24 Ekim 2020 00:20

İmparatorluğun kalbinde felaket

Donald Trump maskesini çıkarırken

Donald Trump | Fotoğraf: Ken Cedeno/Pool/Epa/AA

Paylaş

Amerika başkanlık seçimlerine yaklaştıkça, huzursuzluk duygusu ülkeye hakim oluyor. Artan bir ihtiyat eğilimi. Proto-faşist bir hükümetten kaynaklanan baskıcı bir korkunun gölgesi. Hastalıklarla dolu bir hükümet. Sadece koronavirüs pandemisinin değil, aynı zamanda huzursuzluğun ve bitkinliğin; büyük ağırlık çökmüş bir zihnin* sonucu...

Faşizmin yarattığı ruh hali bu olmalı; hükümet kurumlarına karşı derin, kemirici bir güvensizlik, her şeyin ve her canlının bir fiyatının olduğu, çürüme ve zehir yayan ahbap-çavuş kapitalizminin yarattığı her yeri kaplayan bir yolsuzluk kokusu.

Yaşamın bu kadar çabuk ve bu ölçüde çökeceği ve devlet tam bir güçsüzlük içinde izlerken yüz binlerce insanın bu kadar çabuk yok olacağı gerçekten de kimin aklına gelebilirdi?

İşte bu uçuruma doğru sendeleyen ABD imparatorluğunun 2020’deki durumu.

*Yazar, Karl Marx’ın şu sözüne atıf yapıyor: İnsanlar tarihlerini kendileri yaparlar, ama kendi keyiflerine göre, kendi seçtikleri koşullar içinde yapmazlar, doğrudan belirli olan ve geçmişten gelen koşullar içinde yaparlar. Bütün ölmüş kuşakların geleneği, büyük bir ağırlıkla, yaşayanların beyinleri üzerine çöker. Ve onlar kendilerini ve şeyleri, bir başka biçime dönüştürmekle tamamıyla yepyeni bir şey yaratmakla uğraşır göründüklerinde bile, özellikle bu devrimci bunalım çağlarında, korku ile geçmişteki ruhları kafalarında canlandırırlar, tarihin yeni sahnesinde o saygıdeğer eğreti kılıkla ve başkasından alınma ağızla ortaya çıkmak üzere, onların adlarını, sloganlarını, kılıklarını alırlar. ( Luis Bonaparte’ın 18 Brumaeire’i/ Sol Yayınları, Haziran 1990)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa