Askıda ekmek

İktidar Kovid-19 pandemisi sonrası IBAN numarası yayımlayarak halktan para topladıktan sonra, şimdi de ekonomiyi batırdıktan sonra askıda ekmek kampanyası başlattı.

İktidarların görevi yoksulluk ve işsizlik dayanılmaz hale geldiğinde dayanışma kampanyaları açmak değildir. Halk zaten kendi içinde dayanışmaktadır. İktidarların ülkemizde bugüne kadarki en önemli işlerinden biri kamu kaynaklarını dağıtma işidir. Bütün iktidarlar bu kaynakları mümkün olduğu kadarıyla yandaşlarına (ve dolayısıyla iktidardakilere) dağıtmaya çalışır. Ama bunun da bir sınırı ya da ölçüsü vardır. Kaynakların çoğunu kendilerine aktarır iken millet isyan etmesin diye bir kısmını da KOBİ’lere, esnafa falan aktarırlar. Herkesin hakkını teslim ettiği gibi kamu kaynaklarını yandaşlarına dağıtmada gelmiş, geçmiş en pervasız iktidar mevcut olandır. Yaptırdığı dev hastaneler, köprüler, yollar, havaalanları adeta yandaşlara para aktarmak için yapılmıştır. Geçilmeyen köprüler için ödenen paralar, bakılmayan hastalar için yandaşlara ödenen paralar, uçmayan yolcular için yandaşlara ödenen paralar işsiz ve yoksul bırakılmış insanlara aktarılsa, en azından asgari ücretten fazla gelirleri olur.

Bir de elbette, iktidarın yaptığı israf var. Saraylar, uçan saraylar, makam arabaları, bürokratların şatafat merakı vd. Her yıl bütçeden israf harcamalarına giden para ekmek bulamayanlara verilse kimse ekmeksiz kalmaz.

Bir de tabii, insanların ekmeğe muhtaç bırakıldığı ekonomik politikalar asıl konuşulması gereken. Paralar üretim yerine yandaşlara aktarılmak için tüketime aktarılınca ve mevcut fabrikalar özelleştirme adıyla yine yandaşlara peşkeş çekilip, kapatılınca işsizlik çığ gibi büyüyor. Fabrikaları kapatıp arsalarına lüks konut yaptılar. Zeytinburnu ile Bakırköy arasında bir Sümerbank fabrikası vardı hatırlar mısınız? Kapanmadan önceki aylarda sık sık işçilerin direniş haberleri ile gündeme gelirdi. Denize nazır, geniş arazisine göz diktiler. Kapatacağız diye tutturdular. Önce, devlet bez mi üretir, pijama mı diker dediler. Evet, cevabı alınca yalanlarını değiştirdiler. Fabrikayı başka alana taşıyıp, çalışanlarının işsiz bırakmadan, burayı yeşil alan yapacaklarını söylediler. Fabrika arsasına lüks konutlar yapmayacaklarına yeminler ettiler. Ama, her zamanki gibi yeminlerini tutmadılar. Şimdi fabrikanın yerinde yandaş yeni yetme zenginlerin oturduğu konutlar var. İzmit Kağıt Fabrikası, şeker fabrikaları, limanlar vd. hep böyle kapatıldı. İktidarları boyunca kapattıkları fabrika kadar fabrika açmadılar. Şimdi, artık ekmek bile bulamayan insanlara askıda ekmek kampanyası yapıyorlar.

Ekmeği askıya almak, Anayasa’yı askıya almaya benzemez.

Halk bir gün yeter artık der.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et