14 Aralık 2020 23:50

Dünyası para olanlar ve Erdal

Erdal Eren

Görsel: İsmail Cem Özkan

Paylaş

Geçtiğimiz Pazar Erdal’ın 40 yıl önce idam edildiği kara gündü.

Erdal Eren, işçi sınıfının kurtuluşu ve halkının mutluluğu için mücadele eden genç bir komünistti ve bunu hiç gizlemedi. Ne Şubede ne de geçen yıl 88 yaşında ölen faşist Raci Tetik’in komutanlığını yaptığı Mamak’ta gördüğü işkencelerde. Savaş Ay’ın kapı aralığından boydan fotoğrafını çektiği ve fotoğraftaki “o gözler”ine Sezen Aksu’nun şarkı sözleri yazıp bestelediği Askeri Cezaevinde.

Dimdik durdu! Hiç eğilmedi. “Öldürdü” denen jandarma erini öldürmemişti! Üstelik henüz 17 yaşındaydı Erdal Eren, gençliğinin baharını yeni yaşamaya başlamıştı. Hukuk kitaplarında 18’in altında ölüm cezası yok yazıyordu. Ama “Sen nasıl bize karşı çıkarsın, ibret olsun” dediler ve sehpayı gösterdiler. Parayı, koltukları, makamları değil, halkını seviyordu yalnızca. Ve davasını. Özgürlük istemişti. Yerine el çabukluğuyla ölüm verdiler.

Ağabeyleri Denizlerin yolundan yürüyordu. Onlar gibi, bağımsızlık diyordu. Halkın kurtuluşu diyor, demokrasi istiyor, sosyalizm diyordu. Bir avuç azınlığın ezici çoğunluğu sömürmesine karşıydı. Paranın, yani sermayenin egemenliğine karşı çıkıyordu. Ölümsüz kıldıklarının ayırdında olmadan, Denizlerle aynı sonu reva gördüler.

Faşizm budur! Ne hukuk tanır ne adalet. İşçileri örgütsüz bırakıp azgınca sömürmeleri için paragözlerin elini kolunu serbest kılmaktır. Halka ve halkın evlatlarına azgınca saldırmaktır. Açık terörcü diktatörlüğüdür tekellerin.

*

Para deyip geçilmesin. Kapitalizm, onun üzerinde dönüyor. Kiraladığı emek gücünün bir bölümüne karşılıksız olarak el koyarak sermaye biriktiren kapitalistin parası her şeyidir. İşçiler, hele işten atılıp günde 39 TL’ye “geçin” denen işçiler üç kuruşunu zor bir araya getirirler, ama sermayedarlar banka hesaplarına istifleyip yurt dışına kaçırırlar.

Fabrikatörün, müteahhidin, ithalatçının, bankacı ve sigortacının, özetle tekelci patronun gözü başka şey görmez; önünde secdeye vardıkları, paradır.

Bilmem kaç araba bilmem kaç uçakla har vurup harman savrulmanın da katkısıyla, krizin ve pandeminin ortasında tamtakır bırakılan devlet hazinesinde bile yokluğu çekilmektedir şimdi paranın.

Geçenlerde “Yok, ne yapalım” denip Varlık Fonu’na, yani Cumhurbaşkanının imzasına bağlanmış İstanbul Borsasının yüzde onu Katar’a satılmış, olay olmuştu. “Ne olduyerli-millilik’e?” diye hesabı sorulmuş, Cumhurbaşkanı yanıtlamıştı: “Paranın rengi, dini, milliyeti yoktur, para paradır!

Paranın rengi, dini, milliyeti yoktur, para paradır!” –öyle mi?!

Kuşkusuz rengi var; dolar yeşil örneğin, avro da kahverengiyle mavi. Dini nasıl olmaz; doların üstünde “In God We Trust” - “Allaha Emanet” yazıyor! Milliyetiyse tartışılmaz; adı üstünde Amerikan doları, Avrupa avrosu, Türk lirası… Yani? “Yerlilik-millilik” babından savunma tutmuyor!

Ama bir gerçek payı da yok değil parayla ilgili vecizenin. Özal dövize çevrilebilir kıldığından bu yana paranın rengiyle dini ve milliyetinin pek bir öneminin kalmadığı söylenebilir. Hangisi olursa olsun, paran varsa yaşadın demektir! Gerçi kriz ve dövizin kıtlık dönemlerinde önüne engeller konuyor, ama genel olarak, hangisine istersen ona çevirirsin, milliliğinin falan kıymeti kalmaz.

Bir de gerçek piyasa anlamı var ki, epeydir tartışma konusu; çünkü ABD Fed’inin karşılıksız basabildiği Amerikan doları dünya parası ve birçok ülkenin rezervleri tıka basa dolar dolu. Atsalar atılmıyor, satsalar satılmıyor. Mecburlar tutuyor, değeri düşmesin, kendileri de zarar etmesin diye yerine başkasını geçiremiyorlar!

Ama asıl tahribatı paranın, sermaye olarak egemenliğinde. Kapitalisti bile teslim alıp kendisine köle etmesinde. İstesin de paranın egemenliğine ters düşen bir iş yapsın hele, anında pişman eder para sahibini! Kulu kölesi yapmıştır. En çok paragözleri. “Para olsun da ne olursa olsun”, para da para, ya da “para paradır” demek, en çok parayı basan her şeyi ve herkesi satın alır, parayı veren düdüğü çalar demektir ki, bunu ancak Erdal’ım gibi komünistler reddetmiştir.

Erdal’ı en kısasıyla tanımla derseniz, o paranın egemenliğini, yani sermayeye köleliği reddedendir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa