Rezonans
Fotoğraf: Orhan Fatih Doğan/AA
Yine deprem, yine yıkım, can kaybı, minicik sevinçler ve bu durumdan oy çıkarmaya çalışan siyasetçiler.
O kadar tecrübeli(?) siyasetçi varken benim, hangi liyakat ve bilgi ile, neden Cumhurbaşkanlığı yardımcılığına atandığını anlayamadığım yardımcı bile gitmiş enkaz altında halen bebekler, insanlar varken, bekleşen insanlara, “Bakın işte, ‘99 İstanbul depreminde ortalıkta ne yardım ne hükümet vardı. Biz ne kadar hızla müdahale ettik. Ne kadar çabuk kurtarma faaliyetlerini başlattık” propagandası yapıyor. Kendisini dinleyen emekli öğretmen de ya “gık” dese azar işiteceğini bildiğinden, ya da acısından, susuyor. Reis de bütün felaketleri “Vesayet rejimine” bağladı. Sanki Zeytinburnu’dan Yeşilköy’e kadar olan doldurulmuş sahil şeridine dairesi 10 milyondan 20, 30 katlı binaları vesayet rejimi dikti.
Televizyonlar zaten başka problem. Enkaz çalışmalarını canlı veriyorlar.
Sessizlik istediler. Ses geldi. Canlı var diye bizi umutlandırmışken pat görüntü değişiyor. AKP’nin Samsun İl Kongresi. Cumhurbaşkanı konuşuyor;
Fransa, Macron, micron, vesayet…
İstersen bağlanma.
Uzmanlar başka bir dünya. Televizyon ekranlarından bilimsel konferans veriyorlar.
Düşey atımlı fay. Fay değil kırık, kırık. Rezonansa gelen binalar yıkıldı.
Şimdi millet binasının rezonansa gelmemesi için ne yapması gerektiğini araştıracak. MHP de suçluyu buldu; Yıkılan binalarda oturan ahali.
“Artık bu İzmir depremi ders olur. Bir şeyler değişir, önlemler alınır. Rant değil, halk ön plana çıkar. Uzun süre konuşulur” derken gündem değişiverdi. ABD seçimleri, Biden, Trump, dolar, avro derken ortalıkta depremi konuşan kalmadı.
Kurtarma faaliyetlerine gelince, resmi sivil tüm kuruluşlar canla başla çalıştılar. Canlı kurtulanların sedyesinin ucundan tutma rekabeti dışında dayanışma içindeydiler. Ama ortalıkta 8 enkaz vardı. Beklenen(?) İstanbul depreminde 8 bin bina yıkılırsa kim nereye yetişecek? Deprem vergisi diye toplanan 300 milyar lira ile yıkılmadan önce 40 bin bina yenilenecek mi?
Yoksa bir sonraki depreme kadar, “Eeeyy Fransa” diye bağırmaya devam mı edeceğiz?
- Esaaad 12 Aralık 2024 05:18
- Zekai Çıngıllıoğlu 05 Aralık 2024 04:49
- Niye dövüyoruz? 28 Kasım 2024 04:37
- Kanal İstanbul 21 Kasım 2024 04:54
- Ormanlarımız için direneceğiz 14 Kasım 2024 04:31
- Zııt Erenköy 07 Kasım 2024 04:22
- BARIŞ 31 Ekim 2024 04:21
- Bölünmez bütün 24 Ekim 2024 04:41
- Martı başı 1 buçuk 17 Ekim 2024 04:28
- Öcü 10 Ekim 2024 04:50
- Siyaseten palavra 03 Ekim 2024 04:38
- Gömün 26 Eylül 2024 04:16