26 Kasım 2020 22:24

Ütopyadan distopyaya

Fotoğraf: Nursen Bilgin Kadayıfçıoğlu

Paylaş

“…Sakın çıkma patika yollara
O dağlara kırlara o karlı ovaya
Yenik düşüyor her şey zamana
Biz büyüdük ve kirlendi dünya…”

Murathan Mungan Telli Telli şiirinden

Fotoğrafçı Nursen Bilgin Kadayıfçıoğlu yazının başlığını koydu. Yeni çıkan fotoğraf albümünün ismi “Ütopyadan Distopyaya Otobiyografik İzdüşümler” 24x32 cm. ebadında 100 sayfa mat kuşe kağıda metinler Türkçe-İngilizce, fotoğraflar siyah beyaz basılmış. Teknik kalite ve tasarımı çok güzel.

Albüm dört bölüme ayrılmış. Birinci bölüm, Anadolu (Belli ki çocukluk ve ütopyaların başladığı zamanlar). İkinci bölüm İstanbul (Hayatla yüzleşme süreci, sorgulama). Üçüncü bölüm Eski Batı (Geçmişten kalan ütopyaların mekansal izleri). Dördüncü bölüm Yeni Batı (Bugünün dünyasında insana uzaklaşan mekansal düzenlemelerin distopik görünümleri).

Bu anlamda fotoğraf albümü Nursen’in yaşam öyküsü sayılabilir. Yıllardır çektiği fotoğrafları ve belki de çekerken düşündüklerini, hissettiklerini bizlere göstermeye gayret ediyor. Ütopyalarının distopikleşmeye evrilişini anlatıyor.

Tasarımını ve editörlüğünü Serkan Turaç üstlenmiş ve giriş yazısını yazmış. Yücel Tunca, Özkan Samioğlu yazılarıyla katkılarını sunmuş. Nursen de bölüm başlarına yazdığı girişlerle bizleri görsel bir sunuma yönlendiriyor.  

Albümün ilk iki bölümündeki fotoğraflar doğrudan, belgesel fotoğraf anlayışıyla başlıyor, gittikçe grafik ağırlıklı, ışık gölge ve daha kavramsal bir anlatıma uzanıyor. Nursen sanki yaşamındaki değişimleri fotoğraf anlayışıyla da bir eş zamanlılığa çeviriyor. Özkan Samioğlu yazısında Nursen’in fotoğrafik gelişimindeki bu durumu çok güzel özetliyor.

Albümün başlığına bakıldığında sorulacak soru şu; Ne yani ütopyalar bitti mi? Bunun cevabı aslında kapaktaki fotoğrafta ayrıca son bölümde kullandığı önde ağaçların olduğu arkada dev gökdelenlerin yükseldiği binaların fotoğrafını birleştirince Yücel Tunca’nın “…ütopya bile olsa başka türlü bir dünya kurmak için devasa distopyayı yerle bir etmek üzere çıkılacak yolculuğun davetidir.” Saptaması albümün sözü olarak okunabilir diye düşünüyorum. Nursen bir geziye çıkartıyor bizi ve ütopyadan distopyaya getiriyor. Bunu bir saptama olarak yapıyor. Bugün distopik bir dünyada yaşıyoruz diyor. Ya yarın geleceği açık bırakıyor. Editör olarak Serkan Turaç; “…Tarihin tanığı elbette fotoğrafçıdır ama yarına taşıyacak toplumun ta kendisidir…”diyerek bu açık kapıya işaret ediyor.

Nursen şöyle bitiriyor hikayesini; “21. Yüzyılın bu ilk yarısında, insanlığın geldiği noktayı görmek demek, bir yanda inanılmaz teknolojik gelişmeleri, diğer yandan paylaşım savaşlarını, baskıcı rejimleri, giderek artan gelir adaletsizliğini, çevre tahribatını, iklim krizini görmek demek. Tanıklıklar, yaşanmışlıklar, sorumluluklar ve ruhumuzda kopardığı fırtınalar… İfade edebildiğimiz ölçüde umutlu olabiliriz ancak.

Ekleyecek olursam, son bölüme gelindiğinde eyvah sayfalar bitiyor kaygısı duyulmuş gibi geldi. Bir de ışık gölge oyunlarının olduğu fotoğraflar yan yana olunca elektriklenme etkisi yaratıyor (sandalye gölgesi merdivenler bastonlu adamın olduğu sayfa mesela) Nursen Bilgin Kadayıfçıoğlu kim? Kısa bir biyografi ve foto gerekirdi diye düşünüyorum. Bilinçli olarak koymadığını düşünmekle birlikte keşke olsaydı dedim. Fotoğraflara diyecek sözüm yok. Her biri ince elenip sık dokunmuş.

Daha önceden fotoğraflarını ve çalışmalarını bildiğim için hayal kırıklığına uğramadım. İyi ki böyle bir çalışmayı gerçekleştirdin diyebilirim.  Bu yazıyı 25 Kasım’da yazıyorum. Böyle anlamlı bir günde bir kadın fotoğrafçı için yazmak beni mutlandırdı.

Kitabı/albümü edinmek isteyenlere…

Satışlar Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Merkezi yararına olup iki şekilde temin edilebilir.

1- Nadir Kitap’tan sipariş yoluyla

2- Şiddetsizlik Merkezi hesabına yaptığınız 75 TL. bağışın belgesini, adresinizle birlikte nursenbilginka@gmail.com adresine göndererek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa