22 Eylül 2020 00:13

Salgın nedeniyle mahkumların serbest bırakılma umutları yıkıldı

ABD'deki bir cezaevi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

ABD’deki şiddetli korona salgınının toplumsal etkisini anlamak isteyenler, öncelikle ülkenin yaklaşık yüzde sekseninin “kilit altında” olduğunu anlamalıdır. İnsanların sadece yiyecek satın almak için ya da “sistem açısından önemli” meslek gruplarına mensup olmaları durumunda dairelerini veya evlerini terk etmelerine izin verildi. Milyonlarca ABD vatandaşı, internette kilit altında yaşamanın ne anlama geldiğini izleyebildi. Bu durum, bekarlar ve özellikle yaşlılar için, daha önce bilinmeyen bir hücre hapsi anlamına geliyordu. ABD hapishanelerinin ana hat adı verilen normal sistemindeki pek çok kişi için, korona salgını nedeniyle çalışmaları veya okula gitmeleri yasaklandığında, bu bir tür hücre hapsi idi. Avluya çıkmak da ziyaretler de sınırlandırıldı. Spor yapmak ve spor salonlarına erişim de yasaktı. Bu, özellikle tüm bu faaliyetlere günlük veya düzenli erişime alışkın olan parmaklıklar ardındaki insanlar açısından kötüydü. Hücre hapsine zaten mahkum edilmiş olan herhangi biri, genel hatlarıyla tüm bunları zaten bilmekteydi. Bununla birlikte, belli bir tahliye tarihi olmayan normal cezaevi sistemindeki mahpuslar için büyük bir fark yarattı. Korona kilitlenmesinde çoğu mahkum için belirsiz süreli izolasyon var olmaya devam ediyor. Çünkü koronavirüsün ülkede ne kadar süre hakim olacağını bilen yok. ABD hapishane yetkililerinden birinin öngörülebilir gelecekte “Her şey yolunda!” diye bağıracağını düşünmek gülünç. Bu ülke, Covid-19’dan ölenlerin sayısının 200 bine yükselmesini ve enfekte olanların sayısının 6.5 milyonun üzerinde olmasını beklemelidir. Koronavirüs ülkede ve özellikle cezaevlerinde yaşıyor ve büyüyor. İlkbaharda, virüs  dramatik bir şekilde çarptığında, birçok aktivist artık mahkumları enfeksiyondan korumak ve virüsün duvarların arkasına yayılmasını önlemek için büyük ölçekli tahliyeler olacağına inanıyordu. Geçtiğimiz on yılların toplu hapislerine nihayet karşılık verileceğini umuyorlardı. Ancak ekonominin temel taşı olarak cezaevi endüstrisinin sistem için önemi bir yana, en önemli politik faktörlerinden biri olarak devletin hapishanelere bağımlılığını, hafife aldıkları görülüyor. Gerçeklik, bu umutları besleyen herkese aksini öğretti. Bu arada, birçok cezaevinde yüksek güvenlikli tesislerin kötü şöhretli tecrit bölümünden daha kötü koşullar hüküm sürüyor. Koronavirüsün etkisiyle hapishanelerin çoğu yeni bir tür infaz yerine dönüştürüldü. Soru kaç tutukluya Covid-19 bulaşıp bulaşacağı değil, kaçının öleceği. Tutuklular arasında endişe, korku ve çaresizlik yaygın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa