Libya’da dostlarımızın huzuru ve güveni için çarpışıyoruz!..
Fotoğraf: Magharebia/Wikimedia Commons(CC BY 2.0)
Ne dendiği değil, ne yapıldığı önemli…
Hayır, sadece damat Albayrak değil. Yalnızca onun “aya dört şeritli yol yaptık desek bile inandırabiliriz” demesi de değil.
Şöyle bir bakın, ara sıra ağızlardan kaçan “ananı alda git!”, “gözünü toprak doyursun” türünden aşağılamalar bir yana, ülkeyi yönetmekte olanların “ağzından bal damlamıyor” mu? Hangisi, ülke ve halkı için kötü söz söylüyor?
TÜİK bile, kötü niyetten değil tabii, ayıp olmasın, moraller bozulmasın “Türkiye’nin rakamları kötü görünmesin, gayet iyi gidiyoruz” diye düşünülsün diye, negatifi pozitif ve her bir şeyimizi büyük büyük göstermiyor mu? Damat beyimiz, hep iyiliğimizi istediğinden “en kötüsü arkadan kaldı”, “tünelin ucundaki ışık göründü” deyip yüreğimizi serinletiyor tabii. Gerçek olmasa da olur! Adamcağız o kadar çalışıp didiniyor, taş atıp kolu mu yorulsun? Çarşı pazar dolaşacak değil ya, evinde oturuyor, aklına geldikçe dağılan dikkatimizle sıkılmaya başlayan canımıza buz gibi soğuk sular döküyor. Oldu olacak. Düzeldi, düzelecek! Şimdi olmazsa seneye. O da olmazsa Allah kerim!
Diyanetçi Ali Efendi bile, ağzından M. Kemal’le ilgili bir kötü söz kaçırır gibi oldu, hemen toparladı. Zaten M. Kemal ülke de değil halk da. Kişilik haklarını zedelemeden lanet okusa ne olurmuş?! Elinde kılıçla doğramadı ki!
Bayram günü Yeni Şafak’ın manşeti yamandı: “Bayram Nöbeti”! Altında yazılanlar daha da yaman. “‘Vatan Savunması’nı sınırlarının ötesinde kuran Türkiye, dostları ve mazlumlar için mücadele veriyor. On binlerce Mehmetçik de huzurla ve güvenli bayramlar için hem yurt içinde hem Suriye, Irak, Libya, Doğu Akdeniz, Katar, Afganistan, Kosova ve Somali’de 7/24 nöbet tutuyor.”Eh, elbette, Libya’nın ve doğu Akdeniz’in petrolüyle gazının peşine düşecek değildik ya! Yakışır mı bize ve ahfadımıza?! Erdoğan, zaten kısa süre sonra halkın devirdiği arkadaşı Ömer Beşir’den Sevakin adasını isteyip Hartum Üniversitesinde fahri doktora alırken de “Modern sömürgeciler ve emperyalistler için tek değer elmas, altın ve petroldür” dememiş miydi? Ve eklememiş miydi: “Onların yegane kıymet verdikleri şey, ya yer altı kaynaklarımızdır ya da yer üstündeki pazar potansiyelimizdir. Onlar için mesele demokrasi, hukuk, adalet değildir. Onlar için mesele insan, tabiat, çevre değildir. Onlar için tek mesele para, çıkar, menfaattir. Menfaatleri için bir avuç petrol için çiğnemeyecekleri hiçbir değer, hiçbir ilke yoktur. Şüphesiz bunun anlamını en iyi Afrika kıtası bilir.” Oysa bizim için demokrasiyle hukuk, insanla çevre çok nemlidir! Şimdi de Türkiye askerlerine yurt dışındaki mevzilerde bayram nöbeti tuttururken, tövbe, ne kendi çıkarlarını düşünüyor, ne petrol ne de gaz peşinde. Y. Şafak’ın dediği gibi, sadece “dostları ve mazlumlar için mücadele veriyor”!
Gerçi Erdoğan 8 Haziran’daki TRT Haber özel yayınında çelişkili gibi görünen şeyler de söyledi, ama doğrusu Sudan’da söyledikleridir: “Misrata, Sirte, Cufra buralar hayati yerler ve buralarda ilerliyorlar. Hedef Sirte ve çevresini almak. Tabii buralar petrol kuyularının olduğu bölgeler. Bunlar büyük bir önem arz ediyor. Bunlar hallolduğu zaman şerit çok daha rahat olacak. Deniz tarafı da çok önemli, buralarda doğal gaz kuyuları söz konusu. Bu da çok büyük bir önem arz ediyor. Ülkenin güneyinde petrol kuyuları bulunuyor, bunlar çok önemli, tabi bu Rusya’yı rahatsız ediyor.”
Bayram mesajı da dikkat çekici: “Irak ve Suriye’den Libya’ya uzanan geniş alanda mücadelemizi kendimiz ve dostlarımız için zaferle neticelendirmekte kararlıyız.” Burada dostlarımızın yanına kendimizi de eklemişiz. Ama devamı geliyor: “Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, hangi inanca, kökene, kültüre sahip olursa olsun, adaletsizliğe, haksızlığa, zulme uğrayan herkesin yanında yer almayı sürdüreceğiz.”
Ooo, evet, Türkiye dışta tutularsa, dünyanın hiçbir yerinde adaletsizlik ve haksızlığa dayanamayız! Hele zulme hiç! Bunun için bütün nöbetler. Yoksa ne petrolde gözümüz var ne doğalgazda! Zaten yayılmıyor, şimdiye kadar bütün sömürgecilerle emperyalistlerin adım başında söyledikleri gibi, huzur ve güven götürmeye gidiyoruz!
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02