Adaleti ararken
1931’den 1979’a kadar aralıksız bir biçimde askerler tarafından yönetilen El Salvador, ülkedeki ekilebilir arazilerin küresel piyasalara kahve ihracatı yapan büyük toprak sahiplerinin elinde tekelleştiği, yerli topluluklarının, köylü, işçi, memur ve öğrenci hareketlerinin sert bir biçimde bastırıldığı ve ekonomik eşitsizliğin sürdürülebilir olmaktan uzaklaştığı 1970’lerde büyük bir sosyal çatışma evresine girmişti. 1970’lerde askerlerin büyük toprak sahipleri ile oluşturduğu ittifaka karşı halkın tepkisini somut hale getirebildiği birçok özne ortaya çıkacak, bu özneler daha sonra FMLN şemsiyesi altında birleşerek 1980’lerden itibaren ülkeyi yöneten oligarşik zümreye karşı mücadeleye girişecekti. 1979’da komşu Orta Amerika ülkesi Nikaragua’da Somoza hükümetine karşı Sandinistlerin gerçekleştirdiği devrim ABD için büyük bir uyarı niteliğinde olduğundan, benzer bir devrimin El Salvador, Guatemala ve Honduras’a yayılmaması için bu ülkelerdeki çatışmaya tüm gücüyle dahil olması 10 yıl sürecek kanlı bir iç savaşın başlamasına sebep olacaktı.
Böylece, Reagan’ın başkan seçilmesi ile Soğuk Savaş’ta yeni bir ivmenin ortaya çıkmasının önemli alanlarından biri de Orta Amerika oldu. ABD, El Salvador ordusunun hızlı müdahale birliklerinin bir parçası olarak kurdurduğu “Atlacatl Kıtası” gibi birimleri Panama’daki meşhur Amerikalar Askeri Okulu başta olmak üzere diğer askeri okullarda eğittiği El Salvadorlu askerlerle genişletmiş, Vietnam’da kullandığı büyük miktardaki askeri teçhizat ile de donatmıştı. El Salvador ordusunun bu birimlerinin yanında büyük toprak sahiplerinin ve sermaye gruplarının oluşturduğu paramiliter “Ölüm Birlikleri” de ABD tarafından teçhiz edildi. Paramiliter birimler, ordu ve polis güçlerinin bir uzvu olarak hareket etti; istihbarat faaliyetlerinden, cinayet, işkence, kaçırma, şantaj gibi yöntemlere kadar her türlü kanun dışı eylemler vasıtasıyla FMLN’ye yardım eden veya yardım etmesi muhtemel olan toplumsal tabanın ortadan kaldırılması amacını gütmüşlerdi.
4.5 milyon nüfusa sahip ülkede 80 bin kişinin ölümü veya kaybedilmesine ve 550 bin kişinin yurt içinde, 500 bin kişinin de yurt dışına göç etmek durumunda kalmasına yol açan bu iç savaş 1992’de Chapultepec Anlaşması ile sona erse de savaş süresince ABD tarafından finanse edilmiş paramiliter gruplar savaş sonrasında da faaliyetlerine devam etmişler, bugün siyasal ve sosyoekonomik bir kriz yaratan “mara” adı verilen çetelerin temelini oluşturmuşlardır. Bu sebepledir ki Guatemala, Honduras ve El Salvador’daki güncel göç, çete savaşları, ekonomik kriz gibi meseleler, ABD’nin 1980’lerde Orta Amerika’da sosyalizmle mücadele uğruna yarattığı terör ve yıkım pratiklerinin dışında değerlendirilmemelidir.
1989 kasımında, komünistleri koruması ve özgürlük teolojisinin önemli isimlerinden Rektör Ignacio Ellacuria’nın yarattığı rahatsızlık ile askerlerin radarında bulunan Centroamericana José Simeón Cañas Üniversitesi de (UCA) iç savaştan nasibini alacaktı. Ellacuria ile birlikte dördü İspanyol altı Cizvit rahibin ve üniversitede görevli aşçı ve 16 yaşındaki kızı devletin en üst kademelerinde planlanan bir operasyonla katledilmişlerdi. Ancak diğer cinayetlerin aksine UCA katliamının sorumluları gündemde kalmaya devam etti. Rahiplerin katledilmesinden sorumlu Atlacatl birliğine emri veren ve cinayetleri işleyen kişilerin ortaya çıkartılması için 31 senedir mücadele veriliyor. İspanya’da tutuklu bulunan Eski Savunma Bakanı Inocente Montano’nun yargılanmasında yeni tanık ifadeleri bu süreci hızlandırmış durumda.
Ancak Montano UCA katliamında suçlanan 20’ye yakın isimden, UCA katliamı da iç savaş esnasında gerçekleştirilen katliamlardan sadece birini oluşturuyor. El Salvador, 1992 anlaşmasından sonra ilan ettiği af ile anlaşmanın en önemli unsurlarından biri olan savaş esnasında işlenen suçların ortaya çıkarılması ve cezalandırılması sürecini baltalamıştı. Bugün de El Salvador devleti UCA katliamında olduğu gibi sorumluların korunması için elinden geleni yapıyor. Her ne kadar rahip Ellacuria ve arkadaşlarının davası işlenen yüzlerce suç ve katliamdan sadece birini ve onu da ancak kısmen sonuca götürüyor olsa da bu küçük ama somut başarı bile üzeri örtülen diğer binlerce olayın aydınlatılması için büyük bir umut kaynağı haline geliyor.
İç savaş esnasında işlenen bütün suçların aydınlatılmasını sağlayacak siyasi iradenin ortaya çıkacağı güne kadar da El Salvador’un diğer siyasal, toplumsal ve ekonomik sorunlarını çözmesi bir hayal olacaktır. Çünkü bu sorunları çözebilecek altüst oluşu ancak 1980’lerin kurbanları için adaleti sağlayacak irade gerçekleştirebilecektir.
Evrensel'i Takip Et