25 Kasım 2020 23:20

Çivi çıktı

Devlet Bahçeli & Recep Tayyip Erdoğan

Fotoğraf: AA

Paylaş

“Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” sorusuna verilecek en iyi yanıt sanırım “Yazılı ve görsel basın” olacaktır. Emekten yana yayın yapan televizyonların kapatılmasıyla meydan kendilerine kalan holding televizyonlarından her gece saçma sapan gündemlerle zihinleri bulandıran, sanal bir çekişmenin dayanılmaz kazancını cebe indiren belli medya sahiplerine mi, o kanallarda üç kuruşluk maaşı için patronun sesi olarak çırpınan basın emekçisine mi, hararet ve hakaret kızıştıkça artan reyting mutluluğuyla susan oturum yöneticilerine mi, yoksa hepsine birden mi kızacağımızı şaşırdık.

Ülke kökten uçuruma sürükleniyor, torunlarımıza değil, çocuklarımıza bile birkaç ağaç, temiz hava, güzel bir ülke bırakabileceğimiz şüpheli. “Ülkemizin enerjide bağımsız olmasını istemiyorlar “ gibi kendisinin bile inanmadığı suçlamayla köylüyü suçlayan enerji bakanı, “Emekliye yıllardır maaş ödüyoruz” diye sokranan diğer bakan, işçileri dövdürüp sonra işçilerin neden dövüldüğünü anlayamadığını söyleyen siyasetçi, Anayasa Mahkemesi kararını dinlemeyip “gözaltı” diye tepinen polis müdür ortada iken, Arınç aşağı, Arınç yukarı. Hele algı operatörlerinin “özgül ağırlığı” söylemi yok mu? Yahu sudan ağır mı insanoğlu? O, denize sırtüstü yatıp, hiç kıpırdamadan durup, duramadığı ile ölçülür. Özgül ağırlığı çok olan cıva gibi doğru dibe. Sudan hafif olanlar dalgalarda süzüle süzüle karaya vurur.     

Batarsa batsın, vurursa vursun, bize ne. Bizi Gebze’de sendikaya üye oldukları için işten atılan ve Ankara’ya yürümek için yola çıkan emekçi ve o emekçiye yumruk atan polis ve attıran siyasi irade ilgilendiriyor. Dünyanın tepesinde mücadele hızını arttırdı. En zengin Gates arkalara düştü. Bezos tek başına Türkiye’nin dörtte biri. Tesla’nın sahibi 130 milyar dolarlık servetiyle ikinci. Bizde bankada milyon lirası olan kişi sayısı ikiye katlandı. Bankalarımızdaki dolar hesapları, artık kiminse, Türkiye’nin borcunu iki defa öder. İşini kaybeden emekçiye yumruk atan polis akşam evine gittiğinde çocuklarının yüzüne nasıl bakıyor. Bu yumruğu atan polis bu milyon liraların, dolarların o işçiyi işten atan para babasına ait olduğunu bilmiyor mu? Yarın bakan değişse, Reis “İşçiye dokunmayın” diye emir verse(?) o polis ne yapacak? Hiç mi kendi aklı, mantığı, vicdanı yok?  

Yeni model bir telefon almak için İsviçreli 4 gün, Türkiye’de çalışan ve iş bulup ayda 3 bin lira kazanabilen mutlu vatandaş 103 gün, o polis 100 gün çalışmak zorunda kalıyor da halen neyin, kimin yumruğunu atıyor.

Bir de küçük ortak var ki… Onun için “gık” diyen vatan haini, “ekmek” diyen bölücü, “iş” diyen bozguncu, “Bilgisayarım yok, derse giremiyorum” diyen genç şaşkın, covid-19’dan ölüp sayıyı arttıran gafil.

Yakında kürsülerden, “Heeey covidliler, coronalılar siz kime hizmet ediyorsunuz? Hangi karanlık odakların adamısınız? Giden pisik gibi kuytu bir yerde kimseye görünmeden ölün” diye bağıranları duyarsak şaşırmayacağız. 

Çivi çıktı. Çıkmasa gençlerimizin tamamı bir batı ülkesine kaçmanın hayalini kurar mı?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa