Zamanın ilerisindeki isyankar kadın bilimci: Lynn Margulis

Ginko Bilim'in yayınladığı
İsyankar Bilimcinin Yaşamı ve Mirası Lynn Margulis kitabının kapağı.
22 Kasım, Lynn Margulis’in 9. ölüm yıl dönümü. Henüz tanımayanlar için Lynn Margulis’i biraz anlatmak isterim. Bu satırlara sığacak olan cümleler onu ve çalışmalarını tümüyle anlatmak için elbette yetmeyecektir. Daha ileri okumalar için Ginko Bilim’den çıkan Margulis ve Dorian Sagan’ın yazdığı “Doğanın Doğası” ve Margulis’in ölümünün ardından onu tanıyanların Dorian Sagan’ın editörlüğünde yazdığı “İsyankar Bir Bilimcinin Doğası ve Mirası” kitaplarını öneririm.
Peki ne yapmış Margulis? Adı ülkemizde çok da bilinmez. Tekrar gündeme getirip, ilerleterek geliştirdiği, ökaryotik hücrenin evrimine ışık tutan endosimbiyotik teori bir çok ders kitabında anlatılırken, Margulis’in adı pek geçmez. Ana akımdan olmamanın, kimsenin cesaret edemediği doğru soruları sorarak, bilimi ilerletecek tartışmaları açmasının bedelidir bu aynı zamanda. Neodarwinci bir dünyada, doğal seçilim mekanizması ve tedriciliğin, evrimi tek başına açıklamaya yetmediğini öne sürmüştür. Evrimin itici gücü olarak simbiyotik (ortakyaşam) ilişkileri ortaya koymuştur. Bugün evrimin birden fazla mekanizması olduğunu, tek mekanizmasının doğal seçilim olmadığını, bir diğerinin endosimbiyotik ilişkiler olduğunu kabul ediyoruz. Bu Margulis’in başarısıdır. Margulis endosimbiyozu (ortakyaşamı) masallaştırarak aktarmayı da başardı. Onu yakından tanıyan Jorge Wagensberg Lynn Margulis’in ortaya koyduğu ortakyaşam masalından bir kesiti şöyle aktarıyor[1]:
“Bir zamanlar çok çok uzun zaman önce gezegenimizde sadece bakteriler yaşarmış... Çok yiyen bakteriler o koca cüsseleriyle yavaş yavaş hantallaşmaya başlarken çevik olanlar ve suda hızlı hareket edenler (Daha doğrusu kıpır kıpır olanlar) aç kalmış... Günlerden bir gün kocaman, şişman bir bakteri tutmuş sıska, kıvrım kıvrım bir bakteriyi yemiş. Sıska bakteri besili değilmiş ama hızlı ve mükemmel bir yüzücüymüş…
İşte o gün farklı ve gerçekten olağanüstü bir şey olmuş. Şişman bakteri, atletik bakteriyi sindirmemiş. Onun yerine kaynaşmışlar. Koca Bakteri tek bir söz bile söylemeden, ortakyaşam teklifinde bulunmuş... Koca Bakteri ‘Neden senin gibi hareket edip benim gibi yemiyoruz?’ demiş. Ve o günden sonra Hızlı Bakteri açlık çekmek zorunda kalmamış, daha büyük yarı geçirgen yapıların yarı saydam cömertliği onu gözetmiş. Ve o günden sonra, Koca Bakteri kendi kendine yetiyor olsa da artık onu yürüten bir aracı varmış ... Masallar masalında her şey bir gecede olmuş ve herkes sonsuza kadar üreyerek yaşamaya devam etmiş. Aslına bakarsanız bu ortakyaşam kısmı kolay olmadı. Önerilen ortakyaşamdan (Kıvrım kıvrım hareket eden spiroketlerin arkelerle birleşmesi) çekirdeği olan ve terliksi hayvana ya da amipe benzeyen hücrenin evrimleşmesi tam 1.5 milyar yıl aldı.”
Endosimbiyotik teoriyi tarihin tozlu raflarından çıkararak gündeme getiren, dünya çapında kabulü için yıllarca uğraşan ve kanıtlarını ortaya koyan Lynn Margulis bu kısa masalda iki mikroorganizmanın ortakyaşam sürecine nasıl dahil olduğunu masalsı bir dille, süreçleri oldukça sadeleştirerek anlatmış. Bugün, ökaryotik hücrelerin içinde yer alan mitokondri, kloroplast gibi organellerin kökenine ışık tutan teoridir endosimbiyotik teori. Bu organellerin milyonlarca yıl önceki atalarının aslında birer bakteri olduğunu ortaya koyar. Günümüzdeki kanıtlar, yani bu organellerin kendi genomlarının (DNA’larının) olması bu teoriyi desteklemektedir. Mitokondriler hücrenin enerji (ATP) üreten birimleridir. Margulis’in masalındaki Hızlı Bakteri, mitokondrinin atası olan bakteridir.
Bugüne kadar gördüğümüz, karşılaştığımız ana akım bilimcilerden farklı bir bilimci Margulis. Çünkü günümüz bilimcisinin hapis olduğu fildişi kuleden çıkmayı başarmış. Belki de o kuleye hiç girmedi. O, yağmur çizmeleri, yağmurluğu ve bisikleti ile hayatın tam ortasında. Kendisini tanıyanlar, Margulis’i yeri geldiğinde yakınlardaki bir gölde ortakyaşam süren bakterilerin peşinde, yeri geldiğinde laboratuvarında, yeri geldiğinde bir bilimsel toplantıda ateşli bir biçimde fikrini savunan, yeri geldiğinde torunlarını oyun parkına götüren, yeri geldiğinde bilim ve toplum ilişkisine kafa yoran, inatçı, çalışkan, cesur, tutkulu ve bir o kadar da isyankar bir bilim kadını olarak anlatmakta. Bilimsel problemlere farklı pencerelerden bakması; farklı bilimsel açıklamalar getirebilmesi ve bu açıklamaları büyük bir cesaretle, her ortamda bilimsel bulgular eşliğinde tartışabilmesinden geliyor aslında ona atfedilen isyankarlığı. Kadınların bilimde/bilimsel ortamlarda daha dezavantajlı olduğu yıllarda bunu yapabilmesi ise, onun kişiliği hakkında sanırım ufak bir ipucu verecektir. Bilim tutkusu, cesareti, sadeliği, farklılığı, toplumculuğu, çalışkanlığı, bilimi kavrayışıyla Margulis’in zamanının ilerisindeki bakışı önümüzde önemli bir örnektir. Onu saygı ve sevgiyle anıyorum.
[1] İsyankar Bir Bilimcinin Yaşamı ve Mirası: Lynn Margulis, Hazırlayan: Dorion Sagan, Ağustos 2018, Ginko Bilim.
Evrensel'i Takip Et