Kovid-19 tedbirleri

İktidarın kovid-19 salgınına karşı gereken önleyici tedbirleri almadığı açık. Yönetenler salgının etkisini en aza indirmek için para harcamak istemiyor. Onlar vergilerle topladıkları paraları yandaş müteahhitlere, saraylara, uçak ve makam aracı filolarına, sayısız hiçbir şey danışmadıkları danışmanlarına aktarmayı tercih ediyor.

Halka sürü bağışıklığı yöntemini uygun bulanlar, kendilerini gayet iyi koruyor. Kovid-19 bulaşmış insanlar test yaptıramazken, kendilerine iki-üç günde bir test yapılıyor.

Her gün açıklanan test sayılarının içinde futbolculara, yurt dışına gidecek yolculara yapılan testler önemli bir oran oluşturuyor. Futbolcular da sağlıkçılar gibi; seyirci sayısı iyice azalan maçlar ve antrenmanlarda birbirlerine sürekli virüs bulaştırıyor. Adeta gözden çıkarılmışlar.

Fahiş fiyatlarla yapılan paralı testlerle salgından para kazanmaya çalışmak ise ayrı bir rezalet.

Hasta sayısını ve ölümleri gizliyorlar. Hastanelerde yer kalmadı. Diğer hastalıklar için insanlar hastanelere gidemiyor. Doktorlara ve sağlık emekçilerine köle muamelesi yapıyorlar.

Bilinen bu gerçekleri niye yazıyorum?

Kovid-19 salgını ile mücadelede de kendimize güvenelim diye. İktidar halkı düşünmüyor. O halde salgına karşı mücadeleyi de biz yürüteceğiz. Korunma ve kapanma tedbirlerini biz alacağız. Maske ve mesafe kurallarına dikkat edilmesinde biz ısrarcı olacağız. Fabrikalarda çalışma kurallarını işçi komiteleri, sendikacılar belirleyecek.

Emek Partisinin 9. Kongresi bu yaklaşımın güzel bir örneği oldu. Kongreler mutlaka büyük kalabalıkların bir araya gelerek kararlar almak ve seçmek için değildir. Karar almanın ve seçmenin  başka demokratik yolları da vardır. Yerel en küçük birimlerden, Genel kongreye kadar demokratik yöntemlerle tartışarak, kararlar alarak ve seçerek yürümek mümkün.  

Bu vesile ile Emek Partisi’nin yeni genel başkanını da kutlarım. Parti yönetici organlarını gençleştirmekte ısrarlı davranıyor. Genç ve yetenekli kadrolar partinin dinamizmini sürekli kılıyor.

EMEP’in kongre sürecindeki tutumu salgına karşı mücadelede, halkın sağlığını koruma mücadelesinde örnek olmalı. Mahallelerde, ilçelerde, illerde salgına karşı mücadele, dayanışma, yardımlaşma ve egemen sınıfların salgının da yükünü halkın sırtına yıkma, sürü bağışıklığı politikalarına karşı mücadele örgütleri oluşturmak gerekir. Deprem ve sel felaketlerinde ortaya çıkıveren dayanışma örgütleri artık salgın için de oluşturulmalı.

Salgınla mücadele için oluşturulacak örgütler aynı zamanda salgından sadece kendini korumaya çalışan egemen güçlere karşı mücadelenin de merkezleri olacaktır.