14 Eylül 2020 00:32

WNBA'de patronuna kafa tutan sporcular

Kelly Loeffler (solda) ve Mike Pence (sağda)

Kelly Loeffler (solda) ve Mike Pence (sağda) | Fotoğraf: Beyaz Saray/Wikimedia Commons

Paylaş

ABD’de son yıllarda yeniden alevlenen sporcu aktivizmi konusunda bayrağı taşıyanların başında WNBA oyuncuları geliyor. Bir milat belirlemek gerekirse 2016 temmuzunda New York Liberty ve Minnesota Lynx’in polis cinayetlerini ve şiddeti #BlackLivesMatter tişörtleriyle protesto ettiği günlere dönebiliriz. Ve o tarihten beri sanki hepsi bu kıvılcımı bekliyormuşçasına WNBA oyuncuları farklı meselelerde farklı biçimlerde seslerini duyurmaktan hiç çekinmediler. LGBTİ+ hakları, kürtaj hakkı, bireysel silahlanma, ırkçılık, eşitsizlik, haksız hapis cezaları… Kadın basketbolcular, aralarında iş bölümü yapmış gibi hiçbir gündemi atlamadan, son yılların dillere pelesenk olan deyimiyle “platformlarını kullandılar.”

Erkek meslektaşlarına göre çok daha az para kazanan, kariyerleri çok daha büyük risk altında olan kadın basketbolcuların cüretinin ne seviyede olduğunu gösteren önemli bir “Karşılaşma” bu yaz yaşanmaya başladı. Atlanta Dream oyuncuları protesto mesailerinin bir bölümünü, Dream’in yüzde 49’unun sahibi olan Cumhuriyetçi Senatör Kelly Loeffler’a ayırmak zorunda kaldı.

Önümüzdeki seçimlerde de aday olan Loeffler, tıpkı Donald Trump gibi, protestolara ve eylemlerin sporcular tarafından sahiplenilmesine karşı sert açıklamalar yaptı. Black Lives Matter hareketi için “Marksist prensiplere dayanan, siyasi açıdan bölücü, şiddeti teşvik eden, çekirdek aileyi yıkmaya çalışan, polisin kaynaklarını azaltmak isteyen, antisemitist bir örgüt,” gibi tanımlamalar yapan Loeffler, oyuncuların protestolarına olanak sağladığı gerekçesiyle WNBA yönetimini de eleştirdi. Atlanta Dream oyuncuları -ve aralarında Diana Taurasi’nin de olduğu pek çok isim- patronlarının bu çıkışına Georgia eyaletinde Loeffler’ın rakibi, Demokratların Siyah Adayı Raphael Warnock’a oy verilmesini destekleyen tişörtleri giyerek yanıt verdi.

Oyuncuların sendikası WNBPA de tartışmalara dahil oldu ve Loeffler’ın tıpkı 2014’te ırkçı konuşmaları medyaya sızdırılınca büyük tepki çeken Los Angeles Clippers’ın Eski Sahibi Donald Sterling gibi ligden uzaklaştırılması gerektiğini açıkladı.

Gelinen aşamada Loeffler, seçim kampanyası için çok faydalı bulmuş olmalı ki sürekli bu kavgayı kaşıyor. Eylül ayı başında yaptığı bir konuşma iki siyah kadın tarafından protesto edilince “Görüyorsunuz işte, yapmak istedikleri şey bu. Kendilerinden olmayana söz hakkı tanımıyorlar,” kabilinden açıklamalarla mağdura yattı.

Sahibi olduğu Atlanta Dream’in oyuncuları da “Her zaman ifade özgürlüğünü savunmaya ve susturulan muhafazakarların sesi olmaya devam edeceğim,” diyen Loeffler’ın oynadığı oyunun farkında. Dream oyuncularından Elizabeth Williams, Loeffler’ın WNBA tarafından hisselerini satmaya zorlanması halinde bunu Black Lives Matter hareketinin “baskıcı, tahammülsüz, bölücü vs.” yapısının sonucu olduğuna dair propagandasını güçlendirmek için kullanacağını söylüyor.

ABD’de son dönemde Trump’ın protestolar sayesinde oylarını artırdığına dair yorumlar sıkça yapılıyor. Belli ki Loeffler de aynı yoldan gidiyor. Her halükarda oyuncuların patronlarına karşı bayrak açtığı bu örnek, son dönem sporcu aktivizminin en cesur ve özgün örneklerinden birini oluşturuyor. Seçimleri Trump kazanırsa bugün sessiz kalan ya da hareketi destekler gibi görünen pek çok takım sahibinin Loeffler’ın yolundan ilerlediğini görebiliriz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa