Dersim’in dağ keçileri ve cinayetin ihalesi!
Fotoğraf: Kemal Özer
Bu hafta ‘günlük siyaset’ dışında yazmaya çalışacağız. Gerçi genel itibariyle herşey siyasetle ilişkili. İlk bakışta ‘siyaset dışı’ görünen çoğu şeyin farklı dolayımlarla bir şekilde siyasetle ilişkilendiğini anlatmaya gerek yok. Konumuzun ‘siyaset dışılığı’ da sadece o ‘ilk bakışta görünen’le ilgili elbette. Yoksa ne münasebet, içimiz dışımız siyaset, siyasetle kuşatılmışız, kaçarı yok!
Konumuz keçiler... Hayır, iktidarın yapıp ettikleri sonucu “keçileri kaçırdık” ironisi yapmayacağız. Malum, en son, baroların ve avukatların iftihar ettiğimiz direniş ve tepkilerine karşın meclisten geçirilen ‘çoklu baro’ düzenlemesi ya da yine aynı gün camiye dönüştürülerek “yüzde 99’u Müslüman Türkiye’ye” şükür ki rahat bir nefes aldıran(!) Ayasofya kararıyla aklî ayarlarımıza da kastediliyor. İktidarın kendi geleceğini görmek için bütün bir toplumsal hayatı kopkoyu bir belirsizliğe ittiği gerçeği karşısında zaman zaman düştüğümüz ‘keçileri kaçırmış bunlar’ şaşkınlığı da değil konu.
Bildiğimiz keçileri ama dağ keçilerini yazacağız.
‘YASAL MERMİ’Yİ KİM SATIN ALACAK?
Efendim, yarın (13 Temmuz) bir ihale yapılacak* Dersim’in dağ keçilerini kim, kaç paraya öldürecek?! Cinayet ihalesi yani. Ahmet Kaya şarkısında geçen “Yasal mermi”nin devletçe kime verileceğinin ihalesi... En çok parayı verenler, kuşanacakları ‘yasal mermi’lerle Dersim dağlarında yaşam alanlarına tutunmaya çalışan çengel boynuzlu dağ keçileri ve bezuvarların peşine düşüp öldürecekler.
İhaleci düzen işte; ihalecilik üzerinden şekillenmiş koskoca bir sermaye birikim cenneti AKP Türkiye’si... ‘İhale’ ise, kamu havuzundan yandaş zengin türetmenin şifresi... Ama yatay ya da dikey olarak toplumu kesen, en küçük bir olanaktan o ‘havuza’ akar yaratmanın da sistematik yöntemi. Öyle ki, iş, gerçek meali ‘cinayet işleme ruhsatı’ olan böylesi ihalelere kadar gelmiş durumda...
AYRINTILI CİNAYET PLANI!
Sezon planlamasını Tarım ve Orman Bakanlığı yapmış. Bu plana bakınca nasıl en küçük detayları bile hesaba katan bir ‘titizlik’ ve ‘soğuk kanlılıkla’ hareket edildiğini görüyorsunuz. Milyonlarca emekçiyi çalışmaya zorlayarak Corona salgınının kucağına atarken de gördük; yaşama dair akıl almaz bir hoyratlık ve vurdum duymazlık sergileyen bir ‘idari’ akıl, mesele ‘ihale’ ve ‘ölüm’ olunca en ince ayrıntıları saptayabiliyor. Orman yangınları karşısındaki ‘facia’ yönetimiyle ünlü sözkonusu bakanlığın ‘sezon planlaması’ işin bu boyutunu da çarpıcı şekilde yansıtıyor.
Türkiye genelinde, isim isim, tür tür saptanmış. Buna göre, 2020-2021 ‘av turizmi’ kapsamında; 398 yaban keçisi, 167 karaca, 89 kızıl geyik, 39 çengel boynuzlu dağ keçisi, 9 Anadolu yaban koyunu, 12 melez yaban keçisi, 25 şelek yaban keçisi, 45 dişi yaban keçisi olmak üzere ülkede toplam 784 dağ hayvanı öldürülebilecek!
Ayrıntı bununla da bitmiyor; bir alt kademede de ilk etapta ihaleye çıkarılan Dersim’deki 17 dağ keçisinin nerelerde vurulacağı bile belirlenmiş: Aliboğazı ve Salördek bölgesinde 5, Darıkent ve Gökçek bölgesinde 5, Büyükyurt ve Çıralı bölgesinde 5 ve Derindere ile Kocatepe bölgesinde 2...
Cinayet mahalli önceden belli yani!
DOZER VE BETON AKILLILAR
Aktardığımız veriler, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün resmi sayfasından alındı. İsminde ‘Doğa Koruma’ olan bir kurumun böylesi bir ironinin malzemesi olması ayrıca manidar diyeceğiz ama ‘mukadderat’ böyle bu dönemde!
Üç kuruşluk zenginlik için cümle canlının doğa/toplum dengesini bozarak hayatları zehir eden çürümüş sermaye düzenidir üzerimize üzerimize gelen. Yağma ve ihaleci düzenin boş bırakacağı en küçük bir alan bile yok artık. ‘Doğa’ veya ‘insanlığın kültürel mirası’ dediğiniz, sermaye mekanizmasının bir parçasına dönüştürülemiyorsa neden korunsun ki?! Binlerce yılın Hasankeyf’i nasıl dozer ve beton akıllılarca dümdüz edildi, gördük işte. Bu aklın Dersim’in dağ keçilerini de üç beş kuruş verecek kodamanın zevkine sunmasında şaşılacak bir şey yok.
Buna şaşırmamak ama alışmamak ve izin vermemek de gerek. Nitekim Dersimliler kaç gündür tepki gösteriyorlar. İhalenin iptalini istiyorlar.
DAĞ KEÇİSİ KARDEŞİDİR DERSİMLİNİN
Üstelik geleneksel Dersim inancı açısından dağ keçilerinin ayrı bir yeri bulunmakta. Çoğu Dersimli için dağ keçisi öylesine bir ‘yaban hayvanı’ değil. “Domanê Xızır” derler. ‘Hızırın çocukları’ yani. İnsanlarla kardeş sayılırlar. Onlar kendilerine sığınmış kardeşleridir Dersimlilerin. Kim ki kendisine sığınmışa sahip çıkmaz, o ‘bêbext’tir, ‘düşkün’dür yani, toplumdan dışlanasıdır.
Suyun, ağacın acı çekeceğine inanan bir hümanizmanın insanları, dağlarında özgürce yaşamaktan başka kimseden bir şey istemeyen bu ‘kardeşlerine’ elbette sahip çıkacaklardır.
‘Av turizmi’ymiş...
Turizminiz batsın!
“E canım zaten çok az sayıda...”
Değil 17, bir tanesinin bile canına kıymak kimin haddine! Onları öldürme hakkını kim nereden alıp da kime veriyor?
“Yaşlı olanlar seçilecekmiş, zaten öleceklermiş...”
Size ne kardeşim, öleceklerse ölürler kendi topraklarında, kendi doğal yaşam döngülerince; cinayetin mazareti mi olur!
Rahat bırakın yaşamı artık!
Yeter!
(*) Bu yazı yazıldıktan sonra akşam saatlerinde Tunceli Valiliğinin sitesinde söz konusu ihalenin iptal edildiği bilgisi paylaşıldı. Dersimlilerin duyarlılığı, doğa bilinci, sosyal medyaya yansıyan itirazı, yoğun tepkisi geri adım attırdı ve son dakikada bu cinayet ihalesinden vazgeçildi yani. Yaşam alanlarının savunulmasının halkın mücadelesi dışında bir yolu olmadığı bir kez daha görüldü. İhalenin iptali bu yazının esasına dair bir değişiklik yapmayı gerektirmiyor ama. Kardeşlerini savunan Dersimlileri kutlamak gibi bir ek yapmak dışında...
- 1 Mayıs, 10 Not 05 Mayıs 2024 04:46
- İstanbul seçimi, sazan sarmalı ve Zana’nın trajedisi! 29 Mart 2024 19:51
- Solun ayarını seçimler mi bozuyor, yoksa ayarlar bozuk mu zaten? 09 Temmuz 2023 04:40
- Sosyalistlerin muaf olma hali ya da kaybeden sadece "Burjuva muhalefeti" mi?! 25 Haziran 2023 01:55
- Yenilmek de direnerek olsun, teslim olarak değil! 21 Mayıs 2023 04:40
- 1 Mayıs notları ve 14 Mayıs imkânı 07 Mayıs 2023 02:19
- Tarihi seçimler ve solda sekterlik halleri 30 Nisan 2023 04:17
- ‘Ayşe Teyze’ler, Mahirler varken, seccade konsolidasyonu yeter mi? 09 Nisan 2023 04:56
- Ayhan Bilgen’in ‘yapıcı muhalifliği’ ve bir tür ‘itirafçılık’ hali! 02 Nisan 2023 04:48
- Şapkadan çıkan Erbakan ile ‘bize pusu kurdular’ diyen pusucu nereye koşuyor? 26 Mart 2023 04:40
- 20 Mart’a denk düşen ‘tesadüfler’ ve bir zorunluluk 22 Mart 2023 04:49
- Değişim enerjisi, kuyudaki Akşener ve ‘kazanacak aday’a ilişmek! 12 Mart 2023 10:16