Maça çıkabilen, şampiyon!

Maalesef, acınacak halimize gülmekten başka çare bulamadığımız ancak o gülmenin de ‘sinirli’ bir gülüşe büründüğü günlerimiz yakamızı bırakmıyor. Türkiye, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs ile cuma namazı saatinde esnetilmiş yasaklarla mücadele etmekte kararlı görünüyor. Halı sahaların kapanması ancak resmi maçların oynatılması yönünde çıkan son tedbir kararlarının ardından; bütün bu mücadeleci ruhumuza rağmen kovid-19 vakalarının hız kesmemesi ise kararlılığımızı bozamayacaktır elbette.

Bu yazının yazıldığı 23 Kasım Pazar günü itibarıyla Süper Lig’de 14 farklı takımda kovid-19 vakaları görülmüştü. Listenin zirvesine 7 vaka ile Kasımpaşa yerleşirken Konyaspor, Beşiktaş, Galatasaray, Sivasspor, Antalyaspor, Rizespor, Göztepe, Gaziantep FK, Yeni Malatyaspor, Gençlerbirliği, Fenerbahçe, Kayserispor ve Başakşehir; Türkiye’nin en üstünde yer alan futbol liginin pozitif vakalara engel olamayan kulüpleri oldu.

Keza 1. Lig’de de ligin 11. hafta maçları öncesinde yapılan testlerle Adanaspor’da 6 kişinin daha testi pozitif çıktı. Böylece kulüpteki vaka sayısı 9’a yükseldi. Aynı rakam, bir diğer 1. Lig temsilcisi Bandırmaspor’da da görüldü. Geçtiğimiz haftalarda ise bir başka 1. Lig takımı Boluspor’da 3 futbolcu ve bir sağlık çalışanının daha pozitif çıktığı, böylece kulüpte 10 futbolcu, bir antrenör, bir sağlık personeli ve dört çalışanın tedavilerinin devam ettiği duyurulmuştu.

İnsanların sağlığı ile oyun oynamak, bunu riske atılabilir bir şey olarak görmek ve dolayısıyla da önemsememek gerçekten müthiş bir profesyonellik istiyor. Tıpkı, bünyesinde yer alan sağlık emekçilerine test yapılmamasını veya kovid-19 ’dan hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının rakamlarında şeffaf olunmamasını kabullenebilen Sağlık Bakanlığı gibi.

Ya da gelen ilk kısıtlamalarda 20 yaş altına sokağa çıkma kısıtlaması konulurken; bu yaş grubundaki öğrencileri haftalardır öğretmenlerle aynı sınıflara tabir-i caizse istif vaziyette tıkmaktan beis duymayan Milli Eğitim Bakanlığı gibi…

TFF amatör ligleri bir kördüğüme çevirdiği, pozitif vaka çıkan kulüpleri maça çıkmaya ‘Şevk ettiği’, koronavirüs vakalarını dolar kuruna bakmayan ekonomi bakanı gibi önemsemeden yola devam ettiği bu sezonda tarihe geçen bir yönetim anlayışını benimsemiş durumda.

Oysa…

Yurt dışındaki futbol liglerinin oynatılması ise bizim ülkemizdeki liglerin oynatılmaya devam edilmesini kıyaslamak, böylesi bir ortamda elmalarla armutları karşılaştırmaktan öteye geçmeyecek. Bütün bu kıyasa kapalılığı doğuran sosyal ve ticari şartları tartışmadığımız sürece goller hep bizim ‘koruduğumuz’ kalelerde görülecek.

Ya da artık bir kaleyi korumamıza gerek kalmaz. Bu gidişle, en az pozitif vaka kimdeyse o şampiyon olacağa benziyor…