergisi silinecek.

‘Çerez parası’ denilen taşıt kiralama bedeli 10 milyar lirayı aşacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İSİG Meclisi: 2024'te 71 çocuk çalışma koşullarının kurbanı oldu.

Evrensel'i Takip Et