Bahçeli’nin ‘HDP kapatılmalı’ talimatının iktidarın yöneliminden sapma olmadığını görmeliyiz

‘Sıtara’…
Bir nevi endemik tabir, denilebilir (sanırım.)
Bizim Türkmen ellerinde kullanılır…
Sözlükteki (kelimeler.gen.tr) belli başlı anlamları:
Değer, naz, alın yazısı, şans, baht... (vesaire)
“Sıtarası varmış” misali; şansı, baht açıklığı vurgulansa da…
Nedense daha çok bir yakıştıramama, eleştirme maksadıyla…
Daha doğrusu hak etmediği kıymetler izafe edildiğinde...
Taşımadığı vasıflar atfetme halinde kullanıldığı kalmış hatırımda…
“Onun sıtarası neymiş de…” misalindeki gibi…
Peki, sadede geliyorum…
Ata yadigarı ‘sıtara’ya sarmamın sebebi şu:
Ortalığa yine yeni bi’ kötülük saçıldı...
Ve biz yine yeniden “Erdoğan ne diyecek?” frekansına taşındık…
Neden?
Erdoğan’ın sıtarası ne?
Erdoğan’a yakıştıramıyor muyuz?.. (hâlâ)
Açayım…

DÜN: BAHÇELİ, KILIÇDAROĞLU’NU TEHDİT EDEN ÇAKICI’YA SAHİP ÇIKTI, ‘GÖZLER SUSKUNLUĞUNU KORUYAN ERDOĞAN’DA’ İDİ

Ne oldu?
Açık oturumlar açık oturumları kovaladı…
Ravîler (rivayetçiler) analizcilerle zar attı…
Merak kaşındı da kaşındı…
Veee… ‘dava’da birlik:
Erdoğan, Çakıcı’yı “dava arkadaşım” restiyle sahiplenen Bahçeli’ye sahip çıktı:
Cumhur ittifakını bölemeyecekler…
Geldik bugüne:

BAHÇELİ ‘HDP’NİN KAPISINA AÇILMAMAK ÜZERE KİLİT VURULSUN’ DEDİ; ‘GÖZLER SUSKUNLUĞUNU KORUYAN ERDOĞAN’DA YİNE

Sonuç?
Medya istikamet verdi… Yine:
“Gözler suskunluğunu koruyan Erdoğan’da”
Bir hafta geçti…
Raviler analizcilerle açık oturumlarda zar atmaya devam ediyor… (yine)
Da… Ne olacak sahi?..
Erdoğan, ne yapacak?
MHP’ye “Parti kapatmalarının Türkiye’de olumlu sonuçları görülmedi” mesafesi koyan Numan Kurtulmuş’a mı sahip çıkacak?
Bahçeli’ye mi?..

ERDOĞAN, BAHÇELİ’Yİ BÜLENT ARINÇ DURUMUNA DÜŞÜREREK İPLERİ KOPARMAYI GÖZE ALIR MI?

Erdoğan sonuçta, Kurtulmuş’a da çemkiren Bahçeli’nin talebini kale almaz, çöpe atarsa, ne olur?
Cumhur ittifakı dağılır mı?
Bahçeli bu durumda, “Erken seçim” mi der?..
Hem de MHP desteğini kaybetmişken…
Erdoğan bu tabloyu göze alır mı?..
Kestirmeden cevabım şu olur:
Eğer Saray, keskin bir viraj alarak iktidar stratejisinde makas değiştirmeyecekse…
Erdoğan’dan, Bahçeli’yi açığa düşürecek adım beklenmemeli…

SARAY’IN İKTİDAR ALGORİTMASI DİYOR Kİ…

Arınç’ı istifaya sürükleyen çıkışı Bahçeli’ye reva görmenin, sonuçlarını göze alamaz Erdoğan…
İktidar algoritması öyle diyor…
Ne demek algoritma?
“Belli bir problemi çözmek veya belirli bir amaca ulaşmak için tasarlanan yol.” (vikipedi)
Daha çok bilgisayar programlarında yapılacak işi ve atılacak adımları etap etap belirlemeyi ifade ediyor…
Bu tanımıyla ‘algoritma’ terimi tam da ‘teknokrat’ iktidarın ideo-politik işleyişinin isabetli simgesi sayılmaz mı?
Bu niteliğiyle belki de Saray’ın HDP/Kürt meselesini de kapsayan siyasal tasarımının adımlarından biri idi, Bahçeli’nin çıkışı…
Doğrusu Perinçek/Vatan Partisinin açtığı HDP kapatılsın davasını duyduğumda, bunun Saray’da tasvip görmeyecek…
Klasik Perinçek vaveylası olduğunu düşünmüştüm…
Yanıldığımı görürsem şaşırmam…
Bu minvalde:

KILIÇDAROĞLU’NUN FISILDADIKLARINI HİÇ YABANA ATMAMALI, BİLAKİS…

Zira HDP’nin kapatılması gündeminde Erdoğan’a kilitlendik ama…
Ara başlıktaki ikazı mühimsemekte fayda var…
Saray’ın Kürt meselesine yaklaşımını da göstermesi bağlamında… ‘HDP’nin hallinin anahtar gerekçesini de veriyor olabilir…
T24’e mülakat veren Kılıçdaroğlu, ne diyordu:
“Gelen bilgi şöyle: İktidar HDP’yi yanına çekemeyince ikinci bir parti kurup HDP’yi parçalayabilir miyiz arayışı içinde. ‘Bunu İmralı üzerinden yapabilir miyiz, ikna edebilir miyiz’ yönünde bilgiler geldi.  Sonuç almak mümkün mü bilmiyoruz. Selahattin Bey’in içeride tutulma gerekçelerinden birinin de bu olduğu ifade ediliyor.” (04 Aralık 2020; vurgular benden-era)
Kılıçdaroğlu’na “gelen bilgi”yi geçen ay sonu okuduğumuz haberle birlikte okursak:

ERDOĞAN’IN BAŞDANIŞMANININ DİYARBAKIR TEMASLARINI HDP’NİN YERİNE KURDURULACAK PARTİ PLANININ NABIZ YOKLAMASI OLARAK MI GÖRMELİ?

Hoş, Bahçeli’nin “HDP’ye kilit” çıkışı, bu temaslara bağlanmadı da değil ama…
Pek ikna edici gelmiyor… (doğrusu)
Zira…
İstanbul Büyükşehir’i kaybetmemek için…
Ulak göndererek Abdullah Öcalan’dan getirtilen sipariş mesajın yayımlanmasına...
Osman Öcalan’ın TRT aracılığıyla AKP’ye oy devşirmesine destek veren Bahçeli…
HDP’nin yerine Kürtlerin AKP’sinin kurulması çalışmasından neden rahatsız olsun ki?
O haberde Bahçeli’yi karşı hamleye sürükleyecek ne var ki:
“Erdoğan’ın Başdanışmanı, Eski AKP Van Milletvekili Gülşen Orhan, Diyarbakır’da iki gün boyunca bazı sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri ve sokakta vatandaşlar ile görüştü.” (22 Kasım 2020)
Alt alta koyunca tüm bunları…
Olan biteni, bahsettiğim İktidar algoritmasının periyodik adımları olarak değerlendirmek mümkün değil mi?..
‘Değil’ diyenler de var… (biliyoruz)
Şuradan çıkarıyorum bunu:

HAVADAN YENİ ÇÖZÜM SÜRECİ KOKUSU ALANLAR DA VAR

Ve görünen o ki…
‘Yeni çözüm süreci’ beklentisini tedavüle sokma mevsimi başladı…
Bittabi ‘sıtara’ tarifimi teyit edercesine…
Bahçeli’ye yakıştırılanların, Erdoğan’dan azade kılmaya ihtimam göstererek…
‘Yeni çözüm süreci’ fısıldanıyor…
(Ah bir şu) Erdoğan; Bahçeli’nin vesayeti altında (olmasa)…
Erdoğan İktidarını sürdürmek için Bahçeli’ye mecbur (kalmasa)…
Tespitleri ile ‘Kendisi iyi ama çevresi kötü’nün el artırılmış hali olan…
“Erdoğan iyi ama mecburi ortağı Bahçeli kötü”…
Tespitinin mütemadiyen empoze edildiği düşünülürse…
Liberallerin ve kimi (liberal ve dindar) Kürt kesimlerince de üretilen/çanak tutulan/taşıyıp beslenilen bu tespitler ile…
Beklenti yaratılarak Kürt muhalefetinin paralize edilmesi mi hedefleniyor?
Gaye bu ise akıllıca…
Ha iş görüyor mu?
Sahada ne derecede karşılık yaratıyor (mu?) bilmiyorum; doğrudan gözleme imkanım da pek yok doğrusu…
Ama “Erdoğan’ı Bahçeli vesayetinden kurtarmak için Kürtler olarak oyumuzu AKP’ye vermeliyiz” karar ve çağrısını duymadım… (henüz…)
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanının “Başka çareleri yok…” minvalindeki açıklamaları...
Erdoğan başdanışmanının Diyarbakır temasları… filan kısa devre yaptırmaya çalışsa dahi…
Bunca yılın (acı) politik tecrübesi (ve uyanmış bilinci) ile Kürt halkının…
Temenniler ile realiteyi ayırt edebilecek olgunlukta olduğunu düşünüyorum…
Yanılıyor muyum?..