İş kazası davasında ara bulucu zorunluluğu yok
SORU: İyi günler. Ben 7 yıldır çalıştığım işyerinde geçirmiş olduğum bir iş kazası neticesinde işten ayrılmak konusunda işveren ile anlaştım. İşveren ile aramızda ara buluculuk tutanağı düzenleyerek kıdem, ihbar ve diğer işçilik alacaklarım hakkında anlaştık. Ancak, bu arada işyerinde yaşadığım iş kazası ile ilgili olarak da “Her türlü haklarımı aldım” şeklinde bir ara buluculuk tutanağı imzalamışım, farkında olmadan. Bu durumda iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası açma hakkım ortadan kalkar mı?
CEVAP: İyi günler, öncelikle geçmiş olsun. İş Mahkemeleri Kanunu’nda 2017 yılında yapılan ve 2018 yılında yürürlüğe giren düzenlemeye göre, dava şartı olarak ara buluculuk başvurusu zorunlu hale gelmiştir. Buna göre, kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, ara bulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak belirlenmiştir. Yani, kıdem tazminatı alacağınız için öncelikle ara bulucuya başvurmadan dava açmanız durumunda, davanız dava şartı yokluğu nedeni ile reddedilecektir. Ancak, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesinin 3. fıkrası, “İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz” hükmünü içermektedir. Dolayısıyla, iş kazasından kaynaklı açacağınız bir maddi ve manevi tazminat alacağı davasında ara bulucuya başvuru yapmak zorunlu değildir, dava şartı değildir. Sizin, imzaladığınız ara buluculuk tutanağı bu kapsamda, zorunlu değil, ihtiyari, isteğe bağlı, ara buluculuk kapsamında değerlendirilir. Zira, iş kazası nedeniyle maluliyet veya ölümden kaynaklanan tazminat, destekten yoksun kalma tazminatı vb. gibi her türlü tazminat talepleri için ihtiyari ara buluculuk yolu açıktır.
Sizin durumunuzda, resmi niteliğe haiz bir evrak olan ara buluculuk tutanağı üzerinde imzanızın olması, yanlışlıkla da imzalamış olsanız bunu sahte yapmaz. Ancak, bu durumda imzalamış olduğunuz belgenin içeriği, ara buluculuk tutanağında yazılanlar önem kazanmaktadır. İmzalamış olduğunuz ara buluculuk tutanağında, herhangi bir bedel, tazminat miktarı belirtilmemiş ise, bu durumda, uygulamada, bunun geçersiz kabul edilmesi olanağı bulunmaktadır. Uygulamada buna ilişkin kararlar bulunmaktadır. Diğer taraftan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinin ikinci fıkrasında “…İbra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür” düzenlemesine yer verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nin bu düzenlemesi emredici niteliktedir. Bu düzenleme nedeni ile işveren ve işçi arasında, işçilik alacakları konusundaki uyuşmazlığa ilişkin ara buluculuk tutanağının düzenlendiği tarih ve ibra beyanının içeriği dikkate alındığında, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir zamanda uyuşmazlık konusu olmadan ve işçinin başvurusu bulunmadan ibra niteliğinde ara buluculuk tutanağı düzenlemişlerdir.
Sonuç olarak, imzalamış olduğunuz ihtiyari ara buluculuk tutanağını, iradenizin sakatlandığını, yani tarafınızın hata, hile ile yanıltıldığınızı ileri sürerek, dava açabilme hakkınız vardır. Ayrıca, aşırı yararlanma anlamına gelen gabin hükümleri kapsamında da tarafınıza yönelik ağır bir uygulamanın olduğunu, ilgili tutanağın miktar içermemesi (eğer bu nitelikte ise), hem size buna rağmen maddi-manevi tazminat ödenmemesi hem de irade fesadı nedeniyle belgenin geçersiz olduğunu ileri sürebilme olanağınız bulunmaktadır. Bu durumda, ancak, bunun değerlendirmesi, sunacağınız deliller ışığında davanıza bakacak hakimin takdirinde olacaktır.
Evrensel'i Takip Et