Yüzü dönmek, yüzü döndürmemek...

Fotoğraf: Evrim Aydın/AA
Futbolda gollerin neredeyse tamamını, hücum edilen kaleye yüzü dönük olan oyuncular atar. Zaman zaman röveşata ya da topuk vuruşlarıyla atılan fantastik gollere de rastlarız ancak bunlar tam anlamıyla “Kaideyi bozmayan istisna” kapsamına girerler ve ihmal edilebilecek niceliktedirler.
Bu bağlamda futbol, en genel ve basit haliyle, hücum ederken yüzü rakip kaleye dönük ve gol atabilecek en uygun durumdaki oyuncuyu topla buluşturmak, savunma yaparken ise aynı fırsatı rakibe vermemek hedefiyle oynanan bir oyun şeklinde tanımlanabilir. Bütün sistemler, taktikler “Yüzü dönmek” ve “Yüzü döndürmemek” hedefini gerçekleştirmek üzere hazırlanmış stratejiler üzerinde yapılandırılır. Stratejilerin temelinde ise bu hedeflere ulaşılmasını kolaylaştıracak temel ilkeler yer alır.
Sadece kazanmayı sağlamak için değil, oyunu çok daha keyif ve zevk alarak/vererek icra edebilmek açısından da bu ilkeler çok önemlidir.
Temel ilkeler altyapıda genç futbolculara öğretilir, hatta antrenmanlarda sürekli tekrarlanan pratiklerle özümsetilir. Ve bu ilkeler bir süre sonra oyuncuların otomatik melekesi haline gelir. Oyuncular böylece, oyun sırasında topun ve rakibin durumuna göre pozisyon almayı ve ne yapmaları gerektiğini bilirler…
Fatih Terim, birkaç haftadır 17 yaşındaki Emin Bayram’a stoperde şans veriyor. Genç oyuncu 9 yıldır yani 8 yaşından bu yana Galatasaray altyapısındaki takımlarda oynamış. Altyapıda bunca sene geçirdiğine göre insan, bu oyuncunun temel savunma ilkelerini özümsemiş olması gerektiğini düşünüyor. Sahada yaptıklarına bakınca ise bu ilkelerin hiçbirisinden haberi bile olmadığı anlaşılıyor. Diğer savunma oyuncularının durumu da farklı değil ancak konuyu uzun bir altyapı macerası bulunan genç bir oyuncu üzerinden ele almak daha anlamlı…
Örnekleyelim… İki hafta önce Trabzonspor karşısında maçın 90+5. dakikasında Sörloth orta sahanın biraz ilerisinde sırtı Galatasaray kalesine dönük pozisyonda topla buluşuyor. Emin Bayram, yakın markajında olmasına karşın Sörloth’un topla birlikte yüzünü dönmesine engel olamıyor. Ardından Sörloth topu Galatasaray kalesine doğru sürmeye başlıyor. Emin Bayram ise yanında adeta ona eşlik ediyor. Topsuz koştuğu halde Sörloth’un önüne geçemiyor, onu dış tarafa yani taç çizgisine doğru yönelmeye zorlayamıyor. Omuz omuza mücadeleyle Sörloth’u bozmaya çalışıyor. Gücü yetmediği için bunu da başaramıyor ve aldığı omuz darbesiyle oyundan düşüp müdahale şansını tamamen yitiriyor. Sörloth da düzgün bir şutla golü atıyor…
Emin Bayram’a, markajındaki bir oyuncunun topla birlikte yüzünü dönmesine asla izin vermemesi gerektiği öğretilmemiş… Top süren rakibin yanında ona eşlik eder gibi koşmaması gerektiği öğretilmemiş… Ve savunma yapan oyuncunun her zaman vücudunu, kendi kalesi ile rakip oyuncu arasında konumlandırması gerektiği öğretilmemiş…
Gelelim bu haftaki Ankaragücü maçına… Kalecisinden topu alıyor, baskı yiyince ince pas sevdasıyla kötü bir vuruş yapıp topu, yüzü Galatasaray kalesine dönük rakip oyuncuya teslim ediyor (Yani rakibin türlü hücum varyasyonlarıyla yaratmaya çalıştığı pozisyonu onlara ikram ediyor) sonra da topu kapıp üzerine gelen rakip oyuncuya ceza sahası içinde yatarak müdahalede bulunarak penaltıya sebep oluyor. (Savunma oyuncusu özellikle ceza sahası içinde rakibine yatarak müdahalede bulunmamalı. En iyi savunma oyuncusu ayakta kalarak doğru pozisyon alandır.)
Rakip oyuncuların baskısına maruz kalacağı belli olmasına karşın kendi ceza sahası içinde kalecisine bir pas alternatifi oluşturacak şekilde durması/beklemesi yanlış, baskı altında ince pas araması yanlış, sonrasında ceza sahası içinde rakibine yatarak müdahalede bulunması yanlış… Yanlış üstüne yanlış…
Yine aynı maçta Emin Bayram, uzaktan ve havadan yakınına gelen topu yere düşürüyor. Top yere vurup kendisini aşıyor, araya giren Ankaragücü oyuncusu bir anda yüzü dönük şekilde topla buluşup Galatasaray kalecisiyle karşı karşıya kalıyor. Rakibe bir gol fırsatı ikramı daha...
Savunma oyuncusu uzun mesafeden ve yüksekten gelen topları -tabii müdahale edebileceği alan içersindeyse- asla yere düşürmemeli. Bu da temel bir savunma ilkesi. Çünkü o top yere vurunca, buradaki örnekte olduğu gibi savunma oyuncusunun yüzünü mecburen kendi kalesine dönmesine neden olur ki, bu da riskin/tehlikenin başladığının işaretidir…
Memleket, oyun bilgisinden yoksun, neredeyse her pozisyonda kendisini yere atan şuursuz stoperden geçilmiyor. Görünen o ki bunlara bir yenisi daha ekleniyor…
Emin Bayram sonuçta genç bir oyuncu. Bunca sene öğrenmemiş olsa bile temel ilkeler kendisine öğretilebilir. Asıl vahim olan Galatasaray altyapısındaki antrenörlerin ve Fatih Terim’in durumu…
Evrensel'i Takip Et