SARS-CoV-2 spike S1 kan-beyin bariyerini geçebiliyor mu?
Görsel: Rawpixel
COVID-19 pandemisinin ilk aylarında nörolojik belirtilere sahip hastaların tespit edilmesi, virüsün beyin üzerinde de etkileri olabileceğini göstermişti. Sonrasında ise SARS-CoV-2 enfeksiyonu ile ilişkili nörolojik ve nöropsikiyatrik hastalıklara dair çalışmalar yaygınlaştı. Temmuz ayında online olarak “Brain”(Beyin) dergisinde yayımlanan bir araştırma1 SARS-CoV-2’yi tüm sinir sistemini etkileyen geniş spektrumlu nörolojik sendromlarla ilişkilendirmişti. Bazı vakalarda immünoterapilerin işe yaradığı da gösterilmişti. SARS-CoV-2 pozitif 43 hastanın (PZR ile 29’u kesin pozitif, 8’i yüksek olasılıklı ve 6’sı belki) onunda deliriyum/psikoz ile ensefelopati görülmüş. Bu hastaların MRI taramaları ve beyin sıvılarında bir anormallik saptanmamış. On ikisinde, enflamatuvar merkezi siniri sistemi sendromları (ensefalit, akut dissemine ensefalomiyelit); on altısında ise iskemik inme, Guillain-Barre sendromu, brakiyal pleksopati teşhis edilmiş. Virüsün beyin üzerindeki uzun süreli etkilerini incelemek üzere ABD Alzheimer Derneğine üye araştırmacılar da bir çalışma başlattıklarını temmuz ayındaki konferanslarında duyurdu2.
Bu hafta Nature Neuroscience‘da yayımlanan yeni bir araştırma ise SARS-CoV-2 spike protein S1 alt ünitesinin kan-beyin bariyerini çeşitli fare modellerinde geçebildiğini gösterdi. Bu virüsün kan-beyin bariyerini geçebilme olasılığını destekleyen güçlü bir bulgu. Araştırmayı yürüten Prof. Bank ve ekibi, benzer bir durumun HIV için geçerli olduğunu daha önce göstermişti. HIV1’in yüzey glikoproteinlerinden gp120 de benzer mekanizma ile kan-beyin bariyerini geçebiliyordu. Bu geçişin sitoin fırtınaları ve enflamasyonu tetiklediği düşünülmekte. Bank ve ekibi çalışmalarını iki farklı firmadan aldıkları S1 glikoproteini ile yürüttüler. Damardan verilen radyoaktif olarak işaretlenmiş proteinlerin beyin bölgelerine alındığı gösterildi. Proteinin akciğer, dalak, böbrek ve karaciğer gibi organlara da girebildiği gösterildi. Aynı protein burundan verildiğinde ise, yine beyine girebildiği ancak seviyelerin yaklaşık on kat daha düşük olduğu bulundu. Proteinin kan-beyin bariyerini “adsorptive transcytosis” denilen bir mekanizma ile geçebildiği de gösterildi. Proteinin fare beyin ve akciğerine geçişinde fare ACE-2 enziminin rol oynadığı da bulgular arasında.
Tüm bu çalışmalar virüsün yol açtığı semptomların anlaşılması, giderilmesi yolunda ne kadar yol katettiğimizin de bir göstergesi. Elbette bu çalışmaların daha fazla derinleştirilmesine, mekanizmanın ayrıntılandırılmasına ve bu mekanizmalara dair bilgileri kullanarak yeni ilaçların geliştirilmesine şiddetle ihtiyaç var.
1 - Paterson et al., The emerging spectrum of COVID-19 neurology: clinical, radiological and laboratory findings, Brain, Sayı 143, Cilt 10, October 2020, Sayfa 3104–3120
2 - Lemprière, S. SARS-CoV-2 and the brain to be studied long-term. Nat Rev Neurol 16, 522 (2020). https://doi.org/10.1038/s41582-020-0405-8
- Deprem ve salgın hastalıklar 12 Şubat 2023 04:55
- Modern tarım uygulamaları ve yabani otların evrimi 11 Aralık 2022 01:40
- Evcil retroviral elemanlar retrovirüslere karşı 06 Kasım 2022 04:58
- Proto-hücrelerden sentetik amipsi hücrelere 25 Eylül 2022 04:20
- İnsanlığın sivrisinek ile dansı 04 Eylül 2022 03:23
- Hapşıran süngerler 14 Ağustos 2022 02:08
- Tüp bebek başarısızlığının arkasında yatan sebep, erken dönem DNA çoğalması hataları olabilir mi? 24 Temmuz 2022 04:08
- Yer değiştiren genetik elemanlar ve ahtapotun bilişsel yeteneklerinin evrimi 10 Temmuz 2022 03:58
- Evrimsel ilişkiler kara ölümün kaynağının Orta Asya olduğunu ortaya çıkardı 19 Haziran 2022 04:49
- HIV ilacı ile orta yaş hafıza kayıpları engellenebilecek mi? 29 Mayıs 2022 04:15
- Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ve mikrobiyom 08 Mayıs 2022 01:18
- Antik enzimlerin yeni çağı 24 Nisan 2022 00:07