02 Aralık 2020 23:15

Manzara

Sokakta maske ile yürüyenler

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Ülke ne dertte, siyasiler ne dertte. Reis, en sevdiği çatışma ortamına, karşı tarafın yaptığı her falso ile yeniden kavuşmuş olmaktan mutlu. Ülke kan ağlıyor. Reis 5 dakika korona, 25 dakika Bay Kemal’i konuşuyor. Baba muhalefet de Reis’in servetine kafayı takmış. Biri “Demokrasi sorunu” diyor, diğeri “Takoz”.  İkisinin de taraftarı var. Küçük azınlık kavganın devamını televizyon yıldızlarından izlemeye sabaha kadar devam ediyor. Uyku sonra. İş yok, güç yok. Olsun. Açız, işsiziz ama bizimki haklı. “Ne biçim verdi ağzının payını.”

Bir de Katar çıktı başımıza. Katar sermayesi her yıl 3 bin milyar metreküp doğal gaz çıkartıp sadece bu işten beş, altı yüz milyar doları cebe indiriyor. Bize verdiği uçaktan her yıl 1000 tane. Bir taneciğini vermiş çok mu? Hem paranın dini, rengi, mezhebi olur mu? Verenden Allah razı olsun. Allah niye razı olsun? Allah sana verilen parada neden taraf tutsun. 3 bin milyar, on yüz bin baloncuk gibi. Katarlı başına düşen gaz 1 milyon metre küp, su içinde adam başı 2 yüz bin dolar. Yedirirler mi bu kadar parayı entarili din kardeşlerimize. Dünyanın bütün sermayesi çöreklenmiş, USA en büyük üssünü burada kurmuş. 8-10 sene sonra tükenecek doğal gaz. Sonrası meçhul. “Para varken toparlayalım sağda solda, kuzeyde 3 deniz arasında toprak, bina, borsa, morsa ne varsa kelepir” telaşında bir yandan emir, bir yandan şeyh, bir yandan annesi, ninesi, dedesi ve bilumum akrabası. Katarlının garibanı var mı bilmiyorum ama varsa 10 sene sonra yandı gülüm keten helva. Ah diyorum, rahmetli Sadi abi yaşasaydı, Göksu deresini Kanal İstanbul diye itelerdi hacı fışfışa da hacının aklı giderdi.

Ha bu arada, günlük ölüm sayısı 200’e yaklaştı. Daha kötüsü “Ölsek de kurtulsak” diyenlerin sayısının daha hızlı artması. Virüs her yerde var bir tek fabrikalarda yok. Memurlar önemli. Günlük çalışma süresi 5 buçuk saate indi. Demek ki bu şartlarda bile devlet işleri yürüyecek. Fabrikalarda işçilere bırakın mesai azaltmasını, senelik izin, sigara molası, çay arası bile yasak. Memur virüse karşı zayıf, işçi dayanıklı. Ondan değil. İşçi sokakta çok. Bütün işsizler yeri boşalan işçinin yerini almak üzere kapıda bekletiliyor. Aslında memur da öyle ama memur işte.

Dedem zamanının iktidarı, “Benim memurum devletin yüzü gibidir. O Sümerbank’tan verdiğimiz pantolon, palto, ayakkabı ile iyi giyinip, iyi yemelidir. İşçi, zaten adı üstünde işçi. Ne giyse yakışır” türünden bir şey söylemişti de dedem 40 yıllık partisini değiştirmişti.

Hele ara sıra aşı müjdesi verip gaz alan sayın bakanımız yok mu? Bakana acısam mı, kızsam mı anlayamıyorum. İşi bilmeyenler de bağırıyor. “Seni dinlemiyorlarsa istifa et.” Yok daha neler. Sen damat mısın kardeşim. Reis’in gönlü olmadan istifa edersen Eminönü’de taşıma işçisi olarak bile iş bulamama riskini ne yapacağız. Adama Fatih Çarşamba Pazarı’nda limon bile sattırmazlar vallahi. Eee, eden nasıl ediyor?

Öğrencilerin “onlayn” sınav için kurdukları WhatsApp grubuna sızan hoca, 3-a, 4-c diye birbirleriyle dertleşen öğrencilere “Geçmiş olsun” sesli mesajını atınca her kes susuyor.

Küçük ortak bağırıyor, “Siz kime hizmet ediyorsunuz!”

Kime diyor acaba? Hani damat sana diyorum kayınpeder sen anla modunda mı, yoksa öylesine Ce Ha Pe’ye mi söyleniyor. Yazık. İnsan birkaç alkış için neden boğazını acıtırcasına bağırır ki.

Manzara bu. Genco Usta “Bir Delinin Hatıra Defteri”ni bizim için yazıp  tekrar oynasa fena mı olur?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa