18 Aralık 2020

Ülke sporu komada

DİĞER YAZILARI
Prestij 27 Temmuz 2024
Adalet 20 Temmuz 2024
Ayın karanlık yüzü 13 Temmuz 2024
Şampiyonun düşüşü 8 Haziran 2024
Kim bu Gukesh 27 Nisan 2024
Gordion Düğümü 20 Nisan 2024
YAZI ARŞİVİ

Tüm zamanların en çok olimpiyat madalyası kazanan ilk beş ülkesinin (ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya) aynı zamanda dünyanın ekonomik ve askeri yönden en güçlü ülkeleri arasında yer almasının tesadüf olmadığı çok açık. Kanımca dünyada gelişmiş ülke olmanın en büyük kanıtı o ülkenin olimpiyatlardaki başarısıdır. Gelişmiş ülkeler hemen her spor dalında başarılı olurken geri kalmış ülkeler daha az maddi yatırım gerektiren spor dallarında zaman zaman başarı gösterebiliyorlar.

Siyasilerin iktidar olmak için her argümanı kullanmaya çalıştıklarını biliyoruz. Sporda kazanılan başarıların ulusal ve uluslararası platformda getirdiği imaj, iktidarların uzun ömürlü olmasını desteklediği gibi meşruiyeti için de bir nevi propaganda ve reklam aracı haline geliyor. Bu yüzden sporun her alanını işgal ediyor, ele geçiriyorlar. Devletlerin spora yönelik politikaları o ülkenin spordaki başarısını belirlemektedir. Bu bağlamda ülkemiz spor politikalarının başarısızlığı net bir tablo olarak karşımıza çıkıyor. 1924’ten başlayıp günümüze kadar devam eden 96 yıllık olimpiyat tarihimizde bugüne kadar altın, gümüş ve bronz olmak üzere toplam 87 madalya kazandık. Üstelik bu madalyalar sadece 6 branşa ait. Oysa ülkemizde 33 branş olimpik spor statüsünde. Mesela kıskançlıktan çatır çatır çatlayan Almanya’nın sadece doğu-batı birleşmesinden sonra aldığı madalya sayısı 573, Kore Savaşı’nda asker gönderdiğimiz Güney Kore’nin 243, Avrupa’nın az gelişmiş ülkesi Romanya’nın ise 301 olimpiyat madalyası var. Kimse nerede hata yaptığımızı sormayacak mı? Uluslararası seviyede neden bu kadar başarısızız?

Bu sorunun cevabını birkaç başlıkla açıklamak mümkün. Birincisi, tesis yetersizliği; 2020 yılı bitmek üzere ama ne yazık ki inşaatta antrenman yapan ulusal sporcu haberi ne kadar da tanıdık ve normal geliyor artık hepimize. İkincisi, nitelikli antrenör yetersizliği; mesela elinizi sallasanız satranç antrenörüne çarpabilir ama binde birinin satranç bildiğini garanti edemem size. Bu kadar çok antrenörü olup bu kadar başarısız olan bir başka ülke bulmak mümkün değil sanırım. Üçüncüsü ama en önemlisi spor federasyonlarının siyasi iktidarın adeta oyuncağı haline gelmesidir. Tüm federasyonlar, başkanları ve kurulları iktidar partisinin süzgecinden geçerek kendilerine yakın kişilerden oluşturuluyor. Öyle ki satranç federasyonunun on beş kişilik yönetim kurulunda sadece üç tane satranç sporcusu var. Neredeyse tamamı AKP’li. Dahası federasyon seçimlerinde oy kullanan delegelerin üçte biri gençlik ve spor il müdürlerinden oluşuyor. Doğal olarak hükümetin işaret ettiği adayı destekliyorlar. Sportif eğitimi ve disiplini olmayan, görev aldığı federasyonun branşıyla alakasız ama iktidara yakın iş insanları, akademisyenler ve bizzat partili olanların yönetim kurullarına seçildiği tüm spor federasyonları tam da bu yüzden can çekişiyorlar. Federasyon başkanları için ulusal sporcu olma şartı, yönetim kurullarının da en az üçte ikisinin sporculardan oluşması ve devletin yalnızca denetleme görevini yaparak spordan elini çekmesi ile bu tabloyu tersine çevirmek mümkün olabilir. Aksi ise baki kalan bu kubbede boş bir seda olacaktır.

HAFTANIN OYUNU

Rusya Süper Finali son zamanlarda çok sık görmediğimiz güzellikte bir oyuna sahne oldu. GM Danil Dubov, GM Sergey Karjakin’e karşı oynarken muhteşem bir kombinezona imza attı. Beyazın hamlesini bulmaya çalışalım.

Diyagram: Evrensel Bilgin

19.Vxg6!! (Böyle güzel konumsal bir vezir fedasını her gün görmek mümkün olmuyor) 19…fxg6 20.Kxe6 Vf7 21.Fxc3 Sh8 22.Ke4 Vf5 23.Ke7 Kg8 24.Fxg8 Kxg8 25.dxc7 Vc2 26.Fe5 Fxf2+ 27.Sh1 Fb6 28.h3 Sh7 29.Ke1 a3 30.Şh2 g5 31.Ad4 Vc4 32.Af5 Vxb4 33.Kc1 Şg6 34.Kxg7+ Şxf5 35.Kxg8 Fxc7 36.Fxc7 Vb2 37.Kc5+ Şe4 38.Kd8 1–0

Evrensel'i Takip Et