Barış hakkı ve dünyadaki durum
Fotoğraf: Evrensel
“10 Aralık İnsan Hakları Günü”nde “barış hakkı”na ve dünyadaki durumuna dair bir değerlendirmede bulunmak isterim.
Barış hakkı, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından, bireysel bir insan hakkı olarak, ilk kez, bir kaç yıl önceki BM Barış Hakkı Bildirisi ile (2016 yılında, 19 Aralık 2016 tarih ve 71/189 sayılı Genel Kurul kararıyla) kabul edilmiştir. Barış Hakkı Bildirisi, 38 paragraflık uzun bir gerekçe ve 5 maddeden oluşmaktadır. Bildiri’nin Türkçe çevirisi için bakınız (ihd.org.tr).
Bildiri’nin 1. maddesinde, herkesin barıştan yararlanma hakkı olduğu vurgulanmaktadır. 2. maddede devletlerin eşitliğe ve ayrımcılık yapmamaya, adalete ve hukukun üstünlüğüne saygı göstermeleri ve korku ve yokluktan azade bir şekilde barışı inşa etmeleri gerektiği, 3. maddede devletlerin ve BM’nin başta Unesco olmak üzere Barış Hakkı Bildirgesini hayata geçirmede önemli rollerinin olduğuna yer verilmektedir. 4. maddede, bütün ülkelerde barış eğitimi için çalışılmalı, insanlar arasında hoşgörü, diyalog, iş birliği ve dayanışma güçlendirilmeli barış için eğitime özel önem verilmeli denmektedir. 5. maddede, Bildiri’deki bütün hususların BM amaç ve ilkelerine uygun yorumlanması ve uygulanması gerektiği vurgulanmaktadır.
Bilindiği gibi, BM’nin kurucu belgesi olan BM Şartı’nın (1945) 1. maddesinde BM’nin amacının dünyada barış ve güvenliği sağlamak ve korumak olduğu yazılıdır.
BM 10 Aralık İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin (1948) ön sözünde de barış ve güvenliğin temelinin insan hakları olduğu yazılıdır.
Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO, 1919) Anayasası’nın başlangıç maddesinin ilk cümlesinde evrensel ve kalıcı barışın sosyal adalet temeline dayandığı vurgulanır.
1981 yılında kabul ve ilan edilen Afrika İnsan ve Halkların Hakları Şartı ilk kez barışın bir insan ve halkların hakkı olduğuna yer veren bölgesel bir insan hakları belgesidir. Şart’ın 23. maddesi, “Bütün insanlar ve halklar, ulusal ve uluslararası güvenlik ve barış hakkına sahiptir” şeklinde bir hüküm taşır.
Bölgesel olmayıp BM tarafından kabul ve ilan edilen barış hakkına dair ilk uluslararası belge ise, 1984 tarihli Halkların Barış Hakkına Dair Bildiri’dir. Dört maddelik bildiride, halkların kutsal barış hakkı olduğu, bu hakkı korumanın her devlet için temel bir yükümlülük olduğu, devletlerin uyuşmazlıkların barışçıl yöntemlerle çözümüne yönelmeleri gerektiği, tüm devletlerin ve uluslararası örgütlerin halkların barış haklarını uygulamaya yardım etmeleri için çağrıda bulunulduğu vurgulanır.
BM Dünya İnsan Hakları Konferansı Viyana Belgesi’nin (1993) 5. maddesinde, bütün insan haklarının evrensel olduğu, bölünmez, birbirine bağlı ve birbiriyle ilişkili olduğu kabul edilmektedir.
Barış hakkının da, medeni ve siyasi haklar ile ekonomik sosyal ve kültürel haklar ile ilişkisi vardır.
Yukarıda andığımız belgelerdeki temel yaklaşım barışın insan hakları ve özgürlüklerine dayalı oluşudur. İnsanlar arasındaki her türlü eşitsizlikler, hakların ve özgürlüklerin tanınmayışı, savaşların ve çatışmaların temel sebebidir. Başka bir ifadeyle çatışmalar, ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel nedenlerle çıkabilmektedir.
Dünyadaki durum da bunu gösteriyor:
Çatışma bölgeleri olarak Orta ve Güney (Latin) Amerika, Afrika, Asya, Balkanlar (Bosna Savaşı), Kafkaslar (Çok taze bir savaşın yaşandığı Dağlık Karabağ ile ilgili Azerbaycan/Ermenistan çatışması) belirtilebilir.
Çatışmaların yaşandığı ülkeler olarak hemen ilk akla gelenler olarak İsrail/Filistin, Yemen, Türkiye, Afganistan, Pakistan, Libya, Mısır, Sudan, Nijerya, Suriye, Irak, Kolombiya, Bolivya, Myanmar (Burma) sayılabilir.
20. yüzyılın ilk yarısında yaşanan iki dünya savaşı sonrasında 75 yıldır bir dünya savaşı yaşanmamıştır ama dünyada yerel ve bölgesel ölçekte savaşlar ve çatışmalar sürmektedir. Bu savaşlar ve çatışmalar, milyonlarca insanın hayatına, doğanın tahribine, bitkilerin ve diğer canlıların hayatına mal olmaktadır.
Bu durum, eşitlikçi ve özgürlükçü bir dünya için daha fazla çalışma ihtiyacı olduğunu göstermektedir.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle tekrarlamak isterim:
Barış Herkesin İnsan Hakkıdır!
Yaşasın İnsan Hakları!
Yaşasın Barış!
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Yeni dönem mi? 06 Nisan 2023 04:21