15 Kasım 2020 23:50

Haber sadece söylenen şey değildir

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Habercilikte bazen, kimin ne söylediğinden çok bir kişinin bir şeyi niye öyle söylediği haberdir. Bazen de bir kişinin neyi söylemediği daha büyük bir haber haline gelebilir.

Örneğin bir ülkede çok kilit mevkideki bir bakan, Instagram hesabı üzerinden yaptığı bir açıklama ile istifa ediyor ve sonra da ortadan kayboluyorsa bu çok önemli bir haberdir. Bu haber karşısında, muhalefeti sıkıştırmak için nefret söylemi, hedef gösterme gibi yöntemlerden kaçınmayan medya organları, ‘İpleri salınana’ kadar tek bir satır haber geçmiyorsa, geçemiyorsa bu dehşet bir haberdir. Habersizliğin haberidir!

Aynı zamanda damadı olan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasını ‘Görevden af talebi kabul edildi’ cümlesi ile kabul ettiğini öğrendiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bunlar ardından yeni bir Hazine ve Maliye Bakanı atadıktan sonra, “Ekonomi, hukuk ve demokrasiye yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz. Ekonomi yönetimini yeniden oluşturduk. Bizi hedeflere ulaştıracak hamleleri süratle hayata geçireceğiz” diyorsa, burada haber, bu açıklamanın bize söylemediği ama aslında söylemesi gereken bir dizi soruyu da peşinden sürükler.
Eğer, Albayrak’ın ‘Affının kabul edildiği’ bakanlığa yeni atama yapıldıktan sonra bu sözler söyleniyorsa, önceki bakan döneminde yolunda gitmeyen bir şeyler olmalı? Neydi onlar? Bugün ekonomide bir seferberliğe ihtiyaç duyulacak kadar kötü olan şeyler neydi? Yok eğer her şey yolunda ise, bugün bu açıklamalar neden yapılıyor?
Devam edelim. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı’nın, (Eski) Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yeni ekonomi modelini açıkladığı 10 Ağustos 2018 günü yaptığı konuşmada, Albayrak’a övgüler düzerek, “Söylenenlerin harfiyen yapılacağına inancımız tam” sözlerini bugünden bakınca nereye koymalı? Albayrak, Sabancı’nın kefil olduğu her şeyi tamamına erdirmeden görevini bıraktığına göre herhalde Güler Sabancı’nın da yapması gereken bir açıklama olmalı.

Devam edelim. Erdoğan’ın bu açıklamayı yaptığı gün (yani önceki gün) AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un, AKP Arnavutköy 5. Olağan İlçe Kongresinde yaptığı konuşmada dile getirdiği, “Türkiye’nin önlenemeyen yükselişini yaşadığımız bir dönemden beraber geçiyoruz. Yedi düvel karşımıza geçmiş bütün bu coğrafyalardaki gelişmelerde Türkiye’ye fren yaptırmaya, Türkiye’nin önünü kesmeye, Türkiye’yi yolundan çevirmeye çalışıyor” cümleleri mi hakikat, yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri mi? Yani yedi düvel önlenemeyen yükselişimize fren yaptırmak için karşımıza geçiyorsa, “Ekonomi, hukuk ve demokrasiye yepyeni bir seferberlik” neden gerekiyor? Bunların hangisi doğru?

Bu soruları çoğaltabiliriz. Sonra da, araya bir film repliği koyarak, “Yahu çıldırtmayın insanı!” demek de mümkün.

Evet, gazetecilik bazen söylenmeyenlere bakmak ve neden söylenmediğini sormaktır. Ya da söylenenler arasındaki çelişkilerin ifade ettiği hakikati sorgulamak.

Böyle sorular sorunca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilindik refleksi, avukatlarını üzerimize salıp dava açtırmak oluyor.
Yarın önemli bir toplantı için sabah çok erken kalkmam gerektiğinden bu sorulara şimdilik bir virgül koymuş olayım.

Yanıt verilirse sevinirim. Eğer yine avukatlar üzerimize salınarak, savcılık tarafından ifadeye çağrılırsak, bu durumda da, “Hukuk ve demokrasiye yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz” vurgusunun bizim açımızdan ne anlama geldiğini öğrenmiş oluruz.
Yani sonuç olarak her durumda bir şey öğrenmiş olacağız.
Bu ülkede az şey değil(!)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa