17 Kasım 2020 23:24

Yine hukuk reformu

adalet tanrıçası themis ve elleri kelepçeli bir insan

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

AKP iktidarının hukuk reformları bir türlü bitmiyor. Geçmiş yazılarımız içinde bir arama yapsak her halde AKP’nin yapacağı ya da sözde yaptığı hukuk reformları hakkında onlarca yazı yazmışızdır.

En son “birinci yargı paketi” diye bir şey açıklamışlardı. Bu pakette de şimdikine benzer hedefler açıklamışlardı ama “reform” yine fos çıkmıştı.

Şimdi de, bütçe görüşmelerinden hemen sonra ifade özgürlüğü ve hakim teminatı konusunda yasal düzenlemeler yapacaklarını söylüyorlar. AYM ve AİHM kararlarının uygulanmasını temin edeceklerini söylüyorlar.

Oysa, bunları yapmak için kanun değişikliği yapmaya, Bütçe Kanunu’nun Meclisten geçmesini beklemeye gerek yok. Yargıdaki adamlarınıza talimat verseniz yeter. Zaten sizin şikayet ettiğiniz hukuksuzlukları onlar sizin talimatınızla yapıyor.

Geçen gün bir TV programında bir hakimden söz ediliyordu. Hakim iki senede beş ağır ceza mahkemesine başkan olarak atanmış ve her biri kamuoyunun çok yakından bildiği ünlü kişilerin davası. Hakim hepsinde mümkün olan en ağır cezaları vermiş. Adeta mahkeme, mahkeme gezdirilen bir ağır ceza terminatörü… Şimdi hakimlik teminatı ya da ifade özgürlüğü ile ilgili yapacağınız değişikliklerle bu hakimi nasıl durduracaksınız? Bu hakim sizin talimatınız, sırtını sıvazlamanız olmasa bunları yapabilir mi? Hakim mahkeme, mahkeme gezip cezaları basıyor da, o hakimi iki senede beş ayrı ağır ceza mahkemesinde görevlendiren kim? Gezgin cezacı başkan suçlu da, onu asliye ceza hakimi dahi olamayacak kadar genç yaşta ağır ceza başkanı olarak atayan kim? Genç hakimlerin önce ilçe, sonra taşra illeri ve en son büyük şehir mahkemelerine atanması bir usulken, henüz otuzlu yaşlarda paraşütle İstanbul ağır ceza mahkemelerine atayan kim?

Hakimler böyle. Onları oraya getirenler en yukarıdakiler. İktidar, Adalet Bakanı, HSK vs. O hakimleri otuzlu yaşlarda İstanbul’a ağır ceza mahkemesine atayanlar kırk yıllık ceza hakimini asliye ceza mahkemesine atayacağına layık olduğu ağır ceza mahkemesine atasa ve talimatlarla yönlendirmeye çalışmasa (Yargı yine adil olmaz ama) en azından bu rezillikler yaşanmaz.

Peki, ifade özgürlüğü için yasa değiştirmeden önce, sizi eleştiren herkes hakkında şikayetçi olmasanız nasıl olur? Gazetelerin yazdığına göre cumhurbaşkanına hakaret suçlarından açılan dava sayısı altmış sekiz küsur bin imiş. Bu davaları ben mi açtım? Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile açılan davaların büyük çoğunluğunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın avukatları açmadı mı? Soruşturma iznini Adalet Bakanı vermedi mi? Şikayet etmeseniz, izin vermeseniz bu kadar ifade özgürlüğü ile ilgili devam eden dava olur mu?

Yasalardan önce iktidarınızın yargıda yaptıklarını yapmasanız bu kadar rezillik yaşanmaz yargıda.

Bu yargı reformu da öncekiler gibi dağın fare doğurması misali bir şey değiştirmeyecek. Bir göz boyama. “Artık demokratikleşiyoruz” diyerek dışarıdan para alabileceklerini sanıyorlar. Kendi yandaşları gibi herkesi kandırabileceklerini düşünüyorlar. Para verecekler senin demokrat olup olmadığına bakmaz. Onlar en koyu diktatörlüklere de seve seve para veriyorlar. Tabii daha fazla faizle, daha fazla ayrıcalıklar elde ederek. Ama, paralarını geri alamama ihtimali olanlara demokrasinin şahı da olsalar zırnık vermiyorlar.

Reforma falan takılmayalım. İfade özgürlüğü ve diğer haklar mücadele ile elde edilir. Başka yolu yoktur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa