Sosyalizm hayaleti

Franklin D. Roosevelt'in sosyal güvenlik programı için hazırlanmış bir poster. | Kaynak: ABD Ulusal Arşiv Dairesi
ABD’de her geçen gün daha fazla insan işsizlik ve açlıktan muzdaripken, siyasetçiler seçmenleri hizada tutmak için bir kez daha “sosyalizm” tehdidi korku kartını ceplerinden çıkarıyor. Şaşırtıcı bir şekilde, bu hileye bir asırdan fazla süredir güveniliyor. Cumhuriyetçi ABD Başkanı Herbert C. Hoover (1874–1964), 1932’de ilk görev süresinin sonuna doğru demokratik rakibi Franklin D. Roosevelt’e (1882–1945) karşı yarıştığında da durum aynıydı.
Hoover, 1928’de bir umut ışığı olarak 31’inci başkan seçildi. Küresel ekonomik krizin başlamasıyla ve ardından gelen kitlesel sefaletin ışığında, öylesine sert siyasi karşı önlemler aldı ki, hızla seçmenlerin gözünden düştü. Sonuç olarak, bunu “sosyalizm” ve “Amerikan yaşam tarzına bir tehdit” olarak göstermiş olsa bile 1932 başkanlık seçiminde Roosevelt’in “New Deal” programına karşı hiçbir şansı yoktu. Bu yöndeki sosyalizm korkusu içerikli propagandanın ona hiçbir faydası olmadı. Aday Roosevelt, ülke hâlâ “Büyük Buhran”ın pençesinde ve yoksul halkın büyük bir kısmı yayılan kıtlıktan sefil bir şekilde muzdarip olduğu için heyelan halinde seçim zaferi elde etti.
Roosevelt’in başkanlığı onlara, “serbest piyasa” güçlerinin o zamandan beri karşı çıktığı Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk federal sosyal sigorta planlarını getiren yasa olan Sosyal Güvenlik Yasası’na geçişi sağladı. Sosyal güvenlik, ağırlıklı olarak siyahi ve Meksikalı toprak işçilerini içermese bile, milyonlarca ABD vatandaşının kendilerini ısıran aç kurtlara karşı savunmalarına yardımcı oldu.
O zamandan bu yana uzun süre geçti, ancak bugün bile siyasi ve ekonomik elitler ABD halkında yeniden korku yaratıyor. Ve bugün uyardıkları sözde tehdidin adı da hâlâ “sosyalizm”. Sözde özgür Batı’nın diğer ülkelerinde de olduğu gibi her zaman değişik nedenlere bağlı olarak yapılsa da antisosyalist propaganda yoksul kitlelerin açlığı kadar Amerikanın derinliklerindedir.
Evrensel'i Takip Et