22 Eylül 2020 23:30

Spor medyasının en kaotik akşamında yaşananlar: Gemideki kavga

Rıdvan Dilmen

Fotoğraf: NTV Spor'un "Rıdvan Dilmen ve Murat Kosova ile %100 Futbol" yayınından ekran görüntüsü alınmıştır

Paylaş

“Sakin sakin bizi izleyin. Kaliteli, kavgasız, gürültüsüz futbol. Sadece futbolun konuşulduğu tek program.”

Türk spor medyasının en kaotik akşamında televizyonların en absürt programı “Derin Futbol”un sunucusu Ertem Şener, yayının çağrısını Twitter hesabından bu cümleyle yaptı. Programın açılışında bir yandan Rasim Ozan Kütahyalı “Künefem nerde Erteeeeem” diye bağırırken Şener, “sadece futbolun konuşulduğu”, “gerçek futbol programı”nı anonsluyordu.

Anlayacağınız, Gökçeklerin Beyaz TV’sinin Derin Futbol’u her zaman olduğu gibi herkesle dalga geçiyordu ama bu kez bu, sadece şov ve reyting için değildi. Tamamı siyasi iktidardan beslenen futbol dünyasının medyatik kodamanlarının kavgasında bu kez strateji, itidalli davranarak en doğru koltuğu kapmak adınaydı.

***

Tüm bu dalgalar, açıktaki fırtınadan bağımsız değil. O fırtına, “içerideki kavga.”

Bu kavganın büyüklüğü 2019/20 sezonu sonrası Berat Albayrak’ın Sabah ve ASpor’unun Başakşehir’in şampiyonluğunu net şekilde karalamasıyla görülüyordu. 

Damat Albayrak açıkça, kayınbabasının kulübünün şampiyonluğunu “tarihin en şaibelisi” ilan etti ve buna bir yanıt gelmedi. Turkuvaz Medya’nın açık sataşmalarını, Erdoğan cephesinden sadece kendi deyimiyle “Cumhurbaşkanı’nın yandaşı değil hayranı” olan, dün gecenin baş aktörü Rıdvan Dilmen’in eleştirdiğini gördük.

Sonraki süreçte, siyasette Albayrak ile AKP içerisindeki başkaca kliklerin güç savaşının devam ettiğini izledik, bu arada Başakşehir konusunda sessiz kalan Cumhurbaşkanı’nın da bu sessizliğe ek olarak “kavga”da damadına daha yakın olduğuna dair yorumlar ağırlık kazandı.

Tekrarlıyorum bu, açıktaki fırtına, dün gece yaşananlar ise sahili döven dalgalardan sadece biri.

***

Devam edelim ve önce bir tabloyu netleştirelim. Başrolde Rıdvan Dilmen var, sahne Ferit Şahenk’in NTV’si. Dilmen, Erdoğan’ın ve Ali Koç’un yakını. Karşıdakiler kimler? Dilmen, bir ‘FETÖ’ yapılanması tarif ediyor. Bu yapılanmanın TFF, medya ve kimi hükümet aygıtlarında etkin olduğunu söylüyor. İddiasına göre bu yapının içerisinde İbrahim Seten, Mehmet Arslan, İsmail Er gibi gazeteciler var. 

Bir dönem Turkcell (Bip-Spor) aracılığıyla etkin oluyorlar. Dilmen, bu ekibin, Fatih Terim’in milli takımdan uzaklaştırılmasından, Nihat Özdemir’in TFF’ye getirilmesine kadar pek çok konuda belirleyici olduğunu öne sürüyor. 

Bu ekipte özellikle Seten’in bir Fenerbahçeli olarak Ali Koç’a muhalefeti biliniyor. Dilmen’in Şahenk’i TFF başkanlığına getirerek futbolu perde arkasından yönetmeyi hedeflediğini söylüyorlar. Ayrıca Dilmen’in MHK’nin başına Serdar Tatlı’nın getirilmesi gibi bazı hamlelerle futbol dünyası içerisinde söz sahibi olmayı hedeflediğini yazanlar da onlar. 

Dilmen’e yönelik bu iddialara ligin ilk haftasıyla birlikte ASpor yani Turkuvaz Medya ekibi ve Rasim Ozan Kütahyalı da katıldı. Erman Toroğlu ve Levent Tüzemen, bu sezonun “Rıdvan Dilmen Sezonu” olacağı yönündeki Seten’in de dile getirdiği iğneli cümleyi tekrarladı. Dilmen programda bu üç ismi de eleştirdi ama karnı daha yumuşak olan Kütahyalı’ya daha sert vurdu.

Dilmen’in gündeme getirdiği bir başka isim Ersin Düzen’di. O da bir TRT ve TFF çalışanı olarak hakemleri ilk haftadan gömmekle suçlandı. (Fatih Altaylı daha sonra 500 bin lira çifte maaş meselesini gündeme getirdi)*

***

Dilmen’in TFF içerisinde güç kazanmaya çalışan bir ekibin (ki bu ekip kaçınılmaz olarak Erdoğan’a daha yakındır) önde gelenlerinden biri olduğu açık. Dün gece sataştığı isimlerin oluşturduğu farklı bileşimler de bu iktidar mücadelesinin bir parçası. (Hedefteki Seten’in ekibiyle Turkuvaz Medya iki bambaşka yapı ama Dilmen’in çevresinden yönelen basınç, belli ki bunların bazı noktalarda ortaklaşmasına neden oluyor)

Bu mücadele, X kulübü kayırmaktan çok, spor aracılığıyla nüfuz ve rant devşirmenin mücadelesi. Bu bakımdan Spor Bakanı’nın da, Spor Toto’nun da, Demirören’in de, Koç’un da, Şahenk’in de, Terim’in de adının geçiriliyor olması tesadüf değil. O yüzden Dilmen, “Terim kartı” ile Galatasaraylıları da ikna etmeye çalışıyor.

Peki, çağrısını yaptığı “Futbola temiz eller operasyonu” gerçekçi mi? Böyle bir operasyon tarafsız bir şekilde gerçekleştirilirse Dilmen’i de vurmaz mı? Acaba Dilmen, bu çağrının karşılık bulmasını beklediği için mi bu çıkışı yapıyor, yoksa rakiplerinin meşruiyetini azaltırken, “bizim de elimiz armut toplamıyor” diyerek gözdağı mı veriyor? 

Bence ikincisi ama biz yine de gecenin “akıllı” programına dönelim. Orada bir yandan Ahmet Çakar, “Baba” filmiyle" intikam soğuk yenen bir yemektir” mesajı veriyordu. Öte yandan Ertem Şener programı, “Aynı gemideyiz. Kırgınlıklar yaşanabilir. Yarın yine kucaklaşırız” diye bitiriyordu. Doğru söze ne denir!

Gemide sert bir kavga yaşanıyor ama kimse kavganın taraflarının gemiyi batırmasını beklemesin.

*AKP içerisindeki tüm kavgalarda gördüğümüz üzere, karşı tarafı ‘FETÖ’cülükle suçlayan Dilmen’in de geçmişinde Gülen Cemaati’yle yakın olduğuna dair anekdotlar da kısa sürede sosyal medyada hatırlatıldı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa