21 Ağustos 2020

Ajitasyon ve fotoğraf

Fotoğraf: Özcan Yaman/Evrensel

Ajitasyon kavramını fotoğrafta da bolca kullanırız. Gereklidir, önemlidir. Klasik fotoğraf zamanlarında, filmlerin banyosunda yapmak zorundaydık. Kimyasal maddelerin karıştırıldığı suya/banyoya girilen film elde yıkanıyorsa, soldan sağa, sağdan sola sarılarak, tank banyosu yapılır. Dakikada 3 kere tank aşağı yukarı sallanarak ajite işlemi yapılırdı. O yüzden eski karanlık odacıların hepsi bir anlamda ajitasyoncudur.

Şaka bir yana siyasal, sosyolojik anlamda ve bilimsel çalışmalarda çok kullanılan bir kavramdır. İkon dediğimiz birçok fotoğraf ajite fotoğraftır. Nasıl ki suya katılan kimyasal maddelerin homojen olarak dağılımının yapılmasında ve içine sokulan cisme etkisini sürdürebilmesi için ara ara sallayarak, karıştırarak etkisini yitiren kimyasal maddenin yeni etkili maddelerle yer değiştirmesi gerekiyorsa aynen öyle.

EĞER AYRAN İÇERKEN KAPAĞINI AÇMADAN ÇALKALIYORSANIZ SİZ BİR AJİTATÖRSÜNÜZ

Bir düşünceyi görünür kılmak ve etkili olmasını istiyorsanız ajitasyon ve propaganda gereklidir. Fotoğraf salt bir görüntü olduğu için değil bir fikir taşıdığı için de ajitasyona ihtiyaç vardır.

Hani derler ya ‘Suya sabuna dokunmayan fotoğraflar’ işte onlar korona olmaya mahkum.

Yani fotoğraflar suya da, sabuna da dokunacak!

Ülkenin içinde bulunduğu siyasal/ekonomik baskı ortamında fotoğrafçıların çoğunun suya sabuna dokunmayan fotoğraflar çekmeye çalıştıklarını görüyorum. Biliyorum ki antidemokratik ortamlarda suya sabuna dokunan fotoğraf çekmek zordur. Ama biraz görece demokrasi varmış gibi olan koşullarda ise daha fazla derdi olan fotoğraflarla karşılaşıyoruz.

Kısacası fotoğraf sahası da bir sınıfsallığa sahiptir. Olmalıdır.

Ajitasyon enerji demektir. Teknolojinin bu gelişmişliğinde şartları zorlamak ve ajitatif fotoğraflar üretmenin yolları aranmalı.

Tamam gün batımında saçları savrulan kızları çekelim; çiçeği, böceği de çekelim ama talanı, yalanı, hak ihlallerini gösteren fotoğraflar da çekelim. Sözün kısası fotoğraflarla ajitasyon yapalım.

Fotoğraf: Özcan Yaman/Evrensel

Fotoğraf: Özcan Yaman/Evrensel

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et