Ölü
Fotoğraf: Turgya İpek/DHA
İlkokuldaydık. Normalde lisede olması gereken Zühre abla en arkada, “Ölü” uzun boyuna rağmen en önde otururdu. Ölü öğretmenden çok arka taraflarla ilgilenirdi. Ölü’ye bir tek sık sık okula gelen annesi İmdat dediğinde öğrenmiştik Ölü’nün isminin İmdat olduğunu. Doğduğunda artık nasıl bir şey olduysa annesi Ölü’ye İmdat ismini koymuştu.
“Ölü” nün ölülüğü zamansız kendini yere atarak kasılmasından geliyordu. Hepimiz tembihliydik. Ölü ölmeye başladığında birileri avuçlarını açacak, biri soğan koklatacak, biri kafasını tutup yere vurmasını engelleyecekti. Ölünün kasılması 15, 20 dakika sürer, çabalarımızla kendine geldiğinde gözlerini aralar sıkı bir küfür patlatırdı. Ölü küfürbazdı. Ölülüğüne güvenip olur olmaz her şey için küfür ederdi. Diğerleri de her nedense, ölünün küfrünü yemek için olmadık işler yapardı. Eskinin Fatih Çarşamba’sında öyle okul servisi filan yoktu. Okulun tamamı aynı mahallede, hatta aynı sokakta otururdu. Ölü, hem de sokaktan arkadaşımızdı.
Ölü kolay kızardı. “Gözünün üstünde kaşın var” desek sandıktan yeni çıkmış bir küfrü ile karşılaşırdık.
Lan ölü. Ceketin ne güzel.Senin a…….Ölü gel yanımıza otur.Sizin yanınızın da …….
Biraz büyüyüp 4’üncü sınıfa geldiğimizde ancak anlamıştık Ölü’nün aslında ona “Ölü” dememize kızdığını. Anladıktan sonra daha çok Ölü demeye başlamıştık, hem de bol ü’lü.
Ölüüüüü.
Çocukluk işte. Ölü’nün zayıf tarafını bulmuş, Ölü’ye sataşmadan yaşayamaz olmuştuk. Ölü de sanki biz sataşalım da küfür edeyim diye hiç yanımızdan ayrılmaz olmuştu. Hem biz, hem Ölü durumdan memnun gibiydik. Ta ki Süheyla abla evlenene kadar.
Çiçeklerle süslenmiş helezon yaylı Amerikan arabası mahalleye gelmiş, Süheyla abla arka koltuğa hafif üzgün bir suratla oturmuştu. O zamanın naif adedi mahallenin çocukları arabanın önünü bayrakla kesmiş, Süheyla ablayı götürmeye hazırlanan damat tipli adama son darbeyi indirmek üzere cama yapışmıştık. Damat elindeki zarfı camdan uzattığında Ölü parayı kaptığı gibi ölmüştü. Ne yaptıysak elini açamadık. Annesi geldi. Parayla birlikte gittiler.
Giderlerken Ölü gözlerini aralamış, tek gözüyle en yeni küfrünü etmişti.
Sonra mahalleden taşındılar. Ölü’yü bir daha görmedik.
- Esaaad 12 Aralık 2024 05:18
- Zekai Çıngıllıoğlu 05 Aralık 2024 04:49
- Niye dövüyoruz? 28 Kasım 2024 04:37
- Kanal İstanbul 21 Kasım 2024 04:54
- Ormanlarımız için direneceğiz 14 Kasım 2024 04:31
- Zııt Erenköy 07 Kasım 2024 04:22
- BARIŞ 31 Ekim 2024 04:21
- Bölünmez bütün 24 Ekim 2024 04:41
- Martı başı 1 buçuk 17 Ekim 2024 04:28
- Öcü 10 Ekim 2024 04:50
- Siyaseten palavra 03 Ekim 2024 04:38
- Gömün 26 Eylül 2024 04:16