16 Haziran 2020 00:09

Musa Anter 100 yaşında

Musa Anter (solda) ve karşısında çocuklar

Görsel: MA

Paylaş

Musa Anter 100 yaşında… Fiziki olarak onu kaybedeli 28 yıl geçmiş aradan… Ama sanki dün gibi yaşadığımız şok 20 Eylül 1992 tarihinde vurulduğu zaman…

Musa Anter, yakınımızdaki Dragos’ta oturuyordu. Dragos, CHP elitinin 1950 öncesi yazlık mekan olarak seçtiği bir mekan olduğu için, DP iktidarının hiçbir hizmet götürmediği bir yerleşim merkezi idi. Nitekim 12 Mart hükümetinin başbakanı olan “şalcı” Nihat Erim’in evi de Dragos’taydı.

DP’nin boykot ettiği bir yer olması nedeniyle Dragos, Adalara bakan doğallığını korumuş tepe konumundaydı. Biraz bundan dolayı burada yaşamayı yeğlemişti Ape Musa.

Nihat Erim, 1980 yazı, Dragos’taki Deniz Kulübüne giderken öldürüldü. Musa Anter’e de ilk suikast girişimi Dragos’ta tasarlandı. Gelip kapıyı çaldıklarında evde yoktu neyse ki.

Musa Anter, Dragos’ta Avukat Ahmet Zeki Okçuoğlu ile aynı apartmanda oturuyordu. Ailesi İsveç’te olduğu için içimiz biraz daha rahattı. Sık sık haberlerini alabiliyorduk.

Özgür Gündem gazetesinin çıkması, ona müthiş bir yazma enerjisi vermişti. Neredeyse hemen her gün bir şeyler yazıp yolluyordu. Ferda Çetin’in elinde hayli bir yazı birikmişti bu nedenle.

Bu yüzden ölümünden sonra yazılarının yayını devam edecekti epey bir süre.

Özgür Gündem 30 Mayıs 1992 tarihinde çıkmaya başladı Ragıp Duran’ın yayın yönetmenliğinde. İlk şehidini 9 Haziran’da verdi. Diyarbakır Muhabiri Hafız Akdemir. 31 Temmuz’da Batman Muhabiri Yahya Orhan. 9 Ağustos’ta ise Urfa Muhabiri Hüseyin Deniz. Hizbullah’ın düğmesine basılmıştı. Ve eylül ayında Musa Anter. Muhalif yönelik saldırı durmak bilmeyecekti. Gerçek dergisi Diyarbakır Temsilcisi Namık Tarancı ise Musa Anter’den sonra kasım ayında öldürülecekti. Musa Anter, Özgür Gündem’in 72 yaşında bilge yazarıydı, Kürt dili ve kültürünün, Kürt gazeteciliğinin kuşaklar arası akışının simgesiydi. Zaten bunun cezalandırılmasıydı soğukkanlılıkla düzenlenen suikast.

1993 yazında ise, Özgür Gündem’in çiçeği burnunda en genç Muhabiri Ferhat Tepe kaçırılıp katledilecekti Bitlis’te. 19 yaşındaydı henüz. Kirli savaş döneminde onlarca evladını yitirecekti muhalif basın.

Sen misin, daha 40’lı yıllarda Diyarbakır Öğrenci Yurdunu oluşturup, Kürt gençlerinin üniversite eğitimine destek veren. Sen misin daha ’50’li yıllarda Kürt gazetesi çıkarmaya başlayan, sen misin Kımıl’ı yazan, Kürtçe sözlük çıkaran?

Kürtlüğü ayakta tutmanın cezalandırılmasıydı bu, birikmiş bir nefret ile. Bir çeşit kan davasıydı bu. Oysa “Türk gençliğine” de sahip çıkmıştı Musa Anter. ’60 sonrası gibi bol maaşlı bir meslek değildi subaylık. Bu nedenle görevi nedeniyle muhtemelen Mardin ya da Midyat’ta bulunan Askerlik Şubesi başkanı, Girit Kandiyeli Kasım Selçuk’un oğlu İlhan ve Turan’a da sahip çıkmış, talebe yurdunda yer açmıştı onlara Musa Anter. Anneleri ise bir 1915 yetimi.

Zaten sihirli bir coğrafyanın çocuğuydu Musa Anter;  ziyaret etmekle büyük huzur bulduğum mezarının bulunduğu köy Zivingê (Eski Mağara) dahil, bütün zenginliklerine bağrında taşıyan. İnsanlığın en kadim yerleşim mekanlarının bulunduğu bir yöre. Mardin hemen yukarısında zaten.

Tel Armen’e (Kızıltepe) ulaşmak 45 dakika en fazla araba ile. Ahmet Türk’ün Kasrı Konca’sına. Weranşer 1 buçuk saat. Göbekli Tepe hemen hemen aynı hizada batıya doğru 200 kilometre dolayında. Tarihi Arami yerleşim bölgeleri. İşte bütün bu kültürleri bağrında taşıyan bir bilgeydi Musa Anter. Teşbihte hata olmaz deyip, neredeyse Hz. Musa gibi dolandı asa ile diyebiliriz.

Bir zamanlar nasıl Nâzım Hikmet’e, Hikmet Kıvılcımlı’ya  Türk gençliğine zehir aşılayan defedilmesi gereken haşarat gözüyle bakılıyorsa, zindana tıkılıyorlarsa, on yılları deviriyorlarsa oralarda Musa Anter’e de Kürt gençliğini zehirlenmesinden sorumlu tutulan haşere gözüyle bakılıyordu, devletin pek derin mahfilleri tarafından.

Az tevkifat yaşamamıştı Musa Anter de. Darbe önceleri ve sonraları. Az yargılanmamıştı.

Ve Kürt gerçekliği sonunda gelip Türkiye’nin gündemine oturuvermişti ’90’lı yılların başında.

Ve faturayı ona kestiklerini sandılar öldürerek. Çok pişman oldular sonradan.

Onu ölümsüz kıldılar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa