28 Temmuz 2020 00:15

Çapaklı’yla Çavuşçugöl, Ayasofya ve iktidarla muhalefet

Konya Ilgın'a bağlı Çavuşçugöl'de düğünü olan çift, tarlalarının kömür ocağına dönüştürülmesine karşı TKİ komisyonuna itirazlarını sunmak istedi ancak jandarma engeline takıldı.

Fotoğraf: Ilgın Çevre Platformu

Paylaş

AKP doludizgin gitmelerde. Durmak ne söz, yavaşlarsam düşerim diye korkuyor. Korkusu dağları bekliyor. “Dağlar” atalar sözünden geliyor. Yoksa asıl korku fabrikalarla köylerden. Bir de kadınlarla gençlerden.

Eskiden “talebeler”den çekinirdi, hükümetler, onları hasım bellerdi. Onları muhalif, hatta komünist, “eşkıya” falan sayardı. Zulümler onlar içindi. Ne bir hak arayışı ne bir gösteri. Parmaklarını kımıldatsalar saldırıya uğrarlardı. Taşıyıcı onlardı çünkü. Suçlanan Marksizm olurdu. Suç aletleri, genellikle “yasak yayın”dı.

Şimdi öyle mi ya?! AKP ile çok mesafe aldık! Artık suçlanmayan, “hayır” ya da “olmaz” dediğinde “kırk katır mı kırk satır mı?” seçip denemeyen kimse kalmadı. İlerledik!

İşçiler, beşi onu bir olup hak istemeye görsün. Ya cop ya gaz! Memurlar da öyle.

Kadınlar hele. Günde birkaçı cinayete kurban gidiyor. Geride kalanlar, ellisi yüzü bile “bu kadar da olmaz” demeye görsünler. İşte son örnek: İzmir’de uğradıkları saldırının ardından Beşiktaş’ta kadınlar İstanbul Sözleşmesiyle ilgili forum düzenlemek istiyor. Vay!.. Sen misin isteyen. Engel ve 8’ine gözaltı. İzmir’de de Pınar kardeşlerinin katlini protesto etmek istemiş, yerlerde sürüklenmiş, en az 15’i gözaltına alınmıştı.

Gençlere torpil yok! C. Bşk.nın YKS öncesi düzenlediği online yayında yüz binlerce “oy moy yok!” tepkisi alınca, haftası olmadı, en çok kullandıkları sosyal medyanın sansürlenmesine girişildi. Ne Twitter, ne İnstagram, ne de Netflix!

Ve köylüler… Önce Salihli’nin Çapaklı köylüleri. Evleriyle tarlalarının yanı başına enerji santralı kondurulmak istendiğinde “Hayır” dediler. Hepsi bu. Kim evi toz-topraktan geçilmesin, tarlasında verim kalmasın ister? Tarlalarının ortasından açılan yolun kenarında nöbete durdular. Kızılca kıyamet koptu. Jandarmanın copuyla kalkanını sınadılar bedenlerinde. Oysa “evlatlarımız” deyip bağırlarına basmışlardı hep.

Ve Konya. Ilgın’ın Çavuşçugöl köylüleri. Onların da kömür şirketi gelip dayanmıştı kapılarına. Belediye başkanıyla kaymakam geldi ricacılığa. Üstelik köylerinden vekil de vardı, Hacı Ahmet, AKP’li. Yine topraklarından olacaklardı, şirketin makineleri ekinlerini yatırmaya başladığında, başta her seçimde AKP’ye çalışan 70’lik ihtiyar olmak üzere isyan ettiler. C. Bşk.lığı kararnamesiyle toprakları kamulaştırılmıştı. Gene coplar konuştu. Ve gene gözaltılar…

Öyle bir noktaya gelindi ki, AKP artık halkın onayını düşünerek davranmaz oldu. Varsa yoksa coptu, gözaltıydı, devletin soğuk yüzü. Sözde “önce insan sonra devlet” anlayışını yerleştirmişlerdi. Ama artık eskiden “baba” denen gitmiş, ceberutu gelmişti. Ve “benim için çalışmıştı” filan demeden böyleydi epey bir süredir.

Kimileri Ayasofya ya da bir başka AKP atağını hala ya “gündem değiştirme” ya da “tabanla ilişkisini yenileme” deyip yorumluyor! Geçiniz! Tabanı gözetip onayı ya da rızasını alma devri çoktan kapandı. Oradan yürüme yolu, halkın hemen hiçbir talebi karşılanamaz olduğundan, biliniyor ki, kapandı. Artık iktidarın güçle korunması devrindeyiz. Dayatmalar bunun için. Baro Yasası bunun için çıktı. Ve AYM’ye gitmek de kâr etmedi! İstanbul Sözleşmesi bunun için kaldırılıyor. Sosyal medya değişikliği de öyle. Ali Bey neden elinde kılıçla minbere çıktı sanılıyor? Neden M. Kemal’e lanet okuyor? Fetih vurgusu neden? Neden Suriye’nin üstüne, Libya çöllerine gidildi? Neden Kafkasya’ya el atılıyor? Bunca polisti, bekçiydi neden? Görünen köye kılavuz gerekmez! Her şey ortada ve öyleydi böyleydi deyip kendini kandırmak çoktandır geçmişte kalmış olmalı.

Ve tartışma götürmez bir gerçek. Sağa sola açılmak gerekmiyor. Çare, açılmak ya da saçılmakta değil. Ilgın Çavuşçugöl köylüleri kazanmak için şart sağcı olmak olsa, AKP onları kaybetmezdi. 70’lik AKP’li bu parti solcu olduğu için isyan etmedi. Ellerinden toprakları gittiği için soğudular yıllardır çalıştıkları partiden. Başkasına ısınacaklarsa, sağcılığından değil, toprak talepleri karşılanacak olması dolayısıyla ısınacaklar. Halkın çıkar ve talepleri önemli. Ve şart olan tekellerinkileri değil halkın taleplerini savunmak. Yoksa olduğundan da çok gericileşmek gerekmiyor!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa