Neden kaybediyorum?
Fotoğraf: Pixabay
Satranç oynamaya çalışan herkesin içinden kendisine sorduğu sorudur bu? Oynamaya çalışan dememin sebebi, oynayanların cevabı biliyor oluşudur. Öncelikle bilmeniz gereken şey, satrançta sürekli kaybediyor oluşunuzun zekanızla hiçbir ilgisinin olmadığıdır. Dünyada satranç oynamayı bilmeyen çok sayıda zeki insan var. Einstein’ın kötü bir oyuncu olduğu gerçeği herkese bu konuda umut verebilir.
Satrançta iyi olmak tıpkı anatomide ya da mühendislikte iyi olmak gibidir. Satranç bilmeyen birinin kuralları ve genel prensipleri öğrenmesi yarım saat sürer. Ne var ki topa hangi ayakla vuracağınızı öğrenmiş olmanız sizi iyi bir futbolcu yapmaz, hatta bu bilgiyle mahalle maçında bile kadroya giremezsiniz. Satranç bildiğini düşünen kitlenin yüzde 99’u bu durumdadır ama satranç oynadığını sanmaya devam eder.
Satranç deyince bu çoğunluğun aklına hemen strateji gelir ve bu da saldırı ve savunmadan ibarettir. Oysa bir satranç oyuncusunun zihninde, açılışlar, oyun ortası fikirleri, taktikler, tehditler, alan üstünlüğü, zaman kullanımı, tempo, inisiyatif, taş gelişimi, zayıf kare, plan, psikoloji, şah güvenliği, saldırı, savunma, oyun sonu fikirleri, hesaplama, beslenme, uyku düzeni, strateji, piyon yapıları, sezgi, zayıflıklar, vb. gibi birçok temanın uyumlu yapılanmasıdır satranç.
Bu kadar ciddiyet yeter, başlıktaki soruya geri dönelim. Kaybediyorsunuz çünkü rakibiniz hızlı oynayınca ondan aşağıda kalmamak için siz de hızlı oynuyorsunuz. Aslında at yarışına ya da atletizme meraklısınız ama henüz bunu keşfetmiş değilsiniz. Kaybediyorsunuz çünkü açılış prensiplerini bilmiyor, kendi açılışınızı yaratmak konusunda ısrarcı davranıyor, açılışları öğrenmenin yaratıcılığınıza zarar verdiğini düşünüyorsunuz. İşte ütopya yazarlığı için mükemmel bir başlangıç! Kaybediyorsunuz çünkü berabere olan konumu zorluyorsunuz. Hayat sizin için ya siyah ya beyaz olmak zorunda. Grinin renk skalasında bulunması bile muhtemelen sizi deli ediyor. Kaybediyorsunuz çünkü vezirinizin süper kahraman olduğunu, tek başına rakibin 16 taşını birden yiyebileceğini sanıyorsunuz. Acilen çizgi film izlemeyi bırakıp 16 kişiyi sokakta dövmeyi deneyerek gerçekle yüzleşebilirsiniz. Kaybediyorsunuz çünkü en ufak bir planınız yok. Tatile giderken rezervasyon yaptırmayıp yer bulamadığınız için arabayı yol kenarına çekip uyuyorsunuz. Doğaseverliği yanlış anladığınızı söyleyenlere inanmayın. Kaybediyorsunuz çünkü taktik soru çözmenin önemine inanmıyorsunuz. Adı çatal ya da şiş olan bir şey ne kadar ciddiye alınabilir ki? Kaybediyorsunuz çünkü çoğunlukla taşlarınız savunmasız olduğu için kolay lokma oluyorlar. Tüm benliğinizi ele geçiren bireysellik taşlarınıza da sirayet ediyor. Birisi Paris’te halay çekerken diğeri Şanghay’da vals yapıyor. Taşlarınızı örgütlemediğiniz sürece sürüm sürüm sürünmenin keyfini çıkaracağınızı bizzat garanti edebilirim.
Son birkaç tavsiye; Aklınıza gelen ilk hamleyi oynayın. Bir anda aklınıza gelen, üzerinde hiç düşünmediğiniz son hamleyi de oynayabilirsiniz. Oynamak istemediğiniz bir taşa dokunun. Böylece onu oynamak zorunda kalarak istenmedik bir hamle yapabilirsiniz. Saate basmayı unutarak süreden kaybetmeyi seçmek sıkılmayacaksanız gayet iyi bir seçim olacaktır. Rakibin tehditlerine bakmadan hamle yapmak tüm bunların arasında en korkusuz, en havalı olanıdır ki, bunu yapanlar neden kaybediyorum sorusunu dahi aklına getirmeyen ermiş kişilerdir, izlerinden giderek kaybetmenin nirvanasına ulaşabilirsiniz.
- Prestij 27 Temmuz 2024 04:16
- Adalet 20 Temmuz 2024 04:42
- Ayın karanlık yüzü 13 Temmuz 2024 04:41
- Şampiyonun düşüşü 08 Haziran 2024 03:36
- Sırat köprüsünde yürümek 01 Haziran 2024 04:35
- Amatörler için hamle arama motoru 25 Mayıs 2024 04:04
- Satrancın bilgelik tanrısı 11 Mayıs 2024 04:37
- Kim bu Gukesh 27 Nisan 2024 04:14
- Gordion Düğümü 20 Nisan 2024 04:24
- 2034 adaylar turnuvası 06 Nisan 2024 04:17
- Her adımda skandal hikayesi 23 Mart 2024 04:19
- Titan Katili 09 Mart 2024 04:11