15 Ağustos 2020 00:00

Saray’ın Habeşistan’ı Libya odaklı Doğu Akdeniz mi olacak?

Fotoğraf: AA

Paylaş

Eyvallah; sabıkamız bâki:

Vaktiyle… dediysem… geçmiş zaman bittabi, hatırlayamasam da… (bittamam)

Oldu öyle “devam edeceğim” kaydı düştüğümle kalan…

Civarına uğramayıp yüzüstü bıraktığım yazılar… (Baş öne düşer; mahcubiyet beyan eder…)

Bin özür… (ohhh be!!)

Bi’ daha… Aha şuraya da yazıyorum:

Firar hakkıma duyduğum saygıya binaen…

Düzenli yazma hususunda kati söz veremesem de…

Ekmek musaf çarpsın; yok öyle yazılamacı vefasızlığına istinaden ‘söz’ ve taahhütleri yetim bırakıp savuşmalar... (bi’daha).

‘Devam’sa; ‘devam’!.. (akideş).

İşbu ahdin kuvveden fiile geçirilmesinin karinesi hesabına…

Sondan bir önceki (30 Mayıs 2020) yazıya… dönülür… (dönelim… lütfen).

***

Şimdi efendim; Bİ’BAKMAK LAZIM FAŞİZMİN HALLERİNE üst başlığı altında…

‘KISSA’CA TARİH’e açılmış ve şöyle bağlamışız:

“Mukayeseli faşizm okumalarına/hatırlatmalara devam edeceğim…

SARAY’IN HABEŞİSTAN’I LİBYA MI OLACAK?..

Nasipse gelecek sefere”

‘Nasip’ uzun atladı; gecikti, malum… (Mazeret için bk. tepedeki helalleşme faslına)…

Bugüne kısmet oldu…

Bahse konu Harfiyat’ta…

Karşılaştırmalı faşizm okumalarına müracaatımızın sebebini izah ederken:

[‘Saray rejimi yeni bir evreye hazırlanıyor’a işaret ederek] “Memleketin sokulduğu güzergahı mesela İtalya’da faşizmin tahkim süreci ile mukayese etmenin bize diyeceği bir şeyler olabilir mi?” diye sormuş…

Cevabına, Henri Michel’in, Faşizmler (İletişim Yayınları) kitabından harfiyen alıntılarla bakınmıştık…

Sadece… ama sadece kıssadan hisse çıkarma babında Michel’in eserinden ‘cımbızlamaya’ (Şeref editörümün münasip gördüğü yere yerleştireceği] … Faşizmin Hallerine-2 başlığı altında devam ediyoruz… (İhmale gelmez).

Ben İtalya deneyine yaslanarak biraz Akdeniz’de savaşa dönüşme riski taşıyan bilek güreşine tutuşmaya yol açan İktidarın motivasyonunu eşelemeye deşelemeye çalışacağım… (kimi kritik ana hatlara işaretle sınırlı tutarak; kısaca)

VER MEHTERİ: MİLLİYETÇİLİK SARMALINDA SİYASETİN DEVRE DIŞI BIRAKILMASI

Daha köşeli ifade ile…

Farklı düşünme ve politik çıkışların, lider = devlet potasında eritilip tek tipleştirilerek boğulup yok sayılması…

Hakikat arayışlarını ‘ihanet’ salvolarıyla düşmanlaştırma; bu duruşun, faşizmin toplumu hizalama çizgisinin mütemmim cüzü…

Ne diyordu en son AKP il başkanlarına seslenirken Erdoğan:

“CHP’li kimi siyasetçiler ve CHP medyası böyle bir milli meselede dahi devletimize destek vermek yerine Yunan medyasının ağzıyla konuşmayı tercih etmiştir.” (13 Ağustos 2020)

Saray’ın Habeşistan’ı Libya, işte biraz da bu demek…

Ama daha ötesi de var:

Daha da derinleşme temayülü göstererek tam bunalıma dönüşme emaresi veren krizi, milliyetçilikle kuşattığı toplumu savaş tamtamları altında milli teyakkuzda tutarak “aşmak”

İş ve aşa kilitlenmiş kitlelerin dikkatini hayali pompalanan Osmanlı bakiyesi toprakların fetihlerine, fetih ganimetlerine çekerek müreffeh gelecek hülyasıyla avutmak…

AKARYAKIT ZAMMINDAN GINA GETİRENLERE ÜÇ DOZ LİBYA PETROLÜ YATIŞTIRICISI

Mesela şöyle:

Yeni şafak:

“Libya’daki petrol arama faaliyeti Türkiye’nin yakıt ihtiyacını karşılar” (11 Haziran 2020)

Sabah com.tr:

Türkiye‘nin Libya‘daki petrol hamlesi büyük yankı uyandırdı! Türkiye’nin yakıt ihtiyacını karşılar” (11 Haziran 2020)

İKTİDARIN AĞIRLAŞAN ANEMİK TABLOSUNU PETROL POMPALAMA VAADİ KURTARIR MI?

Kurtarsın diye attırıyor ya medyasına bu başlığı… (patron).

Erdoğan, Ahmet Hakan’ın (5 Ocak 2020) programında muhalefetten yükselen, “Libya’da ne işimiz var?” itirazlarına göndermeyi de ihmal etmezken, gayet açık sözlü…

Meğer “Bizim buradaki hareket tarzımız şu” imiş:

“Biz bir defa petrole, doğal gaza muhtaç mıyız, muhtacız. Şu anda Libya’dan bize böyle bir teklif var mı, var. Şu anda bize böyle bir talep var. Ve bu talep karşısında biz oraya gidiyoruz…”( *)

Gittik…

Ne oldu?

Yeni Şafak cephesi kumandanı İbrahim Karagül Paşa bildirdi:

“Trablusgarp Savaşı’nı yüz yıl sonra kazandık.” (valla!).

IRAK’TAN LİBYA’YA TÜRK EKSENİ HAYALİ ÖRTÜSÜ 

Ama yetmez…

Zira Irak’tan Libya’ya Akdeniz’de “Türk ekseni” kurulacak… (mış).

‘Mümkün mü?’

‘Savaş istemiyoruz’ da bu hedeflere nasıl ulaşacaksınız?... (gibi gibi).

Nev’inden naif soruları dahi sormamın zemini torpillenmeye çalışılıyor… (her adımda).

VE KAYIŞ HEPTEN KOPTU KOPACAK EŞİĞİNE DOĞRU…

Kayışı koparacak olan toplumsal meşruiyet sahası daraldıkça İktidarın kan kaybının kanamaya dönüşme ihtimali ile kutsal payesi biçilen hedeflerin aşırılığı arasındaki uçurumun derinleşmesinin ateşlediği gerilim…

İktidarın kaybetme korkusunu hedeflerin kırbacını indirip kaldırarak aşmaya çalışacağı evredeyiz…

Ve bu evrenin ideo-politik dil ve pratiğini İktidar İlahiyatından beslenecek İslamcı-milliyetçi çerçeve belirleyecek görünüyor…

Mücadelenin muhatabı da bu çerçeve değil mi?  

Bİ’BAKMAK LAZIM FAŞİZMİN HALLERİNE- 2

‘KISSA’CA TARİH…

Harfiyen nakillerimiz Michel’in Faşizm (iletişim Yayınları) kitabının s. 34-5-6. sayfalarından;  VURGULAR benden-era  

Buyurun:

  • “Bunalım[ın] İtalya’yı şiddetli biçimde etkiledi[ği]… Bu ortamda, Mussolini, BUNALIMI MİLLİYETÇİLİK HAMLESİYLE AŞMAK AMACIYLA, YAYILMACI EMELLERİNİ AÇIKLADI; zengin ulusların ağızlarından lokmalarını aldığı proleter devletler sloganını(*) ortaya attı [Karşı kutbunda (zengin) “plütokratik devletler” yer alıyordu-era],  dünya zenginliklerinin daha adilane bir dağılımını talep etti.” 
  • BİR SÖMÜRGE İMPARATORLUĞU KURARAK İTALYA’NIN DIŞARIDAN ALMAK ZORUNDA OLDUĞU [Petrol de dahil miydi?- era] HAM MADDELERİ SAĞLAMAYI… umuyordu. Bu dönemde Batı ülkeleri kadar Nazi Almanya’sı da onunla ittifak yapmak istedi.”
  • [MUSSOLİNİ] HABEŞİSTAN’IN (BUGÜNKÜ ETİYOPYA) FETHİYLE BÜYÜK BİR BAŞARI KAZANDITÜM İTALYANLARI ÇEVRESİNDE TOPLADI.”
  • “BU DÖNEMDE ŞEF KÜLTÜ DORUĞUNA ULAŞTI; zırhlı miğfer giymiş DUÇE’NİN kendine güvenli imajı İtalya’nın duvarlarında onun HER ZAMAN HAKLI OLDUĞUNU savunuyordu.”
  • “Ülke içinde Mussolini oy birliğinin peşine düştü. Faşist Parti… açık bir kitle hareketine dönüştü. Bu totaliter evredir.”
  • GERÇEKTE SAVAŞ –bu dördüncü evredir- FAŞİST İTALYA’NIN BÜYÜK GÜÇSÜZLÜĞÜNÜ GİZLEYEN, hemen hemen SAHTE, neredeyse sözsel nitelikte GÖRÜNÜRDE BİR BAŞARININ İZAHI OLACAKTIR.”
  • “Mussolini, “paralel savaş”ını Akdeniz’de sürdürdüğünü ileri sürmektedir; ancak kısa süre içinde askeri aksilikler -Afrika ve Yunanistan’da- onun Hitler’in peşine takılmasına yol açtı.”
  • “Aksilikler, savaşın neden olduğu gerilimler, faşizmi yok edecek bir bunalımın doğmasına yol açacaktır.”
  • GERÇEKTEN DE SAVAŞ ENFLASYON YOLUYLA FİNANSE EDİLMİŞTİR; HAYAT PAHALILIĞINDAKİ ARTIŞ NEDENİYLE İŞÇİLERİN HAYAT KOŞULLARI GERÇEK ÜCRETLER AÇISINDAN GERİLEDİ…” (s. 35)
  • “İşçi bulunamaması nedeniyle buğday üretimi düştü; sabit gelirler değer kaybetti ve karaborsa ortalığı kasıp kavurdu. Böylece DUÇE’NİN ETRAFINDAKİ OY BİRLİĞİ DOKUSU YIRTILDI... UMUTSUZLUK MÜLK SAHİBİ SINIFLARI, ARİSTOKRASİYİ VE BÜYÜK SERMAYEYİ SARDI. Söz konusu “iktidar bloku” Bolşevizme karşı Anglo-Amerikanlardan yardım talep edecekti… KRAL TARAFINDAN TUTUKLANAN MUSSOLİNİ DÜŞTÜ; HİÇ KİMSE, MİLİS’İN EN GÖZÜ KARA BÖLÜĞÜ BİLE ONU DESTEKLEMEYE ÇALIŞMADI.” (s. 35-6)

 (*) Bizdeki sık tekrarlanan “Dünya beşten büyüktür” sloganının müellifleri (büyüğü FETÖ firarisi olarak adı geçen) Oğur kardeşler(miş) değil mi? Şimdilerde sık dillendirilmemesinde bunun açığa çıkmasının payı var mı? sualiyle yetinip, patikadan çıkalım… Mussolini’nin sloganlaştırdığı bu proleter-zengin milletler ikiliği kavramlaştırmasının mucidi, Mussolini’nin (de) bi’nevi pusulalarından, İtalyan Milliyetçiliğinin, ‘İtalya’nın yeniden dirilişi-doğuşu’nun ideologlarından Enrico Corradi’dir... Bağlam ve detay için bkz. (mesela) Roger Griffin, Faşizmin Doğası, İletişim Yay. s. 133; Michael Mann, Faşistler, İletişim Yay. s. 141   

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa