27 Haziran 2020 23:37

Abraham Eramyan, Cercle d’Orient ve sinemalar

Ekran görüntüsü: Google Street View

PAZAR
Paylaş

Tarihte yaptığınız yolculuklarda kar­şınıza çok ilginç öyküler çıkar. Çok ilginç insan portrelerine, yaşam öy­külerine mekanların, kentlerin, ya­şam alanlarının ilginç bilgilerine rastlarsınız.

Daha önce sıkça ve ayrıntılarıyla yazdığımız Emek (Melek), İpek (Opera), Rüya sinemaları­nı ve İnci Pastanesini de bünyesinde barındıran İstiklal Caddesi’ndeki görkemli Cercle d’Orient (Serkldoryan) binasının tarihi, öyküsü de binayı yaptıran Abraham Paşa’nın yaşam öyküsü de oldukça ilginç­tir.

BİR OSMANLI BÜROKRATI OLAN ABRAHAM PAŞA

Osmanlı bürokratı ve diplomatı olan Ermeni asıl­lı Abraham Paşa, bir sarraf ailesinin oğludur ve asıl adı Abraham Eramyan’dır. 1833 tarihinde Istanbul’da doğar ve 1918’de 81 yaşında ölür.

Abdülaziz’in yakın dostu, ana dili gibi Türkçe ve Arap­ça bilen, Fransızca konuşan, boğazın iki yakasında, Kara­deniz’e kadar uzanan geniş arazilerin sahibi olan Abraham Paşa, Beyoğlu ve İstanbul’un sa­yılı zenginlerindenmiş. Büyük mal varlığına ve parasal servete sahip olduğu söylenen lüks ya­şam düşkünü Abraham Eramyan, ava, borsaya ve kumara düşkünlüğüyle de ünlenmiş. Meşru­tiyette (1876) II. Abdülhamit Han tarafından Ayan azalığına (dönemin senato üyeliği) tayin edilmiş.

Abraham Paşa’nın Beyoğlu’da yaptırdığı ve Cercle d’Orient Kulübüne kiraladığı konak ile Büyükdere’deki Kocataş Yalısı dönemin en gör­kemli yapılarındandır.

Hayatı boyunca lüks içinde yaşayan Abra­ham Paşa bir süre sonra para sıkıntısı çekmeye başlamış. Osmanlı Bankasından 1891’de 58 bin lira borç almış, karşılığında da Beyoğlu’daki ko­nak ve arsasını ipotek ettirmiş.

1893’te tekrar 30 bin lira avans alan Paşa 1896’da borcunun bir kısmı karşılığında bütün hasse ve tahvillerini bankaya devretmek zorun­da kalmış, borcunun kalanını da iki sene sonra konağını devrederek tasfiye edebilmiş. Sonraki hayatını tüm servetini, mal varlığını kaybetmiş ve iflas etmiş sıradan bir adam olarak sürdüren Abraham Eramyan, 1918’de, 81 yaşında attan düşerek hayatını kaybetmiş.

Mülkiyeti bu şekilde Osmanlı Bankasına geçen bina (Cercle d’Orient) 1919 yılında borsa sim­sarı olan Manuk Manukyan’a sa­tılır. Sonrasında H. Arditi ve A. Saltiel isimli organizatörler bura­yı alarak Rose-Noir adıyla Rus gece kulübü olarak işletirler.

Binanın arka bahçesi kulübe gelen zenginlerin at arabalarının bekleme yeri olarak kullanılırmış. Daha sonrasında burası Rum atletik jimnastikhanesi, atlı akrobasi gös­teri alanı olmuş.

CERCLE D’ORİENT KONAĞI (Serkildoryan)

İstiklal Caddesi’nde Abraham Paşa’nın iste­ğiyle mimar Alexandre Vallaury tarafından bir bina inşa edilir. Abraham Paşa’nın kendine ko­nut olarak yaptırdığı bu görkemli konağın yapı­mına, 1875 yılında başlanmıştır. Yapımında hiç­bir masraftan kaçınılmayan bina inşaatının bitiş tarihi ise 1884 yılıdır.

Konağın mimarı Alexandre Vallaury, 1850 İstanbul doğumludur ve eserleri arasında İstan­bul Arkeoloji Müzesi, Osmanlı Bankası binaları ve Büyükada Yetimhanesi gibi yapılar vardır. Vallaury’in babası da o dönemin ünlü pastacıla­rındandır. Beyoğlu’da “Cafe Valla­ury” adlı işyerini çalıştırır.

Konak 5 kattan oluşmaktadır. Gi­riş ve üst kat lüks dükkanların olduğu pasajdır, ara kat Abraham paşa’nın özel dairelerinin olduğu asma kattır. Son iki katı ise Büyük Kulüp’e kira­lar. Neoklasik üslupta ve barok un­surların göze çarptığı 45 metrelik cephesi ve 2 melek arası şeytan figür­lü kabartması ile dikkat çeken bir mi­marisi vardır.

Bir yandan da olaylar, mekanlar paralel kurgu gibi akar hayatın için­de. Abraham Paşa’nın konut olarak bu konağı yaptırdığı yıllarda Cercle d’Orient (Serkldoryan) adında ünlü ve önemli bir kulüp vardır İstanbul’da.

CERCLE D’ORİENT YA DA BÜYÜK KULÜP

Adı sonradan Büyük Kulüp olan Cercle d’O­rient Kulüp tarihçesinde şu bilgiler yazılıdır: “1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında, Os­manlı bütün politikalarında Avrupa’nın büyük güçlerinin müdahale hakkını kabul eder bir du­ruma gelmişti. Bu ortamda, Babıali ve Yıldız Sarayı görüşmelerinin dışında, diplomatların, Osmanlı yüksek görevlilerinin ve geçici olarak İstanbul’a uğrayan siyasi gözlemcilerin, gayri­resmi olarak bir araya gelecekleri bir buluşma yerine ihtiyaç oluşturmuştu.

1882 yılında İngiliz Elçisi Sir Alfred Sandi­son’un girişimleriyle 30 kurucu üye tarafından “Cercle a`Pera” adıyla kulübün temelleri atılır ve aynı yıl Cercle d’Orient adı benimsenir. 19. yüzyılda 78 üyesi bulunan kulübün üyeleri ara­sında JF Kennedy’in dedesi Robert Kennedy’in de olduğu söylenmektedir. Daha sonraki sene­lerde bina ünlü siyasetçilerin, bilim adamlarının buluşma noktası olmuştur. Kulüp önceleri eğ­lence amaçlı kurulmuş olsa da daha sonrasında diplomatların, İttihat ve Terakki üyelerinin ka­tılması ile siyasi önem kazanmaya başlamıştır. 1944 yılında kulüp Büyük Kulüp adını alarak faaliyetlerini sürdürmüştür.”

Önceleri Hôtel d’Angleterre’nin tahsis ettiği salonlarda faaliyet gösteren kulüp, 5 Aralık 1883’ten itibaren, Abraham Paşa’nın Beyoğ­lu’da, İstiklal Caddesi üzerinde yaptırdığı bina­da sürdürür çalışmalarını. Cercle d’Orient’a (Büyük Kulüp) ev sahipliği yapan görkemli bina Cercle d’Orient (Serkildoryan) adını oradan alır.

KONAĞIN BARINDIRDIĞI TİYATRO VE SİNEMA SALONLARI

Cercle d’Orient binasının hemen arkasına konumlanan Melek (Emek) Sineması, barok duvar ve tavan süslemeleriyle Beyoğlu’nun en görkemli salonlarından biri olur. Adını, perde­nin iki yanında yükselen art-deco tarzı iki me­lek tablosundan ve Melek Apartmanı’nın için­den verilen girişinden aldığı söylenir. Bu gör­kemli yapı adası bünyesinde İpek (Opera) ve ilk adı Artistik Sineması olan (sonra Sümer ve) Rüya Sineması da yer alır.

Cercle d’Orient binası ve ‘bahçesi’nin o gün­lerdeki sahipleri Arditi ve Saltiel 1945’te varlık vergisi nedeniyle iflas eder. Cercle d’Orient ve ‘külliyesi’ önce İstanbul Belediyesi tarafından satın alınır, 1957’deyse, Emekli Sandığına satı­lır. 1973 yılında büyük bir yangın yaşayan bina, 1975 yılında Büyük Kulüp’ün Anadolu yakasına taşınması ile depoların, atölyelerin, sıradan dükkanların olduğu bir yer halini alır.

2012 tadilatından sonra “Grand Pera” adı ile tekrar halkın kullanımına açılır. Fakat geriye ne senelerin klasiği Emek Sineması, Ne Rüya Si­neması ne de İnci Pastanesi kalmıştır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa