Orhan Kemal durağı

Görsel: Pixabay

DİĞER YAZILARI
Hakkâri’de Bir Mevsim 1 Şubat 2025
Tek gerçek 25 Ocak 2025
Dilsiz 18 Ocak 2025
Kendi başına 11 Ocak 2025
Kan durmuyor 4 Ocak 2025
Yumruklar sıkılı 28 Aralık 2024
Yürek ağrısı 21 Aralık 2024
Ayak altında 14 Aralık 2024
Tadı yok 7 Aralık 2024
Uğultu 30 Kasım 2024
YAZI ARŞİVİ

SİS İÇİNDE

Kesilen her ağaç, yıkılan duvar beton bir dikite dönüşüyor. Gökyüzüne yükselen gökdelenlerle. Bulutlara karışıyor. Sisi, dumanı indirerek yere. Gözü göze göstermeyen.

BEKLENTİ

İnsanların sokağa çıkmasının yasaklandığı gün, boş sokakları inadına ısıtır oldu güneş. Güz sonu bir yazı başlatarak. Yasaklara karşı. İnsanı bekleyen.

KARARTMA

Her gün gördüklerimize, duyduklarımıza, söylenenlere konuşulanlara bakılırsa hiçbir şeyin görülmediği, duyulmadığı, söylenmediği, konuşulmadığı anlaşılıyor. Karartıldığından. Yaşamımız gibi.

YER YOK

Yazıla yazıla kararıyor kağıtlar. Kara bir örtüyle kaplanan dünyamızda. Kirlenmiş kağıtlarda yer kalmıyor beyaza. Yer kalmıyor aydınlığa.

ORHAN KEMAL DURAĞI

Orhan Kemal, Cibali’den geçen Eyüp-Keresteciler otobüsünden söz ederken “Tekmil vidaları laçkalaşmış” diye anlatır. Yıllar yılı oturduğu evin önünden sarsılarak geçip giderlerken. Şimdi tramvay geçecek ordan. Parıldayan rayların üstünden tüy gibi kayarak. Cibali’de durduğunda Orhan Kemal olacak orada. Takım elbisesi fotür şapkasıyla resmi Haliç’e yansıyacak olan Orhan Kemal durağında.

RESİM DONDU

Kıyıya inen olsa da denize bakan olmazdı pek. Ufku gözleyen de. Ne gelen olurdu, ne giden. Deniz, rüzgar esiyorsa dalgalı, yoksa sakin demekti. Günün birinde bir gemi peyda oldu ufukta. Gövdesi kara, güvertesi ak. Kocaman. İlk bir çocuk gördü. Kalabalık doldurdu kıyıyı bir anda. Bekleşerek sevinçle. Olduğu yerde çakılıp kalmıştı gemi oysa. Ufka bakıp duran kalabalıkla.

SICAĞI SICAĞINA

Ateş eden de, ettiren de onlar. Seni çalıştırarak elde ettikleri demirden silahlarla. Namlularından ateş püskürterek. Terin soğumadan daha.

SESİMİZ

Kitaplar, oyunlar, filimler, şarkılar açar/açmıştır özgürlüğün yolunu. Sesimiz yükseldiğinde/yükselttiğimizde sesimizi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et