“Hamleler” ve alarm zilleri!
Fotoğraf: AA
Türk ordusu Irak, Suriye ve Libya’da operasyonal faaliyetler yürütüyor. Suriye’de bazı alanlar ele geçirilip idari birimler oluşturuldu. Irak’ın kuzeyindeki Kürt güçlerine karşı hava saldırıları devam ediyor. Libya’da yönetim oluşturucu güç olmaya soyunan Saray yönetimi, Akdeniz’de Osmanlı donanmasına göndermelerle savaş gemileri dolaştırmakta, uluslararası andlaşmaların kendi lehine yeniden düzenlenmesini istemektedir. Yeni bir harekât ve savaş “cephesi”, Azerbaycan-Ermenistan hattıdır! “İki devlet, tek millet!” sloganlarıyla “Sahada ve masada Azerbaycan’ın yanındayız” denmektedir. Ajanslar, hava ve kara askeri güçlerin Azeri ordusuyla birlikte Ermeni mevzilerini vurduğunu duyurdular.
“Türkiye bunları niye yapıyor?” diye sorup ardından da, Bölge ülkeleri, AB, ABD “bize karşı birleşti” diye yakınanlar, devlet yönetimini elinde bulunduran tekelci burjuvazinin en saldırgan kesiminin, taşeronlukla yetinmeyerek pazar ve etki alanları üzerine emperyalist rekabet ve dalaşa, çelişkilerden yararlanan güç kurnazlığıyla dahil olmaya soyunduğunu görmek istemeyenlerdir.
Saray oligarşisi etrafa yayılmaya, enerji ve su kaynakları payını artırmaya; nüfus ve silah ihracı/ticareti olanaklarını genişletmeye soyunmuştur. ‘Boy aşan derin sular’ ile bitişik bataklık alanlarda silah göstermeye kalkışarak karşısına, dünya hegemonya kavgasının başlıca güçleriyle birlikte bölgenin çeşitli devletlerini de almış ve açmaza düşmüştür. “Niye yalnız kaldık?!” diye bağrışanların örttüğü, “millet ve ülke çıkarları” adına sürdürülen yayılmacı-savaş tahrikçi politikalardır. Bu politikaların ülkeye ve ülkenin tüm milliyetlerden halk kitlelerine yararı yok, verdiği zarar ise çoktur.
Manipülatif kara propagandanın aksine olarak bu savaşçı politika(lar)ın içerideki hedefi, ileri kesimleri başta olmak üzere işçi sınıfı ve emekçiler, devrimci ve sosyalist örgütlenmeler, Kürtler ve HDP gibi siyasal örgütlenmeleri ve burjuva-küçükburjuva muhalefetin bazı diğer kesimleridir. Silah, enerji, kimya ve yapı-inşaat tekelleri güç kazanıp devlet çarkını çeviren mekanizmayı ele geçirmiş; silah sanayi ve militarizmin güç kazanmasıyla içeride ve dışarıda saldırganlık artmıştır.
Ancak saldırı hamlelerine yenileri eklendikçe, alarm zilleri de daha kuvvetle çalmaktadır! “Uzlaşma”ya, “masaya oturma”ya hazır olunduğu yönündeki açıklamalar, açmazın büyümesi karşısında pey düşürme mecburiyetini işaret ediyor. Saldırı hamleleri çoklu araçlarıyla içeriye; halk muhalefetine; bu muhalefetin ilerlemesi için çaba gösterenlere yönelmiştir.
HDP’ne “yeni operasyon”; daha yoğun ve geniş kapsamlı saldırıların ön kapı ‘tıkırtısı’dır! Türk burjuva devletinin Kürt sorununa ilişkin esaslı yanıtı inkâr, toplu gözaltı, işkence, cezalandırma, nüfus göçertme ve katliamlarla yıldırma olmaya devam ediyor. Değiştirecek güç, bütün ulus ve ulusal topluluklardan işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesi olacaktır. Saldırı, devrimci, demokrat ve sosyalist muhalefet güçlerin, ileri-işçi ve emekçilerin, aydınların, mücadeleci sendikacılar ile vahşet düzenine karşı söz söyleyenlerin yakın hedefe daha fazla girdiklerini gösteriyor! TTB, Sağlık emekçileri, ilerici/demokrat avukatlar, iktidar payandalığını reddeden çeşitli ‘meslek kuruluşları’ hedef listesindedirler.
Militer ve paramiliter güçlerin “biti kanlanmış”tır! “Cennet terliği”,-“yanmayan kefen” ticareti yapan bir tarikatçı, 2000 Selefi derneğinin silanlandığını, Selefilerin iç savaşa hazırlandıklarını, iktidar payandası bir televizyon kanalında açıklamış, savcılar isterlerse bilgi vereceğini söylemiştir. Talepleri için mücadeleye yönelen herkesi düşman ilan ederek saldırı hedefine koyan ve “her an ensenizdeyiz, nefesinizi bile izliyoruz” efelenmesiyle tehdit edip askeri-polisiye kuvvetler ve emireri yargıçlar aracıyla etkisiz kılmayı yönetim politikası olarak benimseyen iktidar ‘mahfilleri’nin Selefi örgütlenmesinden habersiz olduğunu düşünmek, ahmaklık olacaktır. Nakşibendi- Nurcu tarikatlar devlet cihazındaki yerleşimlerini güçlendirmişlerdir. Devleti yönetenlerin “siyasal İslam mücahidliği"yle övündükleri, gizli değil alenidir.
Bu, “en üst makam”dan ilan edildiği üzere “Türkiye Modeli”nin yeni zenginliğidir! “İçişleri Bakanı”, Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı tehdit etmekte; “Reis”, dinayet işlerinin “140 bin kişilik ordu"sundan, ülkenin “çehresini değiştirme"lerini istemiştir. Türk milliyetçisi “Türk Ocakları"nın başkanı, mevcut durumu “siyaset-ticaret-tarikat" yönetimiyle açıklamaktadır ki, sıralamanın isabetsiz olduğu söylenemez.
Sermaye - servet yığımı bir yanda, büyüyen yoksulluk, işsizlik ve açlık diğer yandadır. Sermayenin iktidar tekelleri başta olmak üzere tekelci burjuvazi pandemi koşullarında dahi kârlarını artırdığı bir ülkededir Türkiye. TÜİK, dört kişilik aile için yoksulluk sınırını 7 bin 973 lira olarak tespit etmiştir. On milyonlarca emekçi bu sınırın altında gelire sahiptir. 8.5 milyon kişi issizdir. İflas eden küçük işletmeci ve üreticilere hergün yenileri ekleniyor. İşçi ve emekçilerden yasa zoruyla, beklenti yaratacak propagandayla, ve gelecek kaygıları istismar edilerek yapılan kesintilerin biriktiği fonlara( bireysel emeklilik fonu, işsizlik fonu) el konmuştur. Gasp ekonomipolitikası yürürlükte, Kıdem tazminatı hedeftedir.
Siyasal-ekonomik gasp, askeri-polisiye koruganla güvene alınmaktadır. Toplumsal bünyede ortaya çıkan tepkilere yönelik yoğun baskıya eşlik eden “terör” söylemi, daha büyük karşı çıkışları önlemeye yöneliktir. Etkili olmadığı söylenemez.
Devrimci uyanıklığı yükseltme zamanıdır. Acil talepler mücadelesinin örgütlenebilmesi için daha fazla çabaya ihtiyaç vardır. Saray oligarşisinin halkı aldatmaya yönelik çok yönlü faaliyeti daha etkin tarzda teşhir edilmelidir. Reformist beklentilerin de, ayakları yerden kesik ve toplumsal dayanaklardan yoksun sözde solculuğun da boşa düştüğü zamandır. Devrimci kararlılığa ve fedekârlığa daha fazla ihtiyaç vardır.
- Kürtçe eğitim Türkiye’yi böler mi? 14 Kasım 2024 04:52
- Bahçeli’nin çağrısı Kürt gerçeğinin neresinde? 07 Kasım 2024 05:41
- Sorun yoksa, telaş niye? 31 Ekim 2024 06:54
- Çürümenin toplumsallığı ve çürüyeni yönetme politikası 24 Ekim 2024 12:47
- İktidarın ekonomi kriterleri 26 Eylül 2024 05:56
- Vicdansızlık! 19 Eylül 2024 05:15
- Derin ve lağımlı bataklık! 12 Eylül 2024 05:58
- Sağın gücü ve işçilerin ‘kör noktası’ 05 Eylül 2024 05:28
- Malazgirt, Bahçeli, HÜDA PAR vs. 29 Ağustos 2024 05:40
- Kararlı saldırı, mızmız muhalefet! 22 Ağustos 2024 04:51
- Çark dönerken preste ezilmek, ateşte erimek! 15 Ağustos 2024 05:18
- İsrail’e ve gerici savaşlara barikat örmek! 08 Ağustos 2024 05:00