Çamur, balçık ve papyon
Fotoğraf: Pxhere
Ümit Yaşar Oğuzcan olmasaydınız kim olmak isterdiniz? Radyoda bunu soruyor sunucu kişi, bizzat adı taşıyan kişinin kendisine soruyor. Hayır bir edebiyat programında değil, reklam kuşağında geçiyor mevzu. Gelen yanıt ne kadar ilginç, ne kadar yaratıcı ve şiire dahil: Gene Ümit Yaşar Oğuzcan olmak isterdim ya da Ümit Yaşar Oğuzcan’ın sevdiği bir kadın.
Parasını peşin bastırmışsın nasılsa, kendini ne kadar övsen azdır. Çok satınca yere göğe sığmaz hale gelmek şairliğin namındandır. Ne kadar tanıdık değil mi? Önce kapıya beyaz bir cip çekilir, sonra zaten çeki düzen vermek gereksizdir. Kendisi olmasa bile kendisini seven bir kadın olmaktan bahsediyor. Gözleriyle kalbini kontrol edesi geliyor insanın, utanmak da bir yere kadar.
Kitapları için ilan veren, radyonun reklam kuşağında kitaplarının ve adının reklamı için para harcayan Ümit Yaşar bunun gayet normal şeyler olduğunu da savunuyor elbette. Bize laf düşmez. 1960 yıllarda yaklaşık 50 bin civarında şiir kitabı satışına ulaşmak kolay değil.
Kolay olmayan şeyler bununla sınırlı mı? Olur mu? Soytarı papyonu adeta, hikâye biter mi?
Ümit Yaşar Oğuzcan, 1961 yılının sanatçısı seçildi.
Sıralama ne kadar ilginç dikkat buyurunuz: Ümit Yaşar Oğuzcan eksiksiz 5 toplam oyla alıyor birinciliği. Arkasından 4 oyla zarif insan Yıldız Kenter geliyor.
Lütfen sayın okur. Hikaye gittikçe ilginç bir hal alıyor. Yılın sanatçısı kategorisinde adı geçen insanlardan biri Picasso, bir diğeri de Münir Nurettin Selçuk. Hayır efendim onların en çok oyla birinci seçilmesi mümkün değil. Kaldı ki zaten her ikisi de 2’şer oy alarak üçüncü seçilmiş. Picasso ve Münir Nurettin 1961 yılında yılın sanatçısı kategorisinde üçüncülüğü paylaşmışlar.
Şimdi diyeceksiniz ki yani nedir, bunu abartacak ne var?
Ümit Yaşar dönemin en çok okunan ve tanınan şairi. Şimdi bile şiirlerinden yapılan besteler radyolarda çalınıyor, sanatçılar onun şiirlerini besteleyip şarkı yapıyor. Nedir yani bu çekememezlik. Zaten şair şairin kurdu falan değil miydi?
Bir Florinalı Nâzım vardı anımsar mısınız? Bu köşede onun adından ve ününden bahsetmiştik. Kendisini en son şiirin kralı olarak tanıtmış ve öyle kabul görülmesini buyurmuştu rahmetli. Hatta Mustafa Kemal’e hitaben yazdıklarında da kendini övmüştü evet:
“Zaman çırpınmasın beyhude gelmez gayrı dünyayaSenin ka’bında bir Gâzî, benim ka’bımda bir şair”
Hey gidi Florinalı. Öldüğünde tabutunu omuzlayacak dostu da yoktu etrafında. Asker ve polis sırtlayıp götürmüştü rahmetliyi. Toprağı bol olsun.
Konumuza dönelim, yılın sanatçısı Ümit Yaşar üzerine devam ediyordu yazımız; Florinalı kendisinden bahsedilmesi için neler yapardı? Gazetelerin ilan sayfalarında yayımlatırdı şiirlerini misal…
Yılın sanatçısını seçen jüride kimler yok ki. Sıralıyorum. Sıkı durun:
Gazanfer Özcan, Orhan Erçin, Ayten Güvenç, Doğu Erkan ve Ümit Yaşar Oğuzcan.
Kendine oy veren ve kendi kendini yılın sanatçısı seçen bir çıkmaz söz konusu burada. Bu durumda insan en azından kendine oy vermez değil mi? Mesela babanın jüri olduğu şiir yarışmalarında oğulun ödül aldığı da görülmüş ve savunulmuş şeydir bizim memlekette. O babalar o oğulları okutmak için Zaman gazetesinde az yazı yazmadılar heyhat. Onların takipçisi zevat şimdi Perinçek’in sesiyle parmak sallıyor kendi çapında.
Bir acar muhabir de çıkmış ve sormuş Ümit Yaşar’a. Bizim basın tarihimizde kaleminin onurunu koruyan gazeteciler her zaman oldu. Soru sorma cesareti onlardan kalma mirastır elbet. Demiş bu nasıl iştir, kendi kendine oy verip kendini birinci seçmek nedir?
Almış sazı eline Ümit Yaşar, bakalım ne demiş:
“1961 yılında en çok eser yayınlayan sanatçı olduğum için, son 25 yıl içinde ilk defa şiirlerini plağa okuyan sanatçı olduğum için ve Türkiye’de yalnız şiirleriyle geçinen sanatçı olduğum için 1961’in sanatçısı anketinde reyimi kendime verdim.”
İnsanın inanası gelmiyor ama doğrusu bu.
Şiirimizin bir dönem jönlerinden sayın Oğuzcan kendi kendini böyle allayıp pullamakta hiç sakınca görmediği gibi, kendine verdiği oyu kendini yücelterek savunabilecek durumda olduğunu da göstermiş memleketin okur yazar kesimine. Helal olsun.
“İki boy önde girdi rahat rahat birinciAsım ikinci oldu Memet Fuat birinci”
Bu dizeler de Ümit Yaşar’a aittir. Memet Fuat hazırladığı Varlık Yıllığı 1962’de kendisini almadığı gibi adından da bahsetmediği için bir eleştirmen olarak şiirden anlamadığı üzerine boy boy yazılar döşenmiştir Ümit Yaşar. Hatta şiirin devamında der ki “Bay Asım Bezirci kim şiirden anlamak kim”.
Süren atışmalarda Mehmet Fuat kendisini şair olarak görmediğini bile açık açık yazmıştır. Buna yanıt olarak da Oğuzcan Bezirci ile Memet Fuat’ı şiiri anlamakla itham etmiş, çok satarlığını öne sürerek mevzuyu çekilmez hale getirmiş neden sonra da “yazdıklarınız, yazacaklarınız umurumda değil” diyerek kendi cenahında tartışmayı bitirmiştir.
1962 yılının Hür Vatan ve Sanat Dünyası taranabilir ya da benim yaptığım gibi yapıp Emin Karaca’nın Bay Ataç Gocunmasın Hiç başlıklı araştırma inceleme kitabına başvurabilirsiniz.
Şiirimizde çamur çoktur, balçık da az değil vesselam.
- Öteki-Siz 16 Ekim 2021 23:30
- Yazılıkaya Şiir Yaprağı 09 Ekim 2021 23:41
- Ayışığı şiir ve yaşam ısrarı 03 Ekim 2021 00:18
- Basın tarihimizden bir cimrilik hikayesi 26 Eylül 2021 00:09
- Pencere ya da penceye 19 Eylül 2021 00:05
- Suzy Storck ile kanat hareketleri 11 Eylül 2021 23:40
- Yanlış kokan dizeler 05 Eylül 2021 00:28
- Doğan Ergül’e mektup 31 Temmuz 2021 23:41
- Ahmed Arif’in saklı kitabı 17 Temmuz 2021 23:44
- Kutlu Adalı’ya mektup 10 Temmuz 2021 23:59
- Dönemeç’teki tanıdık insanlar 27 Haziran 2021 00:20
- Sennur’a durum mektubu 13 Haziran 2021 00:16