Para desteleri

Fotoğraf: Pixabay

DİĞER YAZILARI
Hakkâri’de Bir Mevsim 1 Şubat 2025
Tek gerçek 25 Ocak 2025
Dilsiz 18 Ocak 2025
Kendi başına 11 Ocak 2025
Kan durmuyor 4 Ocak 2025
Yumruklar sıkılı 28 Aralık 2024
Yürek ağrısı 21 Aralık 2024
Ayak altında 14 Aralık 2024
Tadı yok 7 Aralık 2024
Uğultu 30 Kasım 2024
YAZI ARŞİVİ

HIZLI TREN

Hızla geçiyor tren. Hangi istasyonda duracağı belli olmayan. O istasyondan ötekine koşturan kalabalıkla. Yollarda yorulup düşenlerle. İtişip kakışanlarla. Gittikçe sıkışan kalabalığın yarışa kalktığı hızlı tren.

DUYMADINIZ

Seslendim, yıkıntıların altından. Hep seslendim. Duymadınız. Yıkıntı üstüne yıkıntı. Göçük üstüne göçük. Orda kimse var mı? diye bağırdığınızda da ben duymadım.

SUSKUNLAR

Susup oturuyorsun. Evsiz, işsiz, ekmeksizlerle yan yana. Ne ağlayanın var, ne gülenin. Susup oturmaktan.

IŞIMA

Dar sokakları aştıkça, sıyrıldıkça tepedekilerin gölgelerinden. Bastıkça üstlerine. Bir ışık parlayacaktır. Geniş alanlara açılan aralıklardan.

DEVRİDAİM

Sararan yaprağa, solan güle yerinme. Güz geldi. Yaprağı sarartan, gülü solduran güneş, toprağın derinliklerinde şimdi. Uzun bir kışın sonunda bir kış uykusunun. Uyandırmak için gülü yaprağı.

AVUNMASIZ

Onca düş, onca hayal neye yaradı, avutamazken artık seni. Bütün düşlerle hayaller bir bir yaşadıklarımızla çakışırken.

PARA DESTELERİ

Koronavirüs aşısı bulundu. Yüzde doksan etkili diye yazıyor gazeteler. İnsanlığı kurtarır mı aşı, semirirken para babaları? Tomar tomar destelenirken paralar televizyon ekranlarında. Aç, açıkken insanlar.

DÜZENSİZ BİR DÜZENDE

Gerçeği gördün. Apaçık. Yaşanmaz bir düzensizliğin sunulduğu düzende. Ne insanın insanlığı, ne doğanın doğalığı kalmış. Ağaçlar, sokaklar, evler kuşlarla yaşlanıp gitmiş. Ölmeye yatmış insanlar uykularında. Uyanacakları sabahı bilmeden. Düşlerini erteleyerek.

SİSLER İÇİNDE

Yaşanan günlerin yaşanmışlıklarının yaşanılamamışlığıdır acı veren. Yaşanmışlıkları göstermeyen. Sislendiren. Önümüzü görmeden yürümeye zorlayan. Sisler içinde.

GÖLGELER ORDUSU

Gitgide uzayıp koyulan gölgeler dolduruyor her yeri. Evlerle sokakları, iş yerlerini. Karartarak kenti. Gündüzleri. Büyütüp karanlığa dönüştürerek geceleri.

İN ÇIK

Yokuşu çıkmadan düzlüğe ulaşılmaz. Dağı tırmanmadan ovaya varılmaz. Doğru da, in, çık ne zamana kadar? Kimin katlanıp kaçımızın katlanamayacağı belirsiz bu yorgunluğa. Düzlüğe ulaşamadan. Göremeden güneşin yeniden doğuşunu düz ovada.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et