02 Ekim 2020 00:50

YEP işsizlik, yoksulluk ve küçülme vadediyor

Berat Albayrak

Fotoğraf: AA

Paylaş

HDP’ye yönelik siyasi saldırılar ve tutuklama furyası devam ederken Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak geçtiğimiz günlerde adı yeni olan, ama tüm unsurlarıyla eskinin devamı olan ve ekonominin aslında iflasını belgeleyen “yeni ekonomik programı” açıkladı. İktidarların açıkladığı bu tür programlar genellikle halka daha iyi yaşam koşulları ve gelecek vadederlerdi. Ancak yalanlar ve makyajlarla şişirilen ekonomide artık gerçekler gizlenemez hale geldi. Bakanın açıkladığı program gerçeğin ışığı altına yatırılıp, rakamlar biraz irdelendiğinde görülmektedir ki halka daha fazla yoksulluk, işsizlik, esnek çalışma ve ülkeye küçülme vadediyor!

 Okuyucular bunların abartılı tespitler olduğu sanısına kapılmamalıdır. Rakamlar ve hedefler ortadadır; 2019’da ilan edilen YEP’te 2020 için büyüme oranı yüzde 5 olarak ilan edilmişti. Yeni ilan edilen YEP’te bu yıl büyüme yüzde 0.3 (binde 3) olarak tespit edilmiş durumda! Bu da çok şişirilmiş bir rakamdır. Gerçekte ülkenin bu yıl yüzde 3 ile 5 arasında küçüleceğini ciddi ekonomistler ve kurumlar-Örneğin UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) küçülmenin 4.6 olacağını tespit ediyor-  açıkça ortaya koymaktadırlar.

Bu durum kişi başına gelir hesaplarında da açıkça görülmektedir. 2019’da 2020 için kişi başına gelirin 9 bin 738 dolar olacağı ilan edilmişti, yeni programda 2020 için kişi başına gelirin 8 bin 381 dolar olacağı öne sürülmektedir. Bunun da gerçekleşmeyeceği bir yana, küçülme ve yoksullaşma inkar edilemeyecek biçimde görülmektedir. Gerçekleşmesi durumunda ise bu ülkenin 2007’ye geri dönmesi anlamına gelmektedir. 2013 yılında 961 milyar dolara ulaştığı ilan edilen milli gelirin bu yıl 702 milyar dolara gerileyeceği Bakan tarafından açıklanmış durumdadır!

2019 YEP’inde 2020 için işsizliğin yüzde 11.8 olacağı öngörülmüştü. Yeni YEP bu oranın 13.8 olacağını ileri sürmektedir. Oysa gerçek işsizlik oranının tüm makyajlama çabalarına rağmen şimdiden bu oranların çok üzerinde olduğu, yüzde 20’lerin üzerine çıktığı kabul edilmektedir. Program önümüzdeki 3 yılda da işsizlik rakamlarının çift rakamda kalacağını garanti etmektedir! Zaten ülke küçülürken bu oranın daha da artacağını, ekonominin genel işleyiş kurallarından az çok haberli olan herkes bilmektedir. Büyük sermayenin sözcüleri ve iktidar pandemi koşullarından yararlanmayı ve Çin’de üretilen malların üretiminin bir kısmını ülkeye çekebilecekleri masallarını anlatadursunlar, gerçekler ülkenin mevcut üretimini dahi sürdüremeyeceğini açık seçik ortaya koymaktadır.

Dolar fiilen ülkenin ikinci resmi parası haline gelmiştir. Dolardaki her artış işçi ve emekçi halkın sırtına daha fazla yük bindirirken borç ve faiz ödemeleri, dolara bağlanmış garanti gelirli yollar, köprüler, tüneller, şehir hastaneleri vb. ülkenin garantili soyulmasının mekanizmaları olarak işlev görmektedir. YEP’te dolar kuruna ilişkin öngörüler de gerçeklerle bağın bütünüyle koptuğunu ortaya koymaktadır. 2019 YEP’inde 2020 için dolar kurunun 6 lira olacağı öngörülmekteydi. Dolar şimdiden 7.80 civarındadır. Bu yılın YEP’i ise dolar kurunun yıl sonunda 6.91 olacağını ileri sürmektedir. 2021 için ise ortalama kurun 7.68 olacağı iddia edilmektedir. Bakan her konuda olduğu gibi yukarıdaki rakamların da kanıtladığı gibi bu konuda da masal anlatmaktadır. Bakan bir soru üzerine “Döviz kuruna hiç bakmıyorum” diyor. Evet yukarıda da görüldüğü gibi bakacak halleri kalmadı!

Bu rakamlar örneğin dış ve iç borç rakamları, gençler ve ileri yaş grupları için esnek ve güvencesiz çalışma vb. ile tek tek alanlara ilişkin gerçeklerle daha fazla uzatılabilir. Ama bu kadarı yeterlidir. YEP’le bu ülkenin halkına söylenen son derece açıktır. ‘Ey vatandaşlar duyduk duymadık demeyin. Yoksullaşmanız ve işsiz kalmanız bizim umurumuzda bile değildir, yoksullaşmaya, işsiz kalmaya, kölelik ücreti ile çalışmaya, bizim aracılığımızla emperyalist devletler ve finans kurumları tarafından inek gibi soyulmaya devam edeceksiniz. Salgında ölmenizin de bir kıymetiharbiyesi yoktur, işçiler ölüm pahasına çalışacak, patronlarımız, sermayemiz kazanacaktır.’

Ama bu ülkenin işçi ve emekçilerinin de iktidara ve sermayeye verecekleri bir yanıt var ve kesinlikle eminiz ki bu yanıt krizin yükünü omuzlamayacakları üzerine olacak, sadece ekonomik taleplerle sınırlı kalmayarak özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesi alanlarına doğru da genişleyecektir.         

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa