3 Ağustos 2020

Kontrollü 'seçimler'

Latin Amerika’daki güncel seçim süreçlerinde daha önce Brezilya ve Arjantin’de başarı ile uygulanmış olan bir pratik bugün Amerikan Devletleri Örgütü, ABD ve diğer uluslararası kuruluşların da açık desteği ile tekrar yürürlüğe girmiş bulunuyor. Bu pratik, iktidarı yumuşak ya da doğrudan darbeler ile ele geçirmiş olan, ülke kaynaklarının ve zenginliklerinin önemli bir bölümünü elinde tutan sermaye grupları ve ordu ile kurulan ittifaklara dayanan iktidarların, mecburen gerçekleştirmek durumunda kaldıkları genel seçimleri kontrollü bir biçimde atlatmasını sağlayan bir pratiktir. Kazanılamayacağı belli olan seçimlerin seçimlerden hemen önce kurallarını değiştirmek, kazanacağı kesin olan adayı seçime sokmamak gibi unsurlar ise bu kontrollü seçim pratiğinin başlıca unsurlarıdır.

Günümüzde bu yöntemleri uygulamaya koymuş bulunan iki ülke olarak karşımıza Ekvador ve Bolivya çıkıyor. Belçika’da sürgünde yaşayan eski Başkan Rafael Correa hakkındaki rüşvet davası sonuçlandı ve Correa’nın 2021’deki seçimlere katılması ihtimali neredeyse ortadan kalktı. Aynı zamanda seçim kurulu Correacı grupların seçimlere katılamaması için kayıtlarının silinmesi gibi yollara da başvuruyor. Correa’nın önünde kalan tek seçenek 2021’de kendisinin kontrol ettiği bir ittifakın iktidara gelerek Lenín Moreno dönemindeki kararların kanundışılığını iddia etmesi ve kendisini siyasetten uzaklaştıran kararların iptal edilmesi. Correa böylece tekrar Ekvador’a dönebilmeyi ve önündeki engelleri kaldırarak çoğu şu an hapiste bulunan eski dostlarını kurtarabilmeyi düşünüyor.

Bununla birlikte geçtiğimiz ekim ayında yerli topluluklarının merkezinde bulunduğu ve Moreno’yu başkentten kaçmaya zorlayan ayaklanmalar sırasında ortaya çıkmış olan geniş ittifak şansının bugün büyük ölçüde zarar gördüğü de söylenebilir. Son günlerde, başkanlık için ön-adaylığını ilan etmiş bulunan yerli lider Iza Leonidas ve Correacılar arasında bu muhtemel ittifakı imkansızlaştıracak derecede geniş polemikler gerçekleşti. Bu açıdan bakınca, Correa’nın kurmak istediği geniş ittifaka yerli topluluklarının ne kadar destek vereceği bir soru işareti olarak karşımıza çıkabilir. Correacılar, Leonidas’ı Ekim ayaklanmasını tamamlamamakla ve diyalog kapılarını kapatmakla suçlarken, Leonidas, Correacıları sahte yerli-dostu ve sahte devrimciler olmakla itham ediyor. Böyle bir ortamda, bu kadar kısa bir sürede geniş bir ittifakın gerçekleşmesi hayal olabilir.

Bolivya’da ise darbe hükümeti Añez idaresi, seçim sürecine daha açıktan bir biçimde müdahale ediyor. De facto iktidar, seçimlerin salgın bahanesi ile engellenmesi ve MAS’ın ve/veya MAS’ın adaylarının seçimlere katılmaması için hem seçim kurulu vasıtasıyla hem de kolluk kuvvetleri ile elinden geleni yapıyor. Bolivya’da darbe hükümeti iktidarda bulunduğu kısa sürede kamu şirketlerinin ve kaynaklarının olabildiğince yağmalanmasına büyük bir önem vermekte. O kadar ki geçtiğimiz günlerde Elon Musk’ın sosyal medyada Morales’e karşı yapılan darbeyi sahiplenmesine yol açacak kadar ülkeye ilgi göstermesine mazhar olmuş bir hükümet. Ancak Añez hükümetine daha fazla zaman gerektiğinden ve seçimlerden Añez’in kazanması -MAS kazanamasa bile- mümkün gözükmediğinden seçim kuruluna yapılan yoğun baskılarla mayıs ayında gerçekleştirilmesi gereken ve salgın sebebiyle eylüle ertelen seçimlerin ekim ayına tekrar ertelenmesi sağlandı. Hiç şüphesiz bu ertelemelerdeki en önemli saik, dağılmış bir biçimde seçime girmeye hazırlanan sağın kendi arasında MAS’a karşı bir ittifak oluşturmasına imkan vermek.

Seçim kurulunun darbe hükümetinin baskısı altında seçimlerin sürekli olarak ertelenmesine ve bu sayede de olağanüstü hâl altındaki siyasi ortamın geçicilikten kalıcılığa evrilmesine karşı ise toplumun birçok kesimi, maden işçileri, yerli toplulukları ve MAS sempatizanları bu salı ülke genelinde eylemliliğe hazırlanıyor. Ancak darbe hükümeti bu eylemselliğin de kamu sağlığına karşı MAS tarafından gerçekleştirilecek bir saldırı olduğunu iddia ederek gerçekleştirilmesine izin vermek istemiyor. Böylece zaten terörize edilen seçim kampanya süreci şimdi salgın bahanesi ile bir defa daha kolluk kuvvetlerinin insafına bırakılıyor.

Hem Ekvador’da hem de Bolivya’da iktidarı ele geçirmiş bulunanlar, içlerinde bulundukları sermaye-ordu ittifaklarının da desteği ile akıbetlerini seçimlere kurban etmek istemiyorlar. Bunu yaparken başvurdukları yöntemler ise bilindik ve daha önce uygulanmış yöntemler. İşin kötü yanı ise bu yöntemlerin daha önce işe yaramış ve felaketlerle sonuçlanmış olması.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Diplomaya da kayyım!

Diplomaya da kayyım!

Bir süredir operasyonlar, tutuklamalar, kayyım atamalarıyla siyaset alanını zorla daraltan iktidarın, bir ‘hayali’ daha gerçekleşti. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olması beklenen Ekrem İmamoğlu’nun diploması, iktidara yakın gazetecilerin günlerdir anons ettiği gibi, üniversite yönetimi marifetiyle iptal edildi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
20 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et