Yerli ve milli 2021 bütçesi!...

2021 bütçe tasarısı Meclis Bütçe Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülürken Borsa İstanbul’un yüzde 10 hissesi Katar şirketine satıldı. Türkiye’ye 300 milyon dolarlık bir sermaye akışı olacak. 300 milyona muhtaç memleket!

Kasa tamtakır, kelimenin gerçek anlamıyla tamtakır, döviz varlığı ekside ve Türkiye uçan kuşa borçlu ve muhtaç. Damat istifasının asıl nedeni bu. Onunla tefecilerin hiçbiri ikna edilemiyordu artık. En son Londra’dan yüz geri edilmişti. Elvan Bey ya da başkası da kimseyi ikna edemeyecek, ama damatla artık zurnanın akortsuz ses verdiği noktaya varılmıştı.

Dünkü yandaş gazetelerin manşetlerini ise Tank Palet Fabrikasının Katar ordusuna satıldığını yineleyen CHP’li vekile yöneltilmiş suçlamalar süsledi. Yok “Libya ve Doğu Akdeniz’deki milli politikadan rahatsız”mış, yok “Karabağ’daki zaferden rahatsız”mış. Yok “Gayrimilli dil”miş. Borsa İstanbul’un Katar’a satışı örtülecek ya! Sevsinler böyle milliliği!

Ama CHP de ektiğini biçiyor: Karabağ Savaşı’yla Libya ve Doğu Akdeniz’de AKP politikalarını destekler, AKP ile milliyetçilik yarıştırırsanız, dönüp böyle “rahatsız” derler!

Üstelik Tank Palet Fabrikası BMC’ye satıldığında çıt yok ama Katar’a satıldığında suçlarsanız, bu daha az sorun olmaz. Ne SÜTAŞ, ne Et-Balık Kurumu, ne Sümerbank ne de koca demir-çeliklerle PETKİM ve TÜPRAŞ’lar özelleştirilerek satılırken ses çıkmıştı. TÜPRAŞ Koç’a, PETKİM de Azeri Socar’a satıldığında kimsenin milliyetçiliğine halel gelmiyor ve sorun yok, Tank Palet satıldığında sorun oluyor, öyle mi?! Ne diyeceğiz, Koç ve Azeri Socar bu halkın babasının oğlu mu? Eğitim ve sağlık kamusal hakken bunca özel okul ve hastaneye laf söylenmeyecek! Sayın bakanların özel okul ve hastaneleri sanki bu milletin de bir tek Tank Palet değil!

Zamanında Karabük Demir Çelik 1 TL’ye satılmıştı ve tamamen ideolojikti satış -ses çıkmamıştı!

Şimdi köprülerden geçen-geçmeyen, havaalanlarından uçan-uçmayan müşteri garantisinden Hazine yandaş müteahhit-işleticilere tıkır tıkır ödeme yapıyor ve bütçe görüşmelerinde bu eleştiriliyor. Bir de savurganlık eleştiriliyor. Eleştirilmeyecek gibi değil ve şüphesiz eleştirilmeli. Arabadan geçilmiyor cumhurbaşkanlığında ve 2021’de 47 yeni taşıt alınacak! Halk kan ağlarken Erdoğan’ın maaşı 88 bin TL’ye yükseltiliyor, Cumhurbaşkanlığı bütçesi 4 milyarı aşıyor. Tabii ki eleştirilecek.

Ama sadece “5’li çete” denen hükümetin sevgili müteahhitlerinin cukkaları ve cumhurbaşkanlığının müsrifliğinin eleştirisiyle yetinilmediğinde sen-ben çekişmesi aşılır. Örneğin içki ve sigaradan akaryakıta, ekmekten toplu taşıma biletlerine her şeyden ama her şeyden alınan ve bütçe gelirlerinin en önemli kalemini oluşturan şu dolaylı vergileri kaldırıp çok kazanandan çok, az kazanandan az alınacak gelir vergisiyle kurumlar vergisini yükseltmeye ne diyoruz? Ya da bu yoklukta, örneğin servet vergisi koymaya? Şu laf salatalarıyla milliyetçilik yarışları yerine bütçenin örneğin buradan tartışılmasına var mısınız? Verginin işçi ve memurdan, bordrolulardan değil tekelci şirket ve patronlardan alınmasına ne dersiniz? İşten atmanın kesin yasaklanması ve her koşulda ücretlerin eksiksiz ödenmesine ne diyorsunuz?

Önemli olan, bu ve benzeri tartışmalardır. 2021 Bütçesinin 245 milyar TL açık vereceği öngörülüyor. Bir yerlerden kapatılacak bu açık. Nereden kapatılsın tartışması bu. Ne dersiniz? Asgari ücret vergi dışı bırakılıp ÖTV ve KDV kaldırılarak, açığın, yükseltilecek gelir ya da yeni konacak servet vergisinden karşılanmasına hükümet ve muhalefetten kim ne diyor?

“Faiz karşıtı” olmakla övünen hükümet, bu bütçe ile 180 milyar TL. faiz ödeyeceğini ilan etti. Bu faiz gideri bir yerlerden kapatılacak. Ücretlilerden değil ama kâr, faiz ve rant gelirlerinden karşılansın -itirazı olan kim, görelim.

MİT, Emniyet, Jandarma vb. gibi ayrıntılarıyla Savunma ve İçişleri bütçeleri 250 milyar TL’yi buluyor. Haydi tümden kesmeye değil ama yarıya indirmeye ve sağlığı, hiç değilse bedava maske dağıtımını savaş harcaması indiriminden finanse etmeye kim ne diyor? Zülfüyare dokunmayan laf olsun eleştirileri karın doyurmuyor yoksa!