29 Eylül 2020 00:40

Azerbaycan-Ermenistan çatışması iki halkın da çıkarına değil!

Ateş eden bir zırhlı araç

Fotoğraf: Azerbaycan Savunma Bakanlığı/AA

Paylaş

Ajanslara yine Ermenistan ile Azerbaycan arasında, bu kez hem de yoğun biçimde yeniden patlak veren çatışmaların haberi düştü. Çatışma dediysek, Dağlık Karabağ sınırı boyunca toplar, roketler ve hava kuvvetleri kullanılarak süren düpedüz savaş. Şimdi moda SİHA’lar, yoğun olarak kullanılıyor ve Türkiye’nin duhulünü işaretliyorlar.

Dağlık Karabağ, tarihsel olarak Ermeni ve Ermeni nüfusun çoğunlukta olduğu bir bölge. Sorun oradaki nüfusun geleneksel olarak Ermeni olmakla birlikte, Sovyetler Birliği döneminde bu toprakların Sovyet Azerbaycan sınırları içinde bir özerk bölge olmasıydı. Yanlış anlaşılmasın, o dönemde hiçbir sorun çıkmıyor, Ermenilerle Azeriler uzun yıllar kardeşçe yaşayıp birlikte sosyalizmi kuruyor ve hakça paylaşmayı başarıyorlar.

Önce Kruşçev ve ardından Brejnev’in revizyonist bozuşturuculuğuyla sosyalizmin altı oyularak batılı emperyalistlerin pek sevdikleri Gorbaçov’a kadar geliniyor. Bu dönemde sosyalizmden geri dönülmesine özgü bir tür devlet kapitalizmi gelişiyor ve Gorbaçov’la noktası konuluyor: Revizyonizm dayanamayıp çöküyor ve açıktan batıda yaşanan kapitalizm ve özel mülkiyet düzenine geçiliyor. Bu, aynı zamanda SSCB’nin dağılması süreci oluyor.

İşte bu süreçte, kolektif olarak birlikte üretip kardeşçe paylaşmayı başarmış iki ulusun, tabii ki, yeniden palazlanan burjuvalarınca düşmanlaştırılmaya çalışılmasına varılıyor. Sürtüşmeler, provokasyonlarla kışkırtmalar eksik olmuyor ve 1988’de, henüz Gorbaçov döneminde, Ermenistan burjuvazisi, Karabağ’ın Sovyet Azerbaycan’ından yine Sovyetler Birliği’ne bağlı Ermenistan’a devrini talep ediyor. Çöküş ve dağılmayla birlikte 1990’ların başında iki ülke burjuvazisi ilk kez ciddi bir savaş başlatıyorlar. Burjuvazi işe karıştığında, o zamana kadar kardeşçe ve sorunsuz yaşayabilmiş iki ulustan halka çatışma ve savaş dayatılıyor.

Kıssadan hisse: Sosyalizm, kapitalizmden kurtuluş ve emperyalizme karşı birlikken ve ulusal sorun emperyalizmden kurtuluş sorunuyken, kapitalizmin egemenliğine dönüldüğünde, ulusal kavgalar yeniden patlak veriyor. Ulusal sorun hâlâ emperyalizmden kurtuluş sorunu, ancak egemen burjuvalar, karşılıklı olarak, kendi halklarını peşlerine takarak kardeşliğin yerine paylaşma bilmemeyi, kapitalist rekabeti ve çatışmayı geçirmeye yöneliyorlar.

İki taraf da burjuva olup sömürmek için toprakları ve zenginlikleri paylaşma kavgasına tutuştuklarında, sanki savaşı kimin başlattığı önemli olurmuş gibi, şimdi hem Azerbaycan hem de Ermenistan, savaşı kendilerinin değil ama rakiplerinin başlattığını iddia ediyor. Kim başlatmış olursa olsun, bu, “sen-ben” kavgasıdır, gerici bir savaştır!

Türkiye, hayır, “Gündem değiştirmek için” falan değil, tek adam yönetiminin kazancına tahvil edip ülke içinde de üzerinden yürüyebileceği bir “başarı hikayesi”ne dönüştürmeyi de kapsayarak, düpedüz hamilik ve yayılma çabasındadır. Suriye ve Libya ile doğu Akdeniz’de gördüğümüz budur ve cephe genişletilerek, Kafkasya’ya gelinmiştir. Bu nedenle “tam destek” açıklaması yapılmış ve milliyetçi ve yayılmacı hırsları hiç de “Cumhur İttifak”çı rakiplerinden geri kalmayan burjuva muhalefeti, “tam destek”te sözde devirmeye çalıştığı tek adam yönetimiyle birleşmiştir. CHP “Ermeni saldırısını kınıyoruz” açıklaması yaparken, İYİ Parti, AKP ile aynı dili kullanarak “Can Azerbaycan’ımızın yanındayız” diye ilan etmiştir.

Sonra da bizi tek adam yönetiminden kurtaracaklarına inanmamızı istiyorlar! Ne farkınız var ki inanalım? İşçilerle emekçilere somut bir destek sunmazken, barolara, TTB’ye, en son gözaltı furyasına muhatap kılınan ve neredeyse tüm belediyeleri kayyuma verilen HDP’ye hiçbir somut destek vermiyor, ama laf ola beri gele “hak, hukuk, adalet” demekle yetiniyorsunuz!

Haydi içeride desteksiz bırakıyorsunuz, kendi göbeğimizi kendimiz keseriz, ama Cumhurcularla milliyetçilik yarışında sınırların ötesinde halkı helak edeceksiniz, buna sessiz kalamayız.

Ermeni ve Azeri halklarının olduğu gibi, Türkiye halklarının da çıkarı savaşta değil ama barıştadır! Azerbaycan ve Ermenistan, uzatmadan barış masasına oturmalı; Türkiye de yayılmacılığa ve her tür dış macera arayışına son vermelidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa