25 Haziran 2020 00:17

'İlk'ler, ‘sokak’ ve baro yürüyüşü!

Kocaeli Adliyesi önü

Kocaeli Adliyesi önü | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sermaye kanallarından birinde, konuşmacıların çoğu, HDP’nin ve Barolar’ın yürüyüşünden-yani sokaktaki hareketlenmeden söz ederek hak savunusunun ve kitlelerle birleşmenin yolunun “sokaktan geçtiği”nin anlaşıldığını söylemekteydiler. Durum diyorlardı-“başka türlü düzelmez!” “Sokak berekettir!” diyen de oldu.

Sokak, evet, yaşamın nabzının attığı alanlardan biridir. Sokak, basit olarak bir sokak adı olmaktan ötedir. Sokak’ta çok şey söylenmiş, çok iş yapılmış, çok gidişat değiştirilmiştir. Sokak kuşku yok, mahalle ve fabrikanın, işyeri ve okulların içine de çıkar, bileştirir, onlara yol da olur.

Baro yönetimleri ve üyeleri, Saray yönetiminin dayatmalarına karşı sokağa çıkıp yürüdüler. Polis kuvvetiyle ve zor araçlarıyla karşılandılar. 26 saat sokakta bekletilmekle kalmayıp ‘polis devleti’ baskısıyla karşılaştılar.

Haber bültenleri Baro Yürüyüşü’nü “Cumhuriyet tarihinde bir ilk” diye verdiler. “İlk”ler önemlidir! Sungurlar, Paşabahçe, Demir döküm grevleri, 15-16 Haziran direnişi, Tariş direnişi, 1989 Bahar eylemleri, ‘95 grevleri, ’96 Ünaldı direnişi, TEKEL eylemleri, Gezi Parkı adıyla anılan ve milyonların katılımıyla gerçekleşen Büyük Haziran Eylemi, bizim cepheden ilklerden bazılarıdır. Hepsi ve tek tek öğrettiler! J. Floyd’un barbarca katli üzerine kapitalist Batılı ülkelerde sokakları zapteden beyaz-siyah-sarı tenlilerin bileşik eylemleri de öğreticidir; bizdeki “son sokak eylemleri” de! Kuşkusuz her birinin farklı özellikleri bulunuyor.

Ancak, ilkler’e imza atan sadece proleter ve emekçi kitleleriyle onların öne çıkmış devrimci, sosyalist, ileri sınıf bilinçli öğeleri değildir. Tek yanlılık ve yönlülük gerçek hayatta ya yoktur ya da istisnaidir.

Unutmak olmaz; AKP-Erdoğan yönetimi çok sayıda “ilk”e imza atmıştır. Kendisinden önceki hükümetler döneminde de ‘yollar aşınmış’, yüzbinler yürümüştür. Ama, AKP’nin “parti devlet” olarak egemen baskı mekanizmasına yerleştikçe, “kalış hedefi”ni 2023 ile de yetinmeyerek 2071’e- sembolik olarak da olsa- uzatması ve “ne pahasına olursa olsun gitmeyeceğini” ilan etmesi, bir ilk’ti. “Neoliberalizm”in rantını yiyerek palazlanan MÜSİAD-TUSKON kapitalistlerine devlet olanaklarını akıtarak ve onların vurgunlarından yararlanarak eş-dost-akraba zenginleştirmede sınır tanımamak; Demirel ve Özal birader-yeğen, oğul-damat saltanatına milyon kez fark atacak denli gemi, arazi, işletme, hastane, pastane zincirleriyle memleketi baştan başa “mülke çevirmek”, ilkler’dendi.

Çamlıca tepelerine, topal ayaklı laisizme meydan okuyarak Cami dikmek; “Anıtkabir”i tepelerden görecek şekilde, üstelik “Atatürk’ün mülkü” denen bir araziye 1150 odalı Saray kondurarak bütün muhaliflere meydan okumak, hak yenilmeden söylenecek olursa daha vurucu bir diğer ilk’ti.

Bütün yönetim yetkilerinin “Tek Adam” şahsında dar bir grubun elinde toplanmasını sağlayan “Cmbş. Hükümet Sistemi”ne geçerek burjuva parlamenter sistemi “rafa kaldırmak”, yargı ve yasama üzerinde tahakküm kurmak iz bırakan ilkler arasına yazıldı. “Alın”-“bırakın”-“tutun”-“etkisizleştirin” komutu böylece anında, sorgusuz-sualsiz gerçekleşir oldu.

Osmanlı’nın Çar’a kaptırdığı Kars ve Ardahan bölgesini, Lenin’in, toprak ilhakının reddi devrimci politikası gereği Türk yönetimine geri vermesi ve Hatay’ın “vatan toprağına katılması” sayılmaz ise, son yüzyılda Osmanlı’nın “eski toprakları”ndan parçalarda hakimiyet kurmaya fiili soyunmuşluk da, ilklerdendir. Emperyalistler arası pazar ve etki alanları kavgasına yedeklenerek “alan fethi”ne girişmek, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da hükümet-devlet yönetimlerini değiştirme operasyonlarında rol almak, Akdeniz’de Barbaros’u canlandırmak az şey değil, ama tehlikeli! “Adriyatikten Çin seddine Büyük Türk Dünyası” denmediyse, Putin’in ihtişamlı ciddiyeti ve iştihbari kuvvetindendir.

Bu yönetimin, Cunta yönetimleriyle “yarışır” siyasal-askeri ve ekonomik politikaları, aynı mantıkla olmalı, muhalefetin her türü ve biçimini “ezerek etkisizleştirme”ye ayarlıdır. “Etkisizleştirme” en çok yer alan kavram ya da sözcüktür. 1938 katliamından sonra ilk kez, öldürülenlerin cesedi günlerce sokakta kalmıştır; ilklerden sayılmalı! Ülke düzeyinde protestolara kalkışan 4.5 milyon kişi(devletçe 2.5 milyon olarak açıklanmıştır) “terorist” ve “düşmana çalışan” sayılmıştır; Saray yönetimin ‘ayırıcı taktikleri’ arasındadır. Avukatları 26 saat sokakta bekletmek; işçileri fabrika ve işyerlerine sürerek Covid 19 nedenli “etkisizleşmeleri”ni “kaderleri”ne saydırmak da, “hüner” ister!

“Demokratikleşme” vaadiyle gelip baskı, yasak ve saldırı politikasını sürdürmek, en sıradan “burjuva demokratik hak kullanımı”na zincir vurmak da öyle.

Siyasal iktisadi istikrarsızlıklardan, krizlerden, iç ve bölgesel gerginlik ve çatışmalardan yararlanmayı ve “kazanca çevirme”yi 18 yıl boyunca başarmak; “neoliberalizm”den nemalanmak, vesayete karşıyım diyerek vesayet dayatmak yetenek ister. “Siyasal İslamcı” yayılmacılık, yoğunlaştırılmış baskı uygulaması, yandaş kapitalistleri ihya “liyakat” değilse de yetenek ister!

Kent yaşamının zorluklarıyla boğuşan emekçilerin önemli bir kesimini ‘ianeci’ uygulamalarla aldatmak, milliyet-mezhep ayrımcılığı yaparak, çoklu maaşlı yandaş istihdamıyla yedeklikleri hazır tutmak, militarist özel kuvvetler kurarak muhaliflere gözdağı vermek, belediyeleri “kömür-şeker-çay-defter-kalem dağıtma şirketleri” olarak kullanmak beceri gerektirir.  

AKP, hala en çok oy desteğine sahip sermaye partisidir. Devlet gücü ve olanakları elindedir. Ancak aldatmaca malzemesi eskisi denli işlevli değildir. Kullanılabilir maddi ve manevi sermaye azalmıştır: “orta kesim” diye tabir edilenler, aydınlar, ileri işçiler, uyanış içindeki gençlik kesimleri, horlanıp aşağılanmaları ve katledilmeleri “siyasal İslamcı” onay gören kadınlar hareket halindedirler. Henüz fabrika, işyeri ve sokaklar ‘sakin’dir, ancak hareketsizliğin öldürücülüğünü bilenlerin sayısı da giderek kalabalıklaşıyor. Burjuvaca olmayan yeni bir ilk’e ihtiyaç var.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa