Bir kır çiçeği
Fotoğraf: Ayrıntılı Bilgi/Wikimedia Commons (CC BY-SA 4.0)
Ve ODTÜ kurulur. Henüz ‘60 darbesi olmamıştır. ABD Türkiye'de öğretim dili İngilizce olan bir üniversite kurmaya karar vermiştir. Küçük Amerika olmaya giden yolda devletçi İTÜ'ye karşı liberal ODTÜ bir denge olacak, buradan yetişen mühendisler, sosyal bilimciler tıpkı ABD'de eğitim almadan büyük komutan olamayan askerler gibi komünizme karşı ileri karakol görevini üstleneceklerdir. Ama işler beklendiği gibi gitmez. Kaliteli bir üniversitede öğrenci olmak için kaliteli bir düşünce ve bilgiye sahip olmak ön şarttır ve bu kalitedeki insanlar, gençler "Manda" fikrine zaten 35-40 yıldır karşıdır. Ve ABD üniversitesinde (?) ABD Büyükelçisinin arabası yakılır. Yakanların bir kısmı hayatta olduğu için işin detayları onlardadır. ABD bu saldırıyı hafızasına yazmış, günü gelince faturayı kesmek için uygun hükümetleri ve olayları beklemeye başlamıştır. Bu arada ODTÜ boş durmamış, ODTÜ'nün genç mezunları doktora eğitimlerini tamamlayıp, ODTÜ'nün ilk Ankara dışı kampüsünü Gaziantep'e kurmak için Anadolu'nun o günlerdeki bu küçük kentine büyük bir heyecanla gitmişlerdir. Artık Ankara ve Antep'te birer ODTÜ vardır ve zeki insanların, zeki hocaların kurduğu üniversite de olsa olsa anti-emperyalist, yurtsever bir üniversite olacaktır. O dönemde bu vasıflar iktidarlar tarafından *Solculuk", "Komünistlik" gibi etiketlenerek yok edilmesi gereken düşünceler olarak halkın beynine zerk edilmeye çalışılmaktadır. ABD'nin margarin üreticileri, zeytin üreten, basma dokuyan Ege'nin satılık bestecilerine yazdırdıkları,
"Zeytin yağlı yiyemem aman…
Basma da fistan giyemem aman*
türküleri ile oynata oynata margarin ve naylon kumaş satmaktaydılar.
Sıra Büyükelçi otomobili yakan ODTÜ'ye gelmiştir. İktidarda milliyetçi (??) cephe hükümetleri vardır. Demirel başkanlığında Erbakan ve Türkeş en küçük kaleleri ele geçirmeye, ele geçiremediklerini de yok etmeye kararlı ve görevlidirler. ODTÜ, mütevelli heyeti ile yönetilmektedir. En karanlık günlerde ODTÜ'yü yok etme görevi Hasan Tan'a verilir. Hasan Tan her nasılsa profesördür ve şimdi de ODTÜ' ye rektör olmuştur. Ankara ve Antep ayağa kalkar. ODTÜ'deki tüm dekan ve bölüm başkanları istifa eder. Boykotlar başlar. ODTÜ’ye dışarıdan saldırı büyüktür ama yetersizdir. Formül bulunur. Hasan Tan kafasındaki öğrencilerin kafası, ODTÜ'ye girmeye yetmediği için o da 400 yeni işçi alır. İşçilerin ortak özelliği hepsinin Türkeş'in partisinin üyesi olmalarıdır. Bunların görevi bellidir. Bazı hocaların arabalarına bomba konur. Her gün çıkartılan kavgalar, jandarma ve tosuncuk işçi saldırıları yüzünden üniversite okunamaz bir yer olmuştur. Ancak öğrenciler direnir. Ankara ve Antep kampüslerinden (eminim Mersin kampüsünden de) yükselen ve öğrencilerin kendi güfteleri olan
"Hasan'ı saldım çayıra..
Otlaya karnın doyura."
türküsü ODTÜ’nün yıkılmaz bir bağımsızlık kalesi olduğunu haykırmaktadır. Türkülerle savaşılamayacağı anlaşılınca Türkeş'in emriyle 400 işçi geri çekilir, Hasan Tan istifa eder. Yaptığı onca pislik ve kirli görevden sonra elinde ne kalmıştır bilmem ama tarihin pis sayfalarındaki yerini alır.
ODTÜ'ye ve bir çok üniversiteye sayın Cumhurbaşkanımız yeni rektörler atayacak. Öğrencileri yeni güfteler yazmak zorunda bırakmayacak en doğru rektörleri atayacağına inanıyorum.
ABD yanan otomobilinin intikamını ODTÜ'den asla alamayacak.
*Nurettin Kenan Ersözlü'nün "Bir Kır Çiçeği Hikayesi" kitabı o günleri çok güzel anlatıyor
- Tan ile Bulu 23 Ocak 2025 04:33
- İkinci çocuk 16 Ocak 2025 04:36
- Pislik 09 Ocak 2025 04:40
- Benim adamımdan hoca 02 Ocak 2025 04:35
- Ne çabuk unutuyoruz 26 Aralık 2024 06:30
- Yeter ulan 19 Aralık 2024 04:45
- Esaaad 12 Aralık 2024 05:18
- Zekai Çıngıllıoğlu 05 Aralık 2024 04:49
- Niye dövüyoruz? 28 Kasım 2024 04:37
- Kanal İstanbul 21 Kasım 2024 04:54
- Ormanlarımız için direneceğiz 14 Kasım 2024 04:31
- Zııt Erenköy 07 Kasım 2024 04:22