Almanya Rusya’yla savaşa mı hazırlanıyor?
Fotoğraf: AA
Geçen hafta bu köşede 44 yaşındaki Rus muhalifi Aleksey Navalni’nin zehirlendiğine dair iddiaların Alman-Rus ilişkilerinde önemli kırılmalara yol açabileceğine işaret etmiştik. Çarşamba günü öğleden sonra Berlin’de olanlar bunun ciddi işaretleri.
20 Ağustos’ta zehirlendiği ifade edilen, 22 Ağustos’ta Berlin’deki Charite Hastanesinde tedavi altına alınan Navalni’nin Sovyetler Birliği tarafından geliştirilen sinir gazı Novichok ile zehirlendiği artık kesinleşmiş gibi görünüyor.
En azından Almanya’nın elindeki bulgular bu yönde. Rusya’nın daha önce zehirli gazlarla muhalifleri ortadan kaldırdığı biliniyor.
Charite’nin isteği üzerine federal orduya ait özel bir laboratuvarda yapılan incelemede Navalni’nin zehirlendiğinin Almanya açısından kesinlik kazanmasından sonra Başbakan Angela Merkel önce dışişleri, maliye, ekonomi, içişleri, savunma, adalet ve başbakanlık dairesi bakanlarıyla konuyu ayrıntılı görüştü. Sonra dışişleri bakanlığı Rusya’nın Berlin büyükelçisini çağırarak sonuçları iletti ve resmi kanaldan Moskova’dan zehirlenme konusuna açıklık getirmesini talep etti.
Ardından Merkel, Cumhurbaşkanı Steimmeier’i telefonla arayarak gelişmeler ile ilgili bilgilendirdi. Meclisteki partilerin fraksiyon başkanlarına haber verildi.
Bütün bunların ardından kameralar karşısına geçen Merkel 3 dakika 12 saniyelik bir açıklama yaptı. Soruların alınmadığı Merkel’in konuşması “ulusa sesleniş” babındaydı. Ulus Rusya’nın yaptıkları konusunda bilgilendirilerek, bundan sonra izlenecek politik hat belirleniyordu.
Almanya gibi bir ülkede bu türden açıklamalar “olağanüstü durumlarda” yapılıyor. Kapalı kapılar ardında dönen trafik Almanya’nın bir ülkeyle savaşa girmesi durumunda yapılacaklarla benziyor.
En son, ABD’nin Irak’a işgal hareketi başlattığında Dönemin Başbakanı Gerhard Schröder benzer şekilde kameraların karşısında geçerek ulusa seslenmişti. İngiltere’nin Brexit kararı sonrasında da Merkel benzer şekilde bir açıklama yapmıştı.
Merkel’in bu şekilde kameraların karşında geçmesi bundan sonra iyi şeylerin olmayacağının işareti.
Konuşmasında Navalni’nin bir caniliğin kurbanı olduğunun altını çizdikten sonra şunları söyledi: “Amaç kendisini susturmaktı. Hükümet adına bunu şiddetle kınıyorum. Rus hükümetinden bu olaya açıklama getirmesini bekliyoruz. Sadece Rus hükümetinin yanıtlayabileceği ve yanıt vermek zorunda olduğu sorular var. Dünya sorulara yanıt verilmesini bekleyecek. AB ve NATO’daki müttefiklerimizi araştırma sonuçları konusunda bilgilendireceğiz, ölçülü ortak bir tepki göstereceğiz. Navalni’ye karşı yapılan canilik savunduğumuz temel değerlere ve haklara aykırıdır.”
Merkel’in konuşmasında en dikkat çekici cümlelerin başında “Sadece hükümetin yanıtlayabileceği sorular var” geliyor. Bu açıktan zehirlenme olayının arkasında Kremlin’in olduğuna dair bir gönderme.
Dün Silke Bigalke’nin Moskova’dan Süddeutsche Zeitung’a yazdığı habere göre, Navichok Grubu tarafından üretilen sinir gazını ancak iktidarla, istihbaratla ve parayla bağlantısı olanlar elde edebiliyor.
Merkel’in açıklaması, dün birçok Alman gazetesinin de dikkat çektiği gibi, bugüne kadar Rusya ile ilişkileri ticari çıkarlar nedeniyle belli bir dengede götürmeyi hedefleyen Almanya açısından “yeni bir dönüm noktası” anlamı taşıyor.
Rusya yönetimi suçlamaları kabul etmiyor. Putin, dün öğlen saatlerine kadar Almanya’dan gelen tepkilere yanıt vermedi. Moskova’da Navalni olayının Berlin ile Moskova arasını açmak isteyenlerin çıkardığı yüksek sesle ifade ediliyor
Berlin’e getirilmeden önce Navalni üzerinde incelemede yapan Rus uzmanlar zehirlendiğine dair bir bulgunun olmadığını ifade ederek Alman doktorlara teslim etmişti.
Bu nedenle ortada pek çok bilinmeyen soru var. Ancak bu bilinmeyenlerine rağmen Navalni’nin, Berlin-Moskova hattında gerilimden yana olanlar tarafından malzeme yapıldığı anlaşılıyor. Berlin-Moskova gerilimin en çok Washington’un işine yarayacağı biliniyor. Dahası, ABD yıllardır Almanya’ya Rusya ile arasında mesafe koyması için baskı yapıyor. En son Kuzey Akımı 2 doğal gaz hattı yapımında görev yapan firmalara yaptırım tehdidinde bulunmuştu.
Ne var ki; mesele sadece Rusya ile de sınırlı değil. Benzer bir politikanın Çin’e karşı izleneceğinin sinyalleri de gelmeye başladı. ABD’ye karşı AB’nin desteğini almak üzere Avrupa başkentlerini turlayan Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, tabiricaiz ise eli boş döndü. Turun Berlin durağında Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Çin politikasını gözden geçireceklerini ve ekonomik olarak bu ülkeden bağımsızlaşacaklarını açık olarak söyledi.
Bir hafta içinde Rusya ve Çin politikalarına dair verilen mesajlar, Almanya’nın kendi başına bir dünya politikası belirleme kapasitesine sahip olmadığını bir kez daha gösteriyor.
- Almanya seçimlerine doğru: Muhafazakarlar aşırı sağcılaşıyor 31 Ocak 2025 04:47
- Avrupa Trump’a karşı durabilecek mi? 24 Ocak 2025 04:15
- 2. Trump döneminde Avrupa'yı neler bekliyor? 17 Ocak 2025 04:58
- Avusturya'dan Güney Kore'ye siyasi krizler ne anlama geliyor? 10 Ocak 2025 04:08
- Almanya ABD’nin arka bahçesi mi? 03 Ocak 2025 04:54
- Avrupa 2024-25: Krizler, çelişkiler ve mücadele 27 Aralık 2024 04:19
- Romanya seçimleri, TikTok ve AB'nin demokrasi anlayışı 20 Aralık 2024 05:25
- ‘Suriyeliler gitsin mi, kalsın mı’ tartışması üzerine 13 Aralık 2024 04:24
- Avrupa'da 'siyasi kriz' hayaleti dolaşıyor 06 Aralık 2024 06:40
- Almanya'yı savaşa hazırlıyorlar 29 Kasım 2024 06:45
- Kiev'deki hesap Moskova'ya uyacak mı? 22 Kasım 2024 04:30
- Bir Almanya gerçeği: İşçilere yoksulluk, CEO’lara zenginlik 15 Kasım 2024 04:12