25 Haziran 2020

Dokunan yanar

DİĞER YAZILARI
Rüyada diploma 13 Mart 2025
Kaybettiniz 6 Mart 2025
Örgüt 27 Şubat 2025
Mehmet Türkmen 20 Şubat 2025
Güç bende artık 13 Şubat 2025
Hadi yine iyiyiz 6 Şubat 2025
Sorun modelde 30 Ocak 2025
Tan ile Bulu 23 Ocak 2025
İkinci çocuk 16 Ocak 2025
Pislik 9 Ocak 2025
YAZI ARŞİVİ

Uzaktan eğitimi(?) Yüksek Öğretim Kurumu sevdi. “Kovid sonrası da uygulamak üzere uzaktan eğitim(?) için uygun dersleri belirleyin” komutundan sonra bazı önde gidenler bir yandan “Koronayı bile Microsoft patronu Bill Gates herkese çip takıp para kazanmak için çıkarmıştır” balonunu üflerken diğer yandan hararetli “Trend bu. Teknolojiye(?) karşı koyamayız” feryadıyla hazırlıklara başladılar.

Bu “uzaktan” işini üniversiteler de sevdi. Onlar için ne güzel, ortalıkta hiç öğrencinin dolaşmadığı yemekhaneler, kantinler. Zırt pırt hocanın kapısını çalıp, olur olmaz sorularla sıkıntı veren, değerli akademisyenin tam becermek üzere olduğu bilgisayar oyununu bozan öğrenci yok.  Öğrenci topluluğu yok. Sinema kulübü yok, fikir ve sanat kulüpleri yok. 3 öğrencinin bir araya gelip münafık işlerle kafa ağrıtması gibi bir şey de yok. Üst sınıf öğrencileri “Her türlü alt sınıf sınav sorusu whatsapp üzerinden 45 dakikada çözülür ve sınıf geçirilir” türünden ilanlarla parası olan öğrencilere destek çeteleri kurmuşlar.  Zaten bu gidişle ülkeyi 20 yıl sonra, bugün, “3 düzine ile 2 deste kaç eder” sorusunu sallayarak “54, 58, yok yok 57” diye cevaplamaya çalışan siyasetçilerle, “ineğin yavrusu sıpadır” diyen bürokratlar yönetecek.  

Normalleşiyoruz…

Beklerken 1 buçuk metre arayla sıraya sokulup sonra hep birlikte üst üste dip dibe tıkıldığımız uçaklar normalleşmenin göstergesi. Meclis toplanıyor. Parti gurupları toplanıyor. AVM’ler açık. Yakında düğün salonları da serbest. Futbol zaten başladı. Bir tek eğitim normalleşmeyecek. Yani insan bu durumda biraz düşünüyor doğrusu, “Her şey serbest olurken eğitim neden yasak? Eğitim yasaksa diğer işler neden serbest” diye.

Ah şu yöneticiler biraz uyanık olup şu yürüyüş işini de eğitim gibi “uzaktan” yapmayı becerebilselerdi Ankara girişinde o kadar hukuk insanını itelemek zorunda kalmayacaklardı. 3 günlük polis memuru 50 yıllık avukata “Sokakta yürüyemezsin” diye kendi hukukunun dersini verme saçmalığını yapamayacaktı.

Avukatlar yürüyor. Birkaç hafta bunu konuşacağız. İstanbul seçiminin intikamı gibi seçimin seneyi devriyesinde Canan Kaftancıoğlu’nun cezası açıklandı. Bir süre de onu konuşacağız. Ardından sıra mühendislere gelecek. Sonra tabip odaları. Gitti ülkenin birkaç ayı daha. Kanal İstanbul joker konu. Millet debelensin dursun. Çok sıkışılırsa “Topçu Kışlası” devreye sokulur. Millet yesin birbirini. Taktik “Makedonyalı Büyük İskender” taktiği. Böyle böyle 3 sene idare edilir, yeter ki yakan konulara kimse dokunmasın. Sonrası Allah kerim.

Ne demişti malum çetenin kumpas kurbanı Ahmet Şık?

“Dokunan yanar.”

Yanmayı göze alıp, dokunmaya hazır binler arttıkça gündemde daha neler göreceğiz bakalım.    

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Vergide sahte sefer

Vergide sahte sefer

Maliye Bakanı Şimşek’in servet sahiplerinin vergi ödememesine tepkiler üzerine ilan ettiği “vergi denetimi seferberliği”nden koca bir hiç çıktı. Müfettiş yetersizliği nedeniyle şirketlerin sadece yüzde 2’si denetlendi. Sınırlı denetimde bile kaçırıldığı tespit edilen vergi tüm şirketlerin ödediği kurumlar vergisinin yarısına erişti. Vergi yükü her zaman olduğu gibi bordro mahkumu emekçinin sırtında kaldı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Suriye’de Aleviler hem katledildiler hem de “Esed artığı”, “mezhepçi fitne”, “provokatör” gibi suçlamalara maruz kaldılar.

Evrensel'i Takip Et