18 Haziran 2020 00:11

İki avukatın hayata dair söylediği

Fotoğraf: MA

Paylaş

“Avukatların açlık grevleri ve özgürlük” başlıklı yazımızda (28 Mayıs 2020) Avukatlar Aytaç Ünsal ve Ebru Timtik’in 5 Şubat 2020 tarihinde başlattıkları açlık grevlerini  “5 Nisan Avukatlar Günü”nde ölüm orucuna dönüştürdüğünü yazmıştık.

Adil yargılanma ve özgürlük talep ediyorlardı. Aileleri ve Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu da bu talebe sahip çıkıyor ve Yargıtaydan bir an önce dosyayı inceleme ve karar verme beklentisi altında olduklarını ifade ediyorlardı.

9 Haziran’da, ÇHD’li ve Halkın Hukuk Bürosundan avukatlar için adil yargılanma ve özgürlük talep eden çok önemli bir dilekçe de Yargıtaya verildi. Bu konuda, ÇHD internet sitesinde yer alan “ Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu”nun açıklamasının sonunda şöyle deniyordu:

“Yargıtay’a dosyanın esastan bozulması ve avukatların tahliyesi talebi için dilekçe veren Türkiye dâhil 22 ülkeden 765 avukat ve ‘Yaşatma Çağrısı’ başlıklı ve adil yargılanma hakkının tesisini talep eden yine Türkiye dâhil 49 ülkeden 11633 imzacının sözünü yineliyoruz:  “Adil yargılanma haktır, bu hakkın koşullarını tesis edin ve avukatları derhal serbest bırakın!”

15 Haziran günü de 20 ilde pek çok baronun başkanının da katıldığı toplantılarda adil yargılanma ve özgürlük talepli açıklamalara tanık olduk. 16 Haziran tarihli Evrensel’de 20 ildeki etkinlikler özetleniyordu. Buna göre, örnek olsun,  İstanbul Barosu Başkanı Avukat Mehmet Durakoğlu, “Acil ihtiyacımız var adalete” diyor;  Ankara Barosu Başkanı Avukat Erinç Sağkan, “Yalnızca adil yargılanma talep ettiklerini” söylüyor ve Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu adına Avukat Murat Yılmaz da, “Dört duvar arasında sesi kısılmak istenen sadece avukatlar değil toplumsal mücadelelerdir” diyordu. Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın da Diyarbakır’dan sesleniyordu: “ Adil yargılanma haktır. Avukatları derhal serbest bırakın. Adalet sağlansın, Ebru ve Aytaç yaşasın.”

Evrensel’de yer alan habere göre, İstanbul’daki toplantıda Ebru Timtik’in mektubu okundu.

Avukat Timtik şöyle diyordu: ”Dün cübbemizi giyerek savunduklarımızı bugün açlığımızla savunuyoruz.”

Bence baro başkanları ve Savunmaya Özgürlük Koordinasyonunun son derece yerinde, haklı değerlendirme ve talepleriyle birlikte, bedenini dört aydan fazla bir süredir açlığa yatırmış bir avukatın bu sarsıcı sözlerinin üzerinde bir kez daha düşünmek gerek:

 “Dün cübbelerimizi giyerek savunduklarımızı bugün açlığımızla savunuyoruz.”

Yani söz bitmiş değil.

Söz bitmez.

Sadece biçim değiştiriyor!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa