Sosyal medya, ifade özgürlüğü ve anonimlik hakkı
Görsel: Gerd Altmann/Pixabay
Sosyal medya ile ilgili yapılması planlanan düzenlemeyle ilgili bir yandan AKP’nin yetkili ağızlarından yeni açıklamalar gelmeye devam ediyor. Bu açıklamalardan sonuncusu Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’dan geldi. Anadolu Ajansına açıklamalarda bulunan Kalın, bir kapatma planı olmadığını vurgularken sosyal medyanın düzenlenmesi konusunda bir konsensüs oluştuğunu belirtti. Sosyal medyadaki kişilik hakkı ihlallerini hatırlatan Kalın, yasal düzenlemelerin pratik uygulamasının zorluklarından bahsettikten sonra sosyal medya şirketlerinin, Türkiye’de ofis açmasının uygulamayı kolaylaştıracağına vurgu yaptı. Sosyal medya şirketlerinin Türkiye’ye vergi ödemeleri gerektiğine de değinen Kalın’ın açıklamasındaki en önemli kısım ise sosyal medyadaki anonimlik üzerine idi: “Sosyal medya insanların sahte kimlikler, sahte maskeler arkasından konuşmasına imkan sağlayan bir mecra. Bundan cesaret alan bazı kişilerin bu mecrayı kirlettiğini maalesef gördük, görüyoruz. (…) Birtakım sahte kimliklerin, bot hesapların, sahte hesapların arkasına sığınarak değil, kimseniz, ne iseniz o şekilde çıkıp söyleyeceğiniz sözü söyleyin. Bu cesareti olmayanlar da bu mecrayı kirletmesinler.”
Konu geçen hafta gündeme geldiğinde sosyal medya kullanıcılarının ve “uzmanlarının” “Sosyal medya kapatılacak!” temalı çığlıkları ile tartışma büyük ölçekte kapatma kısmına kilitlenmiş, aradan “Mevzu kapatma değil” diyen sesler bu çığlıklar içinde boğulmuştu. Kalın’ın açıklamaları istenenin kapatma değil de şu ankinden daha güçlü bir kontrol mekanizması olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. İki başlık öne çıkıyor. Bunlardan ilki sosyal medya şirketlerinin Türkiye’de ofis açma, temsilci atama ve vergi ödeme gibi yollarla kontrol edilebilirliklerinin ve dolayısıyla gelen kararları uygulama oranlarının arttırılması. İkincisi ise sosyal medyada anonimlik hakkının ortadan kaldırılması.
Sosyal medya şirketleri ile hükümetler arasındaki ilişkilerin bizi asli olarak ilgilendirmesi gereken kısmı ofis, temsilci, vergi vs. değil bu ilişkilerin ifade özgürlüğünün kısıtlanması ya da demokratik hakların ihlal edilmesi olarak bize dönüp dönmeyeceğidir. Yargıdan son yıllarda çıkan erişim engelleme, içerik kaldırma vb. kararlara göz attığımızda siyasal iktidarın hedefleriyle uyuşan ancak yasal olarak tartışmalı kararlar görüyorsak gelişecek, güçlenecek ilişkilerin ifade özgürlüğünü tehdit etmesi ciddi bir olasılıktır. Bu noktada erişim engelleme kararlarının salt yargı tarafından verilmediğini de hatırlatmakta fayda var. 5651 sayılı Kanun’un madde 8/1’inde listelenen suçlarda yer sağlayıcının yurt dışında olması halinde BTK başkanına doğrudan erişim engelleme yetkisi veriliyor. Buna ek olarak özel hayatın gizliliğinin ihlali nedeniyle yapılan başvurularda da karar yetkisi BTK’de. Türkiye’de 2019’da tespit edilebilen engelleme kararlarının yüzde 68’i yargı kanalıyla değil BTK kanalıyla alınmış kararlar. Başkanı, Cumhurbaşkanı tarafından atanan BTK’nin kararlarının iktidardan ne kadar bağımsız olabileceği ile ilgili tartışmayı okura bırakıyorum.
Kalın’ın, hakaretleri bahane ederek hedefine koyduğu sosyal medyada ve genel olarak Internet’te anonimlik hakkının önemi tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Anonimlik hakkını hakaret yağdırmanın aracı olarak kullanmanın elbette savunulacak bir yanı yok. Ancak bu hakaret bahanesinin zaman zaman hayati önem taşıyan bu hakkın yok edilmesi için kullanılmasına da izin vermemek gerekiyor. Anonimlik hakkı salt fikirlerini ifade ettiği için partnerlerden, ailelerden, işverenlerden, ilişkide bulunulan diğer insanlardan ve devlet aygıtlarından gelebilecek her türden doğrudan tepkiden kullanıcıları korumasıyla pek çok konunun daha rahat tartışılabilmesini garanti altına alıyor. Çevrim içi ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası sayılan anonimlik hakkının ortadan kaldırılarak kullanıcıların mahalle baskısının insafına bırakılması yol açacağı otosansür nedeniyle ifade özgürlüğünü şu ankinden çok daha geriye taşır.
- Çocukları çevrimiçi tehlikelerden kim koruyacak? 14 Aralık 2024 04:24
- Sosyal medyaya yaş sınırlaması çocukları koruyabilir mi? 30 Kasım 2024 04:50
- Medyanın arama tekeli ile imtihanı 23 Kasım 2024 05:01
- Teknoloji patronları ABD seçiminin galiplerinden 09 Kasım 2024 04:32
- Platformlar ve yayıncılar çevrim içi radikalleşmenin neresinde? 19 Ekim 2024 06:56
- Hamam böceği yuvası mutfakta değil 10 Ekim 2024 04:55
- ‘Yerli ve milli’lik siber güvenliğin neresinde? 21 Eylül 2024 06:01
- Sızan/sızmayan veri ve sonrası 14 Eylül 2024 04:54
- Modern İskenderiye Kütüphanesi yanarken 07 Eylül 2024 04:43
- Genç oyun geliştiricilere vadedilen kabus 24 Ağustos 2024 05:58
- Oyunları kim, neden hedefe koyar? 17 Ağustos 2024 05:04
- Sansür, ebeveynler ve oyunlar 10 Ağustos 2024 06:30