MEB’e ve sendikalara çağrı: Kapalı okulu kapatmak çare mi?

Bilgi, bilim, eğitim fikri nedir?      

Eğitim eylemi, eğitim etkinliği, bilgi bilim eğitim yaşantısı nedir?

Yaşantısız eylem, kimlik, kişilik olur mu, oluşur mu? Uygarlık oluşur mu?

Okulsuz üniversitesiz yaşantılarla nasıl bir kimlik kişilik, nasıl bir toplum oluşur?

Sorunu farklı şekilde ifade edersek, okul ve üniversite yaşantısı geri çekilirse geriye ne kalır?

Her gün Türkiye’nin kaderini yakından ilgilendiren kabullenilmesi mümkün olmayan pek çok şeyle karşlaşıyoruz. Çakıcıları, kim nasıl yarattı, başlı başına bir sorun. Kim piyon, kim kimi kullanıyor? Hükümetin ne yaptığını bilmediğini varsayamazsak çeteyle mafyayla nasıl bir toplum veya politika dizayn edilmeye çalışıyor, bu sorulara bugün girme şansım yok.

Damat Albayrak’ın istifa metni, çetebaşı Çakıcı bir yana bırakılırsa, bu hafta aynı zamanda korona ile mücadele adına Cumhurbaşkanlığı ve MEB yine yeni olmayan tedbirler açıkladı. Marttan beri hemen tek yol yöntem okul kapatmak. Okul kapatmak çare mi, ne anlama geliyor, biraz bunu değerlendirmeye çalışacağım.

KAPALI OKULLARI VE ÜNİVERSİTELERİ BİR DAHA KAPATMAK ÇARE Mİ?

Çocukların, gençlerin evde olmasının ki zaten marttan 21 Eylül’e kapatmıştık, güz döneminde de zorunlu olmayan, bazı sınıflarla sınırlı, haftada iki gün olarak okul açılmıştı yani. Kreşten liseye çocuklar ve gençler günün belki yüzde 90’ını okul dışında geçiriyorlardı. Üniversiteler zaten tümden kapalı idi. Sonuç ne oldu? Salgın durdu mu?

Eğer karantina uygulanacaksa okulları, hele de 14 yaş altı bulaştırıcılığı çok az olan okulları kapatarak salgını önlemeye pek bir etkisi olmuyor. Tüm dünya da zaten en son çare olarak okul kapatmayı düşünüyor. Türkiye ise neredeyse her yer açık, okulları kapatıyor.

Sanki salgınla değil de okulla, üniversiteyle uğraşılıyor. Çocuklarımız ve toplumun sağlığı, halk sağlığı daha da bozuluyor.

OKULA GİDİNCE SALGIN ARTMIYOR, AMA KAPATILINCA ÇOCUKLAR BİLDİKLERİNİ DE UNUTUYOR

Okulların kapatılmasının etkili olmadığına yönelik araştırmalar artıyor. İngiltere’de Jeffrey A. Tucker’in araştırması okulları kapatmanın büyük bir hata olabileceği yönünde bulunuyor. Evde okula giden öğrenci olan ailelerle öğrenci olmayan aileler arasında hane üyelerinin koronaya yakalanma oranı pek fark etmiyor. Buna göre küçük yaştaki çocuklar pek taşıyıcı olmadığı gibi okullar kapatılınca çocuklar sağlıklı eğitim ve gelişimlerinden de oluyor (www.aier.org, 9 Kasım 2020)

Yine İngiltere’den Joanna Williams’ın haberine göre,  7. sınıf 116 bin öğrencisinin yazma becerilerine ilişkin bir araştırma okullar kapatılınca öğrencilerin kendi yaşlarındaki çocuklardan tipik olarak beklenenin ortalama beceri gelişiminin 22 ay gerisine düştüklerini gösterdi. Çocuklar sadece tecrit sırasında eğitimden mahrum kalmadı, dahası mevcut öğrendikleri bilgi ve becerileri unutarak geri gitmiş bulunuyor. Ayrıca İngiltere’de eğitim müfettişleri, "Daha büyük çocuklar okuma ve yazma becerilerinin yanı sıra fiziksel zindeliklerini de kaybetti ve bazıları, yeme bozuklukları ve kendine zarar verici zihinsel rahatsızlık belirtileri de gösteriyor." (rt.com; 10 Nov, 2020)

YAPILMASI GEREKEN BOL BOL HAVALANDIRMA, İLLA YAPILACAKSA TOPTAN KARANTİNA

Birkaç hafta önce Almanya’daki araştırmalardan yazmıştım. Gerek okul gerekse marketlerin açık kalabilmesinin, koronanın yayılmasının engellenmesinin en önemli şartlarından biri havalandırma. Almanya’da yetkililer: Hava hava hava diye bağırıyor. İşte, evde, okulda temiz hava gerek diyorlar.

Tüm ortamlar için en kritik konulardan birini havalandırmanın oluşturduğu anlaşılıyor. Bunun için basit hava temizleyiciler de giderek geliştiriliyor ancak en önemlisi pencereleri yarım da olsa açık tutmak. Sık sık, yarım saatte bir 10-15 dakika ortamı havalandırmak.

Kaldı ki karantina yapılacaksa toptan kapanma bir fayda sağlıyor, sadece okul kapatmakla ancak zaman kaybediliyor.

Havalandırma, belli bir fiziki mesafe ve maske kuralı niye yerine getirilemiyor? Çok mu zor? Salgınla mücadelenin tek yolu okulu üniversiteyi kapatmak mı? Okul üniversite kapatılınca ne oluyor?

Çare okulları kapatmaktan değil havalandırma, maske ve biraz dikkat ederek okul ve üniversitelerimizi açık tutmaktan geçiyor.

Bunun için mevcut şartlarda bile okulları yedi güne çıkarıp iki devreye bölebilir (Yoğunluk yarı yarıya azaltılmış olur), derslik havalandırmasını sık sık ve düzenli yaparak, maske kullanarak derslerimize devam edebiliriz.

Kaldı ki marttan bu yana, atıl resmi binalarda veya apartman bloklarında birer daireyi dersliklere çevirebilirdik, hızla yeni derslikler yapabilirdik, atanmamış öretmenlerin atamalarını yapabilirdik, daha pek çok şey yapabilirdik.

Kaldı ki illa da karantina olacaksa bu da tek başına okulla olmaz, toptan 14 günlük kapanmalar olabilir.

Demem o ki, hem okulumuzu açık tutar hem de salgınla mücadele edebiliriz. Yeter ki isteyelim. Yeter ki Reislik, MEB, sendikalar, öğretmenler daha istekli olsunlar.

MEB, Sağlık Bakanlığı, Bahçeli, Erdoğan bilemiyorsa Çakıcı’ya da sorabilirler mi, onu sizlerin takdirine bırakıyorum.