Gölgesi üstümüzde

BİR AĞAÇ GİBİ

Ağaç en eski ad. Her mevsim yenilenen. Dal budak salarak. Yeniden. Yeniden. Güçlenerek. Adını sürdüren.

KOŞ GİT

Sabahın alacasında. Gün ışıdı ışıyacak. Geceden kalan ne varsa. Çiğneyerek. Koş git. Kalabalıkla. Kalabalığın içinde. Kendine.

SUSUZ

Issızlıkta dilin damağın kurumuşken kazdığın kuyudan su yerine taşlaşmış su damlacıkları elmas olarak çıksa da neye yarar. Ölüp gidiyorken susuzluktan.

EKSİ BİR

Susamaktan ölmek de zor. Susmaktan da. Susamakla susmak arasında bir harf eksik olunca.

SUSMA

Sustukça yüreğine dolar sustukların. Yüreğin şişer. Ağzını açıp bir bir dökmelisin sustuklarını. İnmeden yüreğine sustukların.

CAM KENT

Koskoca kent. Çepeçevre deniz. Gökyüzüyle bir. Tepeleriyle güneşe yükselen İstanbul. Camlarında yansıyor gökdelenlerin. Ne ağaç ne bir kuş.

RÜZGAR KORKUSU

Denize serili gökyüzü. Ağaç düzlüğe. Kesiksiz dümdüz ilerleyen. Rüzgar esmese.

ZAMANLA

Yaralarımız gül oluyor kanadıkça. Kanatıldıkça gül açar. Güller açacaktır. Zamanla.

GÖLGESİ ÜSTÜMÜZDE

12 Eylül demokratik haklarımızla, özgürlüklerimize indirilen bir darbeydi. Düşünce ve ifade özgürlüğümüzü elimizden alarak. Gölgesi üstümüzde bugün de. Gittikçe kararan.