18 Eylül 2020 00:58

Bahçeli sonuç alacaksa, ‘koronavirüs’ sözcüğünü yasaklatmalı!

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Karşısında gördüğü her kişiyi, lafının üstüne laf söyleyeni “vatan haini”, “beka düşmanı”, “dış güçlerin iş birlikçisi” gören MHP Genel Başkanı Bahçeli, şimdi de Türk Tabipleri Birliğini (TTB) hedefe koydu.Bu görüşünü Bahçeli, önceki gün Twitter hesabından TTB’yi çarmıha gererek paylaştı: “TTB derhal ve gecikmeksizin kapatılmalı!”

Çünkü, “TTB siyah kurdele eylemi yapıyor”muş; bu yüzden “TTB Korona kadar tehlikeli” ve “Tehdit saçmakta”ymış! “Hükümete yönelik ‘Yönetemiyorsunuz, ölüyor, tükeniyoruz’ eylemi haince bir tertip”miş!

Aklına gelen bütün suçlamaları malum üslubuyla yineledikten sonra şu çağrıyı yapıyor Bahçeli: “Türk Tabipler Birliği, bugünkü hassas dönemde, insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklemektedir. Bu nedenle Tabipler Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalıdır. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalıdır!”

TTB’NİN SAHADAN VERDİĞİ VERİLERİ BAKANLIK YALANLAYAMIYOR

TTB, Bahçeli’nin çağrısı karşısında yaptığı açıklamada; Türk Tabipleri Birliğinin salgına yönelik bilimsel verilere dayanan uyarı ve önerileri toplumun sağlık ve yaşam hakkı için kamuoyu ile paylaşması evrensel, yasal ve etik sorumluluğudur. COVID-19 salgınında kaybettiğimiz meslektaşlarımızı siyah kurdele ile anmak ve başka kayıplar olmasın diye çabalamak ise kaybettiklerimize ve yakınlarına karşı vefa borcumuzdur...” diyerek yanıt verdi.

Bahçeli’nin, “TTB’nin kapatılması”na varan isteğinin aktüel nedeni TTB’nin;

-Pandeminin ön cephesinde mücadele ederken hayatını kaybeden 40’ı hekim 93 sağlık çalışanını anması,

-Sağlıkçıların çalışma koşullarını iyileştirip onların daha iyi hizmet vermesini sağlamak için gerekli önlemlerin alınmasını istemesi,

-Pandemiye karşı mücadelenin maniple edilmiş veriler değil gerçekler üstüne oturtulması...gibi halk sağlığı ile ilgili önemli konularda farkındalık yaratma amaçlı hareket etmesidir.

TTB ve sahadaki üyesi hekimler yalan söylemiyorlar; gördükleri, dokundukları gerçekleri açıklıyorlar, bilimsel ölçütlerle Sağlık Bakanlığının açıkladığı veriler arasındaki çelişkilere dikkat çekiyorlar.Nitekim Sağlık Bakanlığı, bugüne kadar TTB’nin ve üyelerinin sahadan verdiği bilgiler için “Hayır, bu söylenenler yanlıştır; doğru olan bizim söylediklerimizdir” demedi, diyemedi, diyemeyecek de görünüyor!‘

YASAK’LA, ‘KAPATMA’YLA GERÇEK NE KADAR SAKLANABİLİR?

Dolayısıyla, virüse karşı altı aylık mücadelede gelinen yerde halkın büyük çoğunluğu artık Sağlık Bakanının günlük açıklamalarına, Cumhurbaşkanı ya da Bahçeli’nin maniple edilmiş veriler üstünde yaptıkları açıklamalara inanmıyor. Tersine çoğunluk TTB’ye, sahadaki gerçeklere dikkat çeken hekimlere, giderek daha çok inanıyorlar. Bahçeli’nin “TTB kapatılmalıdır” diyerek kendisini öfkeyle ortalığa atmasının nedeni de budur!Bahçeli’nin tutumu bir rastlantı değildir. Tersine bütün otokratik rejimlerin temsilcilerinin tutumunun Bahçeli’ye has üslupla süslenmiş halidir. Çünkü bu rejimler ve otokrat yöneticiler, güçlerini gerçeklerin üstünü örtmekten almaktadır.Tek adam yönetimi, giderek daha çok gerçeklerin konuşulmasından korkar hale gelmiştir. Öyle ki artık insan sağlığı ile ilgili hayati bir konu olan pandeminin bile gerçeklerden arındırılmış verilerle konuşulması istenmektedir.Ancak artık gerçekler, iktidarın elindeki onca imkana karşın saklanmaz hale gelmiştir. Ve artık bir özdeyiş haline gelmiş Gerçeklerin, bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır” ifadesi hükmünü icra etmeye başlamıştır. Bu yüzden de TTB’yi kapatsalar, her hekimin, gerçeği haykıran her insanın tepesine bir polis, bir savcı dikseler bile gerçeklerin ortaya çıkmasını önlemeleri olağanüstü zorlaşmıştır. Nitekim Bahçeli artık, sadece gerçeği söyleyenleri suçlamakla kalmamakta, hekimlerin üyesi olduğu ve pandemi karşısında halk sağlığını savunmanın mevzisi olan TTB’nin, “Tümüyle kapatılmasını”, gerçekleri söyleyenlerin susturulması için de TTB yöneticileri hakkında soruşturma açılmasını istemektedir.Bu da olmazsa Bahçeli herhalde, “Koronavirüs demek yasaklanmalıdır” demek zorunda kalacaktır!Bunu soydaşımız, Türkmenistan’ın Lideri Saparmurad Türkmenbaşı yapmıştır ve Türkmenistan’da resmi “vaka” sayısı 0 (sıfır)dır!

Bahçeli eğer sonuç alacaksa, “koronavirüs” sözcüğünü yasaklatıp sorunu kökten çözmeli!

‘KARA PROPAGANDA’YLA GERÇEĞİN MÜCADELESİ

Siyaseti biraz izleyenler bilmektedir ki Bahçeli’nin “TTB’nin kapatılması”nı istemesi bir öfke nöbeti ya da günü kurtarmak için sanal bir tartışma açma girişimi olarak görülemez. Tersine 1 Ekim’de açılacak olan Meclis gündeminde olacağı geçtiğimiz aylarda açıklanmış olan ve “barolar”dan sonra “odalar”ın da ele geçirilmesi ya da tümüyle etkisizleştirilme girişimiyle bağlantılı olarak görmek önemlidir. Ancak iktidar barolara yönelik saldırısında beklendiği sonucu alamamıştır. Ankara, İstanbul ve İzmir’de “2 No’lu Baro” kurmak için gerekli 2 bin üye sayısını bulamamışlardır!

İktidar da, odalar da baroların mücadelesinden öğrendikleriyle sahnede olacaktır. Bu yüzden de “odaların” mücadelesinin daha sert olması kuvvetle muhtemeldir.

Gelişmeler dikkate alındığında diyebiliriz ki, önümüzdeki dönem; tek adam yönetiminin elindeki devasa kara propaganda makinesine karşı “Açığa çıkma zamanı gelmiş gerçekler arasındaki mücadele”nin dönemi olacaktır.

Yeter ki gerçeği savunanlar gerekli cesaret ve kararlılığı gösterebilsin!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa